“TÜRKİYE OECD ÜLKELERİ ARASINDA, KİŞİ BAŞINA EĞİTİM HARCAMALARINDA SONDA”
Selin Sayek Böke, “AKP döneminde Türkiye en büyük zenginliğimiz olan genç insan potansiyelimizi ziyan etmeye, gençlerimizi umutsuzluğa sürüklemeye adeta ant içmiş gibi gözüküyor. AKP eğitime de her konuya olduğu gibi çocuklarımızın ve ülkemizin geleceğini aydınlatmak hedefiyle değil, kendi iktidarını devam ettirmek amacıyla bakıyor. Bir kez daha yaşanacak bir Türkiye’yi değil, kendi siyasi iktidarını düşünen bir AKP ile karşı karşıyayız. Bunun sonucunda Türkiye hala OECD ülkeleri arasında kişi başına eğitim harcamalarında sonlarda. Uluslar arası sınavlarda gözleri ışıl ışıl olan çocuklarımız ilk kırk ülke arasına girecek olan performansı gösteremiyorlar. Ülkemiz en büyük 20 ülke arasında ama; çocuklarımızı en başarılı 40 ülke arasına sokmayı beceremiyoruz. Bu tabloda hala eleştirel düşünen, fikir özgürlüğünün garantisi olan öğretim üyeleri sadece muhalif oldukları için meslekten atılıyorlar. AKP zihniyetinin öğretmene verdiği değer bu dönemde, KYK’larla sorgusuz sualsiz on binlerce öğretmenleri, fişleyerek işten çıkarmasından belli oluyor. AKP zihniyetinin eleştirel akla ve sorgulamaya nasıl baktığı da açıkça görülüyor. Protesto eden, itiraz yükselten, düşünen, sorgulayan, yapması gerekeni yapan ODTÜ’lü 45 genç hapis cezasına çarptırıldı. Onlar sadece gençlerin yapması gerekeni yapmışlardı. CHP için bu ülkenin geleceğini düşünen herkes gibi eğitim en önemli Türkiye meselesidir. Eğitim yoksa, yarınımız da yok demektir” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE GERÇEK İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 18,1’DİR”
Türkiye’de gerçek işsizlik oranı yüzde 18,1’olduğunu söyleyen Böke, “Gençlerimize imkan yaratmayan bir ekonomik düzen ortaya çıktı. Siyasetin konuşması gereken en temel meseleler bunlar. Eğitimi farklılaştırmak, çocuklarımıza bir yarın sunmak ve işsizlik sorununu çözmek, siyasetin ve iktidarın görevi” dedi ve sözlerine şu şekilde devam etti: “Ne işte olan, ne de eğitim gören gençlerimizin oranı yüzde 30’dur. Bu oran kadınlar için çok daha yüksek. Ne çalışan, ne de eğitimde olan kadınların oranı %47. Türkiye’nin çok ciddi, bugün çözülmesi gereken bir işsizlik sorunu var. İşsizlikte var olan bu tabloya bir de KYK’larla mağdur edilen yeni işsizler ordusu katılıyor. FETÖ olarak tanımlanan bu örgüt, her alanda ve her kurumda mücadele edilerek temizlenmelidir. Bu Türkiye’nin geleceği için bir zorunluluktur.”
“AKP 15 TEMUZDA CANINI ORTAYA KOYAN ŞEHİTLERİN YERİNE KENDİNİ KOYMAYA ÇALIŞIYOR”
Selin Sayek Böke, darbenin ve demokrasiye karşı yönelen tehditlerin panzehri darbe hukukunun değil, demokrasi olduğunu, bu darbe girişiminden de maalesef demokrasi değil, sivil dikta çıktığını söyledi. Böke “Eğer siz FETÖ’yü bizzat yerleştiren AKP içindeki FETÖ’cülerle mücadele etmez, göz yumarsanız, onun yerine hayatları FETÖ gibi örgütlerle mücadele etmekle geçmiş olan, özgürlükçü demokrat akademisyenlere, öğretmenlere, gazetecilere fatura çıkartırsanız, FETÖ’cülük çizgisini hukuk değil, AKP’li olup olmamak üzere çizerseniz bunun adı, darbe ile mücadele değil, darbe fırsatçılığı olur. Bu fırsatçılıkla sivil darbe yapmak olur. AKP 15 Temmuzda kendi canını ortaya koyan şehitlerin yerine kendini koymaya çalışıyor” dedi.
“FETÖ’YÜ DEVLETE YERLEŞTİRMEK, IŞİD’İ BİR TÜRKİYE GERÇEĞİNE DÖNÜŞTÜRMEK DE TERÖRÜ BESLEMEKTİR”
Selin Sayek Böke, “28 belediyeye bir KYK ile kayyum atanmasını da eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Böke “Cumhurbaşkanı çıktı, seçilmişler de bal gibi görevden alınır diyebildi. Teröre destek veren belediyelere karşı hukukun nasıl işlemesi gerektiği açık. Hukuku işler kılmak, ülkeyi yönetenlerin en temel görevidir.
Demokratik düzende seçilmişlerin meşruiyet sınırlarını siyasetin keyfi değil, hukuk belirler. Hukuk yalnızca güneydoğuda teröre destek veren belediyelere değil FETÖ’ye kentlerimizi parsel parsel peşkeş çeken AKP belediyelerine de, PKK kentlerimizi silah deposuna çevirirken göz yuman, TSK’yı ve tüm kurumlarımızı FETÖ’ye bilerek teslim eden yöneticilere de, IŞİD’in Türkiye yapılanmasına göz yumanlara da aynı biçimde uygulanmalıdır. O hendeklerin kazılması nasıl teröre destek vermekse, FETÖ’yü devlete yerleştirmek, IŞİD’i bir Türkiye gerçeğine dönüştürmek de eşit derecede terörü beslemektir” dedi.
“KAYYUM ATANACAKSA AKP’NİN KENDİSİNE ATANMALIDIR”
Selin Sayek Böke, “Teröre yardım ve yataklıktan kayyum atanacaksa, Türkiye’de ne AKP’li belediye kalır, ne de AKP’li yönetici kalır. Teröre yardımdan bir kayyum atanacaksa bu kayyum AKP’nin kendisine atanmalıdır. AKP’nin kendisini darbe fırsatçılığıyla millet iradesine koymasının bir başka tezahürünü de, KYK’larla ülkeyi yönetmelerinde görüyoruz. Demokrasiyi ve milli iradeyi tamamen yok sayıyorlar. Bu düzen o kadar hoşlarına gitmiş olacak ki şimdi uzatmanın lafını ediyorlar. Sayın Başbakan 90 güne kalmaz bitiririz demişti. Şimdi bugün, OHAL’i kaldırsınlar. Türkiye bu durumdan meclisten demokratik bir şekilde parlamenter düzeni güçlendirerek çok daha sağlıklı çıkacaktır. Anayasamıza göre KYK’lar yalnızca OHAL süresince geçerli olacak düzenlemeleri yapabilirler. KYK ile devlet yönetilmez. Anayasa ihlalidir. Millet iradesine yapılmış bir sivil darbedir. Nasıl asker üniforması giymiş teröristlere karşı halkın iradesini savunduysak, bugün de sivil darbe anlayışına karşı bu iradeyi savunacağız. Bu KYK’ları anayasa mahkemesine taşıyacağız. Bizim muhalefet partisi olarak en temel görevimiz, halkın iradesine, demokratik ve anayasal düzene sahip çıkmaktır” diye konuştu.
Böke, “Geçtiğimiz hafta büyük bir sanatçıyı, demokratı, vatanseveri, Atatürkçüyü, Tarık Akan’ı sonsuzluğa uğurladık. Halkın bu değerlere ne kadar sahip çıktığı, halkın milyonlarla Tarık Akan’ı sokaktan uğurlamasıyla çok somut bir şekilde ortaya çıktı. Gönül isterdi ki halkın iradesini temsil ettiğini iddia eden iktidar da, bu kayıp karşısında gereken saygıyı gösterseydi. Bu değerlerin siyasi mücadelesini vermeye devam edeceğiz. Biz Tarık Akan’ın anısını onunla birlikte yaşatmaya devam edeceğiz.” dedi.
Selin Sayek Böke “Biz siyasi partiler yasası değişsin, ön seçimlerle vatandaşın istediği milletvekili adayı olsun derken, şimdi çıkıp benim istediklerim milletvekilleri olsun, ben istemediğimde de yedeğini yerine koyayım diyen bir yaklaşım Türkiye demokrasisini bugünden yok etmek olur. ” dedi
SORU- CEVAP
Kendisine “Sayın Genel Başkan’ın sayın Başbakan’dan bir randevu talebi olduğunu biliyoruz. Buna ilişki bir takvim belirlendi mi? Ne zaman görüşecekler. Konu başlıkları ne olacak?” şeklinde yöneltilen soruya ise “Henüz bize iletilmiş bir takvim yok. Bu yapılması gereken FETÖ temizliğinin hukuka uygun yapılması, Türkiye’de hukuku dışına çıkan yeni mağduriyetlerin ortaya çıkamaması, partimizin öncelikli gündemi. Bu gündemler Türkiye’nin kanayan yarlarının üzerini örtmek için kullanılmamalı. Türkiye’nin bir işsizlik sorunu var, terör ve eğitim sorunu var. Bu meseleleri konuşuyor olmamız gerekiyor” diye yanıt verdi.
AKP içindeki FETÖ yapılanmasına biraz değindiniz. Bugün AKP tarafından da bazı açıklamalar geldi . Uzun süredir bununla mücadele edildiğine dair. Bazı AKP’li vekillerin evet biz kendi içimizde de bu mücadeleyi yapmalıyız ifadeleri var. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Adil ÖKSÜZ konusunda sayın Genel Başkanın bir ifadesi olmuştu. Kanıt olmadığı için söylemiyorum ama demişti. Bugün bir gazetede Adil Öksüz’ü jandarmanın koruduğuna dair bir iddia yer aldı. Sizdeki bilgilerle bu bilgi örtüşüyor mu?
AKP’nin kendi içlerindeki FETÖ yapılanmasına karşı verilen mücadele ve Adil Öksüz’ü jandarmanın koruduğuna dair çıkan haber hakkında kendisinin düşüncelerinin sorulduğu soruya da “AKP’nin de kendi içinde bir temizlik ihtiyacını dillendiriyor olması önemlidir. Ancak; iktidarın en temel görevi konuşmak değil işi yapmaktır. Somut adımlar bekliyoruz. Meclis içerisinde bu darbeyi soruşturacak bir komisyonun kurulmasını en baştan istemiştik. Adil Öksüz’e dair bilgilerin de esasta mecliste AKP tarafından kurulması geciktirilen bu komisyonda tartışılması gerekir. Herhangi bir bilgi ve belgeyi tartışmak için doğru yer meclisteki bu komisyondur. Dileyelim ki 1 Ekim’den sonra halka açık bir biçimde bu komisyon darbe soruşturmasını yapabilsin ve hepimiz belgeleriyle
Türkiye’nin çok ihtiyaç duyduğu gerçek bilgilere erişelim” diyerek cevap verdi.
MHP Benel Başkanı Yardımcısı Semih Yalçın’ın OHAL sürecinde çıkarılan KHK’ların yargıya taşınmayacağını, yine KYK’lar yoluyla düzeltilebileceğini söylemesi hakkındaki yorumlarının merak edildiği soruya karşılık “1991’de anayasa mahkemesinin iki kararı var. OHAL’i aşan düzenlemeler olduğu takdirde KYK’ların anayasal denetlemeye tabi olduğunu söyler. Bugünün bütün OHAL KYK’larının tanımı da bu tanıma çok açık bir şekilde uymaktadır. Dolayısıyla biz tereddütsüz, hukukun izin verdiği şekilde anayasa mahkemesine götüreceğiz ” yanıtını verdi.