Washigton’un etkili yayınlarından Politico’ya konuşan Gülen,
Erdoğan’la olan ilişkisini şöyle anlattı: “Birçok gözlemci bizim ilişkimizi ittifak diye niteliyordu ama aslında pek de yakın değildik. Onunla iki üç kez görüştüm, hepsi de seçimlerden önceydi.”
Cemaat’in AKP’yi desteklediğini belirten Gülen,“Partisi seçimlere girmeden önce oradaydım ama haliyle oy veremiyordum ama Hizmet sempatizanları oy vererek, medyada seslerini yükselterek Erdoğan’ın partisini destekledi”dedi.
Cemaat’in, AKP’ye verdiği desteğin sebebinin karmaşık olmadığını söyleyen Gülen, 2002 seçimlerinde AKP’nin AB üyeliği için çabalarının, demokratik reformların ve hak ve özgürlüklerin genişletilmesinin etkili olduğunu ifade etti.
Gülen, 2011 seçimlerinde de AKP’nin yeni anayasayla askeri vesayeti kaldırmaya çalıştığını belirterek, “Ama seçimi kazandıktan sonra önceden uyguladıkları her demokratik reformu tersine çevirmeye başladılar” dedi.
Kendisinin ve arkadaşlarının ödedikleri bedelden ötürü pişman olmadığını belirten Gülen, “Erdoğan bana ve Hizmet sempatizanlarına başkanlık sistemini desteklemek için baskı yaptı. Eğer onun bu talebine boyun eğseydik ve ona biat etseydik, Türk hükümetinin nimetlerinden faydalanıyor olurduk.”
Gülen, darbe girişiminin ardından yaşananları‘çılgınlık’ diye niteleyerek, bir kez daha Batı’ya çağrı yaptı: “Bu cadı avına karşı dünya liderleri önlem almaz, sağlam bir duruş sergilemezse Türkiye’de cumhurbaşkanını durduracak bir iç dinamik yok.”
Kaynak:Diken