AKP’nin kapatma davasının görüldüğü 2008 yılında Anayasa Mahkemesi üyelerinin yanı sıra eş ve çocukları hakkında, İBDA-C ve Şirinler Çetesi üyesi oldukları gerekçesiyle dinleme kararları alındığı ortaya çıktı. Telefonu dinlenen iki Anayasa Mahkemesi üyesi ‘AKP kapatılmasın’ yönünde oy kullandı.
Sözcü’den Saygı Öztürk’ün haberi şöyle: İletişime müdahale tutanakları ve müfettiş raporlarına göre, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından alınan dinleme kararları, 22 Nisan’dan 22 Temmuz’a kadar uygulandı. Ancak AKP’nin kapatma davası o zaman gerçekleşmediği için dinleme süresi üç ay daha uzatıldı. Belgelere göre 22 Nisan -22 Temmuz döneminde dinlenen yüksek yargı mensupları şunlar: Serruh Kaleli (Anayasa Mahkemesi üyesi), Ahmet Akyalçın (Anayasa Mahkemesi üyesi), Zekeriya Sevimli (AKP’nin kapatma davasında görevli Yargıtay Cumhuriyet Savcısı)
Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi ise ‘Şirinler Çetesi’ne dahil oldukları gerekçesiyle sahte isimler üzerinden yargı mensupları için dinleme kararı aldı. Kararın verildiği tarih 8 Nisan 2008. Dinleme süresi ise 3 ay… Dinlenen yargı mensupları ve yakınları şunlar:
– Anayasa Mahkemesi Üyesi Ahmet Akyalçın, eşi Zeynep, oğlu Hakan Akyalçın. Hakan Akyalçın’ın sahibi olduğu şirkette çalışan Tarkan Bilgiç.
– Anayasa Mahkemesi üyesi Mehmet Erten
– Anayasa Mahkemesi Üyesi Necmi Özler.
– Anayasa Mahkemesi Üyesi Zehra Ayla Perktaş.
– Anayasa Mahkemesi Üyesi Şevket Apalak’ın eşi Filiz Apalak, kızı Berna Apalak.
– AKP soruşturmasının önceki savcısı ve YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu ile oğlu.
– Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu.
Sahte isimlerle, IMEI numaraları üzerinden telefonları dinleyenler hakkında Ankara ve Adana savcılıklarınca soruşturmalar sürdürülüyor.
Eminağaoğlu, “Şirinler Çetesi” mensubu olduğu gerekçesiyle telefonunun dinlendiğini şöyle öğrendi: “Soruşturma sırasında benim ve oğlumun telefonlarının dinlendiği belirtildi ve ifademe başvuruldu.
AKP’nin kapatma davasının devam ettiği bir dönemde dinlemenin yapılması, dinleme kapsamına eş ve çocukların alınması… Tüm bu kişilerin ortak özelliği gözetildiğinde amacın yargılama sürecini baskı ve etki altına almak.”
“AKP yetkilileri, kendi hakkındaki kapatma davasına bakan mahkeme mensuplarının dinlenmesinden, o dönemde hiç mi haberdar değil? Cemaat durumdan vazife mi çıkarmış” sorusunu yönelten Ömer Faruk Eminağaoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“AKP mensupları bu yolla partileri hakkındaki davayı, istedikleri biçimde ve adeta kendileri karara bağlamış oldu. Bu kapsamda dinlenenlerden kapatma yolunda oy vermeyen iki üyenin varlığı, AKP’yi kapatma yaptırımından kurtardı. Bu olay bile davaya bakan heyetin, tarafsızlık yönünden durumunu ve yargılamanın yeniden yapılmasını gündeme getirecek boyuttadır. Kararda ‘AKP, laik ve demokratik Cumhuriyete aykırı eylemlerin odağı’ denilmesine rağmen, AKP bu duruma Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde itirazda bile bulunmadı. Bugün AKP’de yaşanan sancı ve Erdoğan’ın tepkisi, o dönemde yarattıkları ortamla dinleme kapsamına alma yoluyla mahkemeyi etki altında tutma durumunu, şimdi yapamamış olmaktan mı kaynaklanıyor? Yasadışı dinlemelerden sadece cemaati sorumlu gösterip AKP’yi dışında tutmak kendi kapatma davalarında ne denli inandırıcı olabilir?”