Bir Gün gazetesinde Erk Acarer imzalı haber Türkiye’de çocuk mahkum olmanın gizlenen baskı boyutunu ortaya koydu.
İçişleri Bakanlığı “Cezaevinde işkence var” iddialarını yalanlasa da ‘darp edilen avukatla’ kendini adeta tekzip ediyor. Pek çok cezaevi gibi Maltepe Çocuk ve Gençlik İnfaz Kurumu da işkence iddialarıyla gündemde. Devletin şefkat ve koruma zırhında olması gereken kurumlarında yaşananlar akla tek soru getiriyor:
“Avukata bunu yapan mahkûma ne yapmaz?”
Öte yandan özne çocuklar olduğunda durum daha da can sıkıcı hale geliyor.
Geçen hafta müvekkilinin ailesinden gelen şikâyet nedeniyle iddiaları araştırmak için Maltepe Çocuk Cezaevi’ne giden Avukat Günay Dağ’ın karşı karşıya kaldıkları Türkiye’de ‘hukuk ve adalet’ kavramlarının tamamen rafa kalkmak üzere olduğunu gösteriyor. Cezaevi yönetimi tarafından darp edilerek kapı dışına konulan Dağ, hem kurum içindeki uygulamalar hem yaşadığı süreçten söz ediyor.
Çocuklara namaz ve dini toplantı dayatması
Darp raporu alan avukat Dağ, Türkiye’nin her yerinde artarak devam eden hak ihlalleri olduğuna dikkat çekip Maltepe özelinde, çocuklar üzerinden yaşananları anlatıyor:
“Uzun süredir ciddi sorunlar bulunuyor. İnanılmayacak uygulamalar var. Çocuklar zorla namaza kaldırılıyor, mevlit tarzı toplantılar ve dini sohbetlere katılmaya zorlanıyor. Bu dayatmalara uymak istemeyenler cezalandırılıyor, baskı, şiddet ve işkence görüyor. Çeşitli bahanelerle disiplin işlemlerine tabi tutuluyor.”
Tekmilli sayım, dayak, süngerli oda ve tecrit
Dağ, “Bir ayı geçkin süredir Maltepe’de olan Müvekkilim H.İ. de benzer uygulamalara maruz kaldı ” diyerek özetliyor: “Duvar dibinde, ayakta, askeri tarzdaki tekmil ile sayımı kabul etmediği için sürekli saldırıya uğruyor, darp ediliyor. Böylece her sayım bir işkenceye dönüşüyor. En son geçen hafta saldırıya uğramış. Kalabalık bir gardiyan grubu tarafından darp edilip yerlerde sürüklenerek süngerli odaya götürülmüş, burada 3-4 saat tutulduktan sonra fiziksel koşulları çok kötü olan tek kişilik bir hücreye alınmış. Bir haftadır açlık grevinde.”
İşkence nedir?
Avukat Günay Dağ, 17 yaşındaki müvekkili H.İ.’nin başına gelenleri sormak için gittiği Maltepe’de ise şiddet ve kötü muamele iddialarını bir nevi kendi üzerinden test ediyor: “Mesai bitimine yakındı. İdari personel ayrılır diye müvekkilimle görüşmeden önce yönetimle konuşmak istedim. Ancak ikinci müdürle görüşebildim. Durumu izah ettim. H.İ.’nin velisi tarafından anlatılanları aktardım. ‘Mahkûmlar ayakta tekmil usulü sayım vermek zorunda değil, siz nasıl değerlendiriyorsunuz bilmiyorum ama bu yaşananlar işkence’ dedim.”
Kabul edip yok saymak!
Uzun süre işkenceyi kabul etmeyen Maltepe Cezaevi İkinci Müdürü, avukat Günay Dağ’ın ısrarı üzerine itiraf gibi bir açıklama yapıyor:
“Ayakta sayım vermediği için bunlar oluyor. Buranın kuralları var.”
Bunun üzerine Günay Dağ, cezaevlerinin kışla olmadığını, mahkûmun tekmil vermek zorunda bulunmadığını aktarıp Engin Çeber dosyasını anımsatıyor:
“Müdür bana, hiçbir şekilde üçüncü şahısları hukuki olarak bağlamayan, sadece kurum personelini ilgilendiren bir yönetmelikten söz etti. ‘Yoksa işkenceyi mi savunuyorsunuz’ deyip yaşananlara benzer olan Engin Çeber Davasını anlattım. ‘Aynı dayatmaya karşı çıktığı için öldürüldü. Ancak cezaevi üçüncü müdürü bile müebbet hapis cezasına çarptırıldı’ dedim. Kendileri açısından da böyle hukuki sorumlulukların doğabileceğini belirttim.”
İşte avukatın darp edilerek cezaevinden atılma anı…
Gardiyanların çağrılması, Günay Dağ’ın yerlerde sürüklenerek şiddete maruz kalması!
Devletin şefkat ve koruma zırhında olması gereken kurumlarında olanlar…
Dağ, Maltepe Cezaevi’nde son yaşananlara ilişkin bilgi de veriyor. Hukuk tanımaz, ısrarcı bununla birlikte vicdanı ayaklar altına alan bir inat…
“Avukat arkadaşlarımızın bir bölümü dün müvekkilimi ziyaret edebilme şansı buldu. Yine dövmüşler. Onu, ancak açlık grevini bırakması ve ‘tekmilli’ sayımlara istendiği gibi katılması koşuluyla tek kişilik hücreden çıkaracaklarını söylemişler…”
***
‘Ailesine işkenceyi anlatan mahkûmun görüşmesi kesildi’
Avukat Günay Dağ mesleki sorumluluğundan ödün vermiyor. Adeta tekzibe tekziple karşılık veriyor: “Bakanlık ‘doğru değil’ dese de Türkiye’nin dört bir yanındaki cezaevlerinden çok ciddi işkence iddiaları yükseliyor. Geçen hafta Şakran’da ve Silivri 9 No’lu Kadın İnfaz Kurumu’nda gündeme gelen şiddet iddiaları var. Silivri’de kadınlara yönelik işkencenin sürdüğü, buna karşılık mahkûmların çaresiz bırakıldığını biliyoruz. Mesela dün ailesine gördüğü işkenceyi anlatmak isteyen bir tutuklunun telefonunu kesmişler.”