Güven park katliamı bir kez daha gösterdi ki Reyhanlı’dan başlayan katliamlar serisi istihbarat ve güvenlik alanındaki basiretsizliğin ve zafiyetlerin bir sonucudur.
Sıfırlanmış terörle devralınmış bir ülke 14 yılın sonunda meydanlarında, sokaklarında, parklarında bomba patlatılan bir ülke oldu.
Bu noktaya nasıl geldiğimiz hakkında söylenecek çok sözümüz var. Bugün savunmasız insanlarımızı teröre kurban veriyorsak, bu Habur sınır kapısında terörist karşılamaların, Oslo, İmralı ve Dolmabahçe görüşmelerinin, Valilere talimat verip PKK’ya operasyon yaptırılmamasının sonucudur.
“Ortadoğu’daki değişim dalgasını yönetme, değişim dalgasının öncüsü olma” hayalleri kuranlar, Ortadoğu’da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz diyenler Çağdaş Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara’yı bombaların patladığı bir “Ortadoğu Başkenti” yapmayı başardılar!
Ankara’nın kalbinde bombalar patlarken Ortadoğu’nun sultanlarına özenerek hesap vermeyen, sorumluluk üstlenmeyerek başkanlık sevdasına kapılanlar ve gündemi sadece başkanlık olanların Türkiye’yi getirdiği nokta burasıdır.
Fırat’ın kenarındaki kuzuyu geçtik, 5 ayda 3 kez karalar bağlayan Ankara’nın sorumluluğunu üstlenecek, beceremedik, beceremiyoruz diyecek kimse yok mu?
Gelinen noktada bunları unutmadan, hesap sormayı ertelemeden terör karşısında mücadelemizi güçlendirmek durumundayız.
Yaşadıklarımız karşısında iktidarın halkımıza birlik ve beraberlik çağrısı yapmasının inandırıcılığı ve bir anlamı kalmamıştır.
Bir ülke düşünün ki düşüncelerini açıklayanlar engelleniyor!
Haber yapan gazeteciler engelleniyor!
Haklarını arayan işçiler, öğrenciler engelleniyor!
Doğayı korumak isteyenler engelleniyor!
Yetimin hakkını korumaya çalışan bürokratlar engelleniyor!
Türkiye’nin birliği ve bütünlüğü için hükümeti eleştirenler engelleniyor!
Teröre karşı mücadele etmek isteyen askerlerimiz engelleniyor!
Hakaret edene karşı sözünü iade edenler engelleniyor!
Twitter, Facebook engelleniyor!
Ama teröristin aracı “seyir halinde” olduğu için engellenemiyor!
İntihar saldırısı yapacak olanlar henüz saldırıya geçmediği için engellenemiyor!
Bu saldırının önceden yapılacağına ilişkin istihbarat bilgisi alındığı halde halkımıza duyuru yapılmaması, nedeni ne olursa olsun yanlıştır.
Elbette terör örgütlerinin amacı korku ve panik yaratmaktır. Ama devletin görevi de insanını yaşatmaktır.
Alınan istihbarat güvenilir ve sağlam ise üst düzeyde güvenlik önleminin bir parçası olarak halkımızı uyarmak kalabalık yerlere zorunlu olmadıkça gitmemelerini geçici bir süre istemek durumundayız.
Bu terör örgütlerine verilen bir ödün değil, insan yaşamını her şeyin üstünde görmek demektir.
Eğer insanımıza kentinin caddelerinde, sokaklarında, parklarında özgürce yaşama imkânı sağlayamıyorsak onun devleti de olamayız.
Bu mücadele sadece güvenlik güçlerimizin çabalarıyla değil onlardan alınan bilgilerle halkımızın doğru bilgilendirilmesi ve yönlendirilmesiyle kazanılacak bir mücadeledir.
Bir başka nokta ise hükümetin Suriye, Irak politikalarından ve iç siyasette kutuplaştırıcı, ayrıştırıcı dil ve söylemlerden vaz geçmesi gerektiğidir.
Her olayda biraz daha ayrışan bir toplum olma halinden acilen çıkmamız gerekiyor.
Demokrasimizi, ulusal birliğimizi, bütünlüğümüzü engelleyenleri de bizim engellememiz gerekiyor.
Teröre, teröriste, teröre alışmamız gerektiğini söyleyenlere, terör eylemleri sonucunda oylarını artırdıklarını açıklayanlara, kifayetsiz, beceriksiz yüzsüzlere karşı dimdik ayakta durmalıyız.
Bu hain saldırıyı gerçekleştirenleri bir kez daha lanetliyor, yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına ve milletimize başsağlığı, yaralılarımız şifa diliyorum.