2015 yılındaki paralel yapı soruşturmasında emekli edilen 1776 polis müdüründen haksız suçlamalarla karşılaştıklarını iddia edenler göreve iade edilmeyi bekliyor. Sözcü gazetesinden Mehmet Serbes’in haberine göre, emniyet müdürü düzeyindeki 1776 polisin emekliye sevk edilmesi sırasında 400 kadar paralel yapı mensubunun tespit edildiğini ancak geri kalan 1200 civarındaki polisin tümünün “Atatürkçü, cumhuriyetçi, milliyetçi olduğunu belirten emekli müdürler bugün FETÖ gibi diğer tarikatların emniyet kadrolarına yerleştirildiğini” iddia etti. Emekli emniyet müdürleri Murtaza Çuhacıoğlu, Muhsin Savak ve Cengiz Aydoğdu “Değişen bir şey olmuyor. FETÖ gidiyor başka bir cemaat geliyor. Yarın bir gün bunlar bu cemaatler üzerinden FETÖ’den daha tehlikeli işlere girişeceklerdir” dediler.
İşte o müdürlerin iddiaları:
“Asılsız ihbarlar yapıldı”
“17 Nisan 2015 günü emekli edilenler arasında elbette paralel yapı mensupları da var. Ancak bunların sayısı 400, bilemediniz 500 kadardı. Olay bir adeta bir ‘cadı avı’ haline geldi, asılsız ihbarlar, suçlamalar, eksik istihbaratlarla vatanını milletini seven, devletine ve hükümetine bağlı, milliyetçi, Atatürkçü, cumhuriyetçi, sosyal demokrat 1000’den fazla polis müdürü kendilerini bir anda, genç yaşta emekli olmuş halde buldu. Polis müdürleri olarak o tarihten sonra yapılan haksızlığı gidermek için mahkemenin yolunu tuttuk. Ancak yargı süreci uzun ve zor bir süreçti.
“Kandırmaya çalıştılar”
“Mahkemelerin aldığı göreve dönme kararlarına bakanlık itiraz ediyor, dosyalar Yargıtay, Danıştay arasında gidip geliyor, FETÖ’cü hakimler davalarımızı reddediyordu. Bu da süreyi uzatıyordu. Şu anda ortada mağdur olmuş, yetişmiş bir polis müdürü ordusu var. 1982’de hazırlık sınıfına adım attığımız andan itibaren sınıf komiserleri ve üst sınıf abileri bizlere gelerek, bizleri kazanmaya, kandırmaya çalıştılar. O zaman daha 13-14 yaşlarındaydık. Işık evlerine götürmek istediler bize sözde din öğretmek istediler. Ancak, öğretmek istedikleri dinin büyüklerimizin bize öğrettiği dinle alakası yoktu.
“Herkese senet imzalatıldı”
“Bizden Nur cemaatinin kurucusu Saidi Nursi’nin Risale-i Nur adlı eserini okumamızı istediler. Atatürk’e yaklaşımları tersti. Atatürk’ü hain ve dinsiz olarak nitelendiriyorlardı. Biz bunların içerine gitmedik. Girmeyince sudan bahanelerle dayak yedik, işkence gördük, karda spor yaptırıldık. Hepimiz fakir ama milliyetçi ailelerden gelen kişilerdik. Okula girişte bize bugün 500 bin lira değerinde senetler imzalatıyorlardı. Okuldan ayrılma bırakma gibi bir durumda bu paraları ödemek zorundaydık. Tabii bu parayı ödemek gibi bir seçeneğimiz olmadığından mecbur kaldık, dayağı yedik sustuk. İddia ediyoruz ki, polis kolejinden ve polis akademisinden mezun olanlar araştırılsın, pekiyi alanların hepsi FETÖ’cü veya Nur cemaatindendir, iyi ve orta alanlar doğru ve düzgün vatansever insanlardır.
“Tarikatlar cirit atıyor”
“O dönemde İçişleri Bakanlığı’nda Abdülkadir Aksu oturuyordu. Biz sokaklarda çatışarak, çarpışarak, kovalayarak, işi öğrenerek buralara geldik. Tam bu tecrübelerimizi aktaracağımız dönemde 17 Nisan 2015’te ‘paralelci’ adı altında 1776 emniyet müdürü olarak emekli edildik. 17-25 Aralık’tan sonra Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında deşifre olmuş müdürlerle birlikte 400 paralelci emniyet müdürü deşifre oldu. Ancak bunların yanında 1200 civarında vatanını milletini seven, Atatürkçü, cumhuriyetçi emniyet müdürleri de tasfiye edildi. Bunu yapan kriptolar, o gün Fethullah’la birlikte hareket eden Nurcu, Menzilci, Okuyucu, Yazıcı, Közcü gibi cemaatlere mensup elemanları kadrolara yerleştirdiler.
“Daha tehlikeli dönem”
“Bu insanlar komisyon başkanlıkları yaparak polis, alırken kendi adamlarını alıyorlar. Şimdi FETÖ’den daha tehlikeli bir döneme gidiyoruz. Çünkü FETÖ deşifre oldu, ders alındı. Ordunun içindekiler tasfiye edildi. Ancak bu gidişle, bu tarikat ve cemaat kişileri Emniyet’e dolduruldukça, gelecekte Emniyet Teşkilatı kendilerine göre hiçbir hata yapmadan bu ülkede darbe yapacak hale gelecektir. Polis içindeki cemaatin sadece ismi değişiyor, değişen başka bir şey yok.”
“Cumhurbaşkanı’nı uardık, mektubumuzu vertmediler”
“Cumhurbaşkanımız için çalışıyor gibi görünen insanlar, altını oymaya çalışıyor. Biz 1.5 yıl önce mektup yazıp, mail atarak Cumhurbaşkanı’na bunu bildirdik. Tehlikelere karşı uyardık. Cumhurbaşkanının yalnız kaldığını, tek başına mücadele ettiğini anlattık. Ancak bu mektubumuz kendisine ulaştırılmadı. Biz iftira kurbanıyız. Vatanına, milletine bağlı insanlarız. Emniyette, askeriyede bu tip oluşumlara karşıyız. Göreve iademizi istiyoruz. Bu memleket için en iyisini yapmak için çalışacağımıza söz veriyoruz. FETÖ’ye karşı yürütülen mücadeleyi takdir ediyor ve sonuna kadar destekliyoruz. O grubun mağduru olarak, onlara karşı yürütülen mücadeleye katılmak istiyoruz.”