Roma’nın devamı olduğu sanılan bu topraklarda tek gerçek var. Özgür insana karşı duyulan nefret duygusu. Roma’da filozof Seneca’nın gördüğü gerçeği gören biri gibi baktığınızda;arenaya çıkan ve de arenada dövüşen kölelerin kıyasıya birbirini öldürmesi için verdiği mücadele ve hayatta kalma tesadüfüne dayalı ülke gerçekliğimiz. Ülke gerçekliği kısmına iyi bakın! Gerçeğin tesadüfle anlamlanması geri toplumlarda görülecek bir kavram. Gerçek oysa kavram olarak somuttur. Hepimiz arenadaki, aç hayvanlar gibi birbirimizin üstüne çullanıyoruz. Sürüler halinde ve taraflı birbirimizi boğmaktayız. Ben kendi adıma ”..Ekmekçi tökezlesede arenada boğsak onu…” diye düşünen pek çok isim sayarım. Tökezlediğinizde ise boğazını parçalarlar. Bu gerçeklik insanın acı gerçekliği işte… Roma’nın devamı konusuna gelince bu coğrafyaya ters değil ama gerçekçi de değil. Bu gerçeği daha emperyal olan ABD VE İNGİLTERE bozuyor. Bize sadece doğu valiliği kalıyor. Roma’nın arena geleneği ” it’i it’e kırdırma.” Bizde bu fırsatçılık,yaşama gerçeği. Roma köleci toplum ve köleler her daim efendileri için boğuşur. Kölelerden bir ordu kurup efendileri yenemezsiniz. Spartaküs denedi başaramadı ama düşündü
NE YAPMALI? Ne yapmalı da artık , ” it’i it’e kırdırtmamalı?