Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve gazetenin Ankara sorumlusu Erdem Gül, silah taşıdığı belirtilen MİT TIR’larıyla ilgili haber nedeniyle haklarında açılan soruşturmada ifade vermek için Çağlayan Adliyesi’ne gitti.
CHA‘nın haberine göre, Cumhuriyet gazetesinin MİT TIR’larında silah taşındığına dari haber ve görüntüleri yayınlaması üzerine o dönem terör savcısı olan Başsavcıvekili İrfan Fidan soruşturma başlatmıştı. Gazete hakkında, “devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etme, siyasal veya askeri casusluk ve gizli kalması gereken bilgileri açıklama” suçlarından açılan soruşturma kapsamında savcılık dün telefonla arayarak Can Dündar ve Erdem Gül’ü ifadeye çağırdı.
Adliye girişinde açıklama yapan Dündar, şikayetçinin bizzat Cumhurbaşkanı olduğunu kaydetti. Gazeteciliği, halkın haber alma hakkını savunmaya geldiklerini ifade eden Dündar, “Kamuoyunun, hükümet bir yalan söylüyorsa bunu bilme hakkını savunmaya geldik. Biz buraya hükümetlerin hiçbir şekilde illegal yollara sapmaması gerektiğini göstermeye, kanıtlamaya, bunun savunmasını yapmaya geldi” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konuyu kişisel davası gibi ele aldığını söyleyen Dündar, “Biliyorsunuz ‘takipçisi olacağım, peşini bırakmayacağım onun’ dedi ve bizzat şikayetçi oldu. Neden Cumhurbaşkanının tek başına şikayetçi olduğunu bilmiyorum. Bu sır devlete ait sır mı yoksa kendi şahsi sırrı mı bunu da herhalde bu soruşturma gösterecek. Casuslukla suçlanıyoruz. Vatana ihanet olduğunu söyledi Cumhurbaşkanı. Bizler casus, hain değiliz, kahraman değiliz. Biz gazeteciyiz. Burada yapılan şey baştan sonra bir gazetecilik faaliyetidir” diye konuştu.
SUÇ ÜSTÜ YAKALANMIŞ BİR HÜKÜMET VAR
Gazeteci Dündar, “Çünkü bir suç üstü var. Suç üstü yakalanmış bir hükümet var ve bunun yarattığı bir panik var. Bu anlaşılabilir bir şey. Ama bütün bu soruşturma sürecinin bu paniği daha da büyüteceğini düşünüyorum. Uluslararası boyuta taşıyacağını, bize de burada yapılan usulsüzlüğü, gizli damgası altında yapılan silah ticaretini, insan ticaretini belgeleme ve bütün dünyaya kanıtlama şansı vereceğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’in yemin ederek silahların Türkmenler’e gitmediği açıklamasını da hatırlatan Dündar, “Herhalde soruşturmamızda tanıklık yapacaktır” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önceki gün “silah taşınsa ne olur taşınmasa ne olur” dediğini hatırlatan Dündar, “Ben de aynı şekilde o halde yayınlansa ne olur yayınlanmasa ne olur?” dedi.
Dündar konuşmasını şöyle tamamladı: “Belki de Türkiye’yi büyük bir beladan kurtaracağız. Çünkü gördünüz yani o bombaların gönderilen silahların nelere yol açtığı, kimlerin eline ulaştığı bütün bunlar aydınlatılmaya muhtaç. Ve elbette bu soruşturma sadece bizim bu haberi nasıl yaptığımızı değil bütün bu sürecin nasıl işlediğini de aydınlatmaya hizmet edecek.”
Cumhuriyet Gazetesi Ankara temsilcisi Erdem Gül de “Gazeteci aynı zamanda şöyle bir şeydir; eğer ülke tehdit ve tehlike altındaysa bu tehlikeyi halka bildirmek zorundadır gazeteciler. Geriye doğru dönelim, Suruç katliamı var, Ankara katliamı var. Bu haberler bununla da biraz ilgili haberler. Dolayısıyla ülke tehlike altındaysa, halk tehlike altındaysa gazeteci bunu yazmak zorundadır” dedi.