IŞİD’in Türkiye’deki yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede örgütün Türkiye’deki lideri olduğu belirtilen İlyas Aydın’a 15 yıla kadar, diğer şüphelilere ise 10 yıla kadar hapis istendi. Oysa yakın geçmişte ‘çArşı’ başta olmak üzere birçok davada ‘hükümeti yıkmak’, ‘darbeye teşebbüs’, ‘anayasal düzeni değiştirmek’ ya da ‘devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak’la suçlanan sanıkların müebbet hapisle cezalandırılmaları istenmişti. Lidere 15, üyelere 10 yıla kadar hapis istemi Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu savcılarından Murat Çağlak tarafından hazırlanan 315 sayfalık iddianamede 31 numaralı sanık olarak yer alan 26 yaşındaki İlyas Aydın’ın ‘silahlı örgüt kurmak ve yönetmek’ suçundan 10 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi. ‘Ebu Hanzala’ olarak tanınan ve başka bir soruşturma kapsamında tutuklu bulunan Halis Bayancuk’un da aralarında olduğu 66 şüpheli hakkında ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla beş yıldan 10 yıla kadar hapis cezası talep edildi. Dikey bir hiyeraşi yokmuş Şüpheliler arasında dikey ve sert bir hiyeraşi görülmediği vurgulanan iddianamede, “Daha çok aynı örgüt adına ikna ve rızaya dayalı faaliyetler tespit edilmiştir. Şüpheli İlyas Aydın’ın örgüt içerisinde ‘hoca’ konumunda ayrıcalıklı bir yerinin olduğu anlaşılmıştır” denildi. ‘Anayasal düzeni değiştirmek’ suçlaması yöneltilmedi Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere beş ayrı eylemden sorumlu tutulan ve radikal Selefi görüşler doğrultusunda bir devlet kurmayı amaçladığı belirtilen şüpheliler hakkında, ceza kanunundaki karşılığı ‘ağırlaştırılmış müebbet’ olan ‘anayasal düzeni değiştirmeye kalkışmak’ suçlaması yöneltilmedi. Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘tağut’ olarak görüyorlar Örgütün mescitlerde yapılan sohbetlerinde ilk zamanlarda İslam dini hakkında bilgiler verilse de, devamında Türkiye Cumhuriyeti’ni ‘tağut’ (Allah’ın koyduğu ölçüler ve hükümler dışında hükümler koyan) devlet olarak gördüklerinin anlaşıldığı belirtilen iddianamede, “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin okullarına çocukların gönderilmemesi yönünde propaganda yaptıkları, sohbetlere katılan şahısların çocuklarını okullara göndermedikleri, hatta ailelerin parçalandıklarının görüldüğü, sohbetlere katılan şahısların sözde cihat amacıyla çatışma bölgelerine gönderildiği anlaşılmıştır” ifadeleri yer aldı. 40 şüphelinin ifadesi alınamadı IŞİD’ın Türkiye yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında 27 şüphelinin ifadesinin alındığı belirtilen iddianamede, diğer 40 şüphelininse Suriye’de olmaları nedeniyle ifadelerinin alınamadığı kaydedildi. İfadesi alınamayan 23 şüpheli hakkında aileleri tarafından emniyete kayıp ihbarı yapıldığı bilgisi de iddianamede yer aldı. çArşı üyeleri darbe teşebbüsüyle suçlanmıştı IŞİD’in Türkiye yapılanmasının lider ve yöneticilerine en fazla 15 yıl hapis istenirken, son dönemde Beşiktaş’ın muhalif taraftar grubu ‘çArşı’ başta olmak üzere açılan birçok ‘örgüt’ davasında sanıklar hakkında müebbet hapis cezası talep edilmişti. Aralarında Çarşı taraftar grubunun liderlerinin de bulunduğu 35 kişi hakkında Gezi Parkı eylemleri sırasında cebir ve şiddet kullanarak ‘hükümeti yıkma’, yani darbe girişimi suçlaması yapılmış ve müebbet istenmişti. Davanın 11 Eylül’de görülen duruşmasında savcı 35 ismin de bu suçlamadan beraatini istemişti. ‘Taş atan çocuklar’a da müebbet istemi Kobani’ye destek eylemlerinde Mersin’de gözaltına alınan 14 ila 17 yaşlarındaki yedi çocuk hakkında müebbet hapis cezası talebiyle dava açılmıştı. Polis tutanakları esas alınarak hazırlanan iddianamede İ.B. (17), C.D. (16), A.D. (17), D.T. (14), B.S. (14), N.B. (16) ve E.M.’ye (14) ‘devletin birlik ve bütünlüğünü bozmak’, ‘polise mukavemet etmek’, ‘örgüt üyesi olmak’ ve ‘silahsız yasadışı eylemlere katılmak’ suçlamaları yöneltilmişti. Yine Mersin’de 26 Eylül 2014’te gerçekleştirilen ve izinsiz olduğu belirtilen bir gösteriye katıldığı iddia edilen 15 yaşlarındaki dört çocuk hakkında da ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açılmıştı. Terörle Mücadele polislerinin şikayetçi olarak yer aldığı iddianamede çocuklar, ‘Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmamak’, ‘yakarak kamu malına zarar vermek’, ‘tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurmak veya el değiştirmek’, ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozmak’la suçlanıyordu. Toplumsal eylemlere karıştıkları ve taş attıkları gerekçesiyle 2012’de konuldukları Pozantı Çocuk Cezaevi’nde taciz ve tecavüze uğrayan dört mağdur çocuk da ‘devlet malına zarar vermek’ suçlamasıyla Mersin 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde 302’nci maddeden müebbet hapis cezasıyla yargılanıyor. Dört kez beraat eden Pınar Selek de müebbetle yargılanmıştı Mısır Çarşısı’ndaki patlama nedeniyle 16 yıldır yargılandığı davada dört kez beraat eden Pınar Selek hakkında da önce ‘devletin güvenliğine karşı suç işlediği’, sonrasında ise ‘devletin hakimiyeti altındaki toprakların bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya matuf eylemde bulunduğu’ suçlamasıyla iki kez müebbet hapis cezası verilmiş, ancak bu cezalar Yargıtay’dan dönmüştü. Dündar için bir ağır iki müebbet talebi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, MİT TIR’larıyla Suriye’ye silah taşındığını belgeleyen haber nedeniyle 22 gün önce tutuklanan Cumhuriyet’in yayın yönetmeni Can Dündar hakkındaki şikayet dilekçesinde, Dündar’ın biri ağır iki kez müebbet ve 42 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istemişti.(DİKEN)