Kızılay şubelerine yönelik tasfiye operasyonu başlatıldı. Ülke genelinde 319, İstanbul’da ise 42 şubeye kapatma tebligatı gönderildi. Kızılay Genel Sekreteri Hüseyin Can imzasıyla gönderilen 12.05.2017 tarih ve 9 sayılı kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Kurumumuzda gerçekleştirilen denetimler ve yapılan kapasite değerlendirme çalışmalarında ne yazık ki kimi şubelerimizin Türk Kızılayı’nın misyon, vizyon ve stratejik planı kapsamında Kızılay’ın genel amaçlarına ulaşabilmesi, ilkelerini yayabilmesi, tanıtımının sağlanması ve toplum katında saygınlığını artırabilmesi için etkin ve aktif olarak faaliyet gösteremediği tespit edilmiştir. Bu durumlar Kızılay’ın ulaşmak istediği hedefleri gerçekleştirmesine engel olmakta ve değişimi kaçınılmaz kılmaktadır. Tüm bu hassasiyetler ile Türk Kızılayı 2016-2020 Stratejik Planında yer alan ‘Toplumdaki yardım sektöründeki değişen ihtiyaçlara yanıt verecek kurumsal dönüşümü gerçekleştirmek’ ve ‘Şube ağlarını harekete geçirmek’ amacını da göz önünde bulundurarak, Genel Merkez Yönetim Kurulumuz Şubenizin kapatılmasına karar vermiştir.”
Gizli toplantıda karar verilmiş
İstanbul’da yazının tebliğ edildiği şubelerden Büyükçekmece Kızılay Şube Başkanı Zeki Karabina, bunun muhalif olarak bilinen isimlere yönelik bir uygulama olduğunu söyledi.
Karabina, “12 Mayıs’ta Manisa’da gizli bir toplantı yapılmış. O toplantıda da 319 tane muhalif olarak bilinen şubeleri kapatma kararı almışlar. Bu kararlar şimdi tebliğ ediliyor. Bize de 25 Mayıs’ta tebliğ edildi. Bizim şubemiz, İstanbul’un en büyük şubelerinden biri. Ayda 5-6 TIR yardım yapan, Kızılay’ın depolarına yardım gönderen, ortalamanın üzerinde kan ve yardım toplanan bir bölge. Buna rağmen etkin ve aktif faaliyet gösteremediğimizi söylüyorlar” diye konuştu.
Bu tasfiyenin tarikat ve cemaatlere yer açmak için yapıldığını aktaran Karabina, şöyle devam etti:
“Kızılay’ı belli bir grup ele geçirdi. ‘Deniz Feneri’, ‘Kimse Yok mu’ ve ‘İHH’de ulaşamadıkları hedeflerine Kızılay’da ulaşmak istiyorlar. Kapatma kararları yasal değil. Bizi kapatabilmeleri için bir suç, sahtecilik ya da yüz kızartıcı bir şey olması lazım. Tüzükteki kapatma kararında da, ‘Şubeler verimli olamazsa yönetim kurulu kapatır’ deniyor. Ancak buradaki durum bu değil. Buradaki karar, siyasi bir karardır. Kendilerinden olmayan şubeler için kapatılma kararı verilmiş.”
Kızılay halkın kurumudur
‘Hayır’ çıkaran il ve ilçelere yönelik bir tasfiye olduğu yönünde söylentiler olduğunu da kaydeden Karabina, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hukuki yollara başvuracağız. Kızılay’ın bin 300 delegesi var. Her şubede 3 delege olsa, 319 şubenin kapatılması ile yüzde 70’i tasfiye ediliyor. Çok iyi yetişmiş yüzlerce kaliteli kadromuz vardı. Memur, genel müdür yardımcısı, şube müdürü ve sahada çalışan ekiplerin çoğunu aldılar, yerine yüzlerce tecrübesiz tarikat mensubu, yandaş kişileri yüksek maaşlarla işe başlattılar. Kızılay halkın kurumudur. Bir parti kuruluşu değildir. Kızılay tüzüğünde yazdığı gibi, ‘Üye olan herkes insani faaliyetleri yapmakla mükelleftir.’ Biz de olaya böyle bakıyoruz. Fakat bunlar ‘Benim cemaatimdensen seninle çalışırız, değilsen çalışamayız’ mantığıyla hareket ediyorlar.”
***
Genel Başkan’a usulsüzlük davası
Kızılay Genel Başkanı Kerem Kınık ile ilgili ise çarpıcı iddialar var. Kızılay eski Güroymak Şube Başkanı Çetin Yavuz, söz konusu usulsüzlükleri 25 Ekim 2016 tarihinde yargıya taşıdı. Çetin Ankara Nöbetçi Sulh Hâkimliği’ne sunduğu dilekçede, Kızılay Genel Başkan Kerem Kınık, Kızılay Genel Başkan Yardımcısı İsmail Hakkı ve Kızılay Genel Müdürü Mehmet Güllüoğlu hakkında ‘görevi kötüye kullandıkları’ gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu.
Haber:Bir Gün