2004 yılında Fethullah Gülen cemaatine karşı eylem planını rafa kaldıran Tayyip Erdoğan’ın AKP’li müsteşarı Ömer Dinçer, Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’e gönderdiği mektupta “Zamanın ruhuna çok uygun ve doğru bir işlem yaptık” dedi. Dinçer, Gülen cemaati ile “FETÖ”nün ayrı şeyler olduğunu savundu!
2004 yılında Fethullah Gülen cemaatine karşı eylem planını rafa kaldıran iki isimden biri olan Ömer Dinçer konuştu.
Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan ve Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, MGK’nin gönderdiği cemaat dosyasını “rafa kaldırma” kararı almıştı. Dinçer, olayın ortaya çıkmasından sonra “Bunun siyasi sorumluluğunu Başbakan, hukuki sorumluluğunu ben yüklendim” ifadelerini kullanmıştı.
Dinçer, konu üzerine Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’e bir mektup gönderdi. Özkök bugünkü köşesinde mektubu yayınladı.
2004 yılında yaptığını bugün de savunan Dinçer, “O zamanın ruhuna çok uygun ve doğru olan bir işlem yaptık” dedi. Cemaat ile “FETÖ”nün ayrı şeyler olduğunu savunan Dinçer, “FETÖ” kumpaslarının dilini kullanarak “Bu yapılan Ergenekon planlarına karşı işlemdi” dedi.
İŞTE O MEKTUBUN TAMAMI
Dinçer’in Özkök’e gönderdiği mektup şöyle:
“Sayın Özkök,
Köşe yazınızda bahsettiğiniz konu, kitabımda gerekçeleriyle birlikte ayrıntılı olarak anlatılıyor.
Maalesef alıntı yapanlar yazılanların bir kısmını alarak kendi işlerine geldiği şekliyle kullanıyor.
Bu tavır maalesef hiç de uygun ve ahlaki değil. Siz eleştiren ve suçlayan bir yaklaşımla yazmadığınız için, bilgilendirmek istedim.
– BİR: Biz 2004 yılında MGK’nın tavsiye kararını Bakanlar Kurulu kararına dönüştürmeyerek, o ‘zamanın ruhuna’ çok uygun ve doğru olan bir işlem yaptık.
– İKİ: Hükümet ‘demokrasiyi geliştirmek’ ve ‘derinleştirmek’ istiyor ve 28 Şubatçılara karşı ‘insan hak ve özgürlükleri mücadelesi’veriyordu.
Sizce idari kararlarla dernek/vakıf kapatmak, cemaatçi diyerek kamu görevinden atmak uygun olur muydu?
Bugün de olmaz, geçmişte de. (Bugün yapılan uygulamalar açık bir darbe teşebbüsü suçuyla bağlantılı.)
– ÜÇ: Ayrıca cemaat ile FETÖ aynı mahalleyi belirtse de içerik ve kapsamı artık farklılaşmadı mı?
Değişen aslında bugün için FETÖ’nün tavrıdır ve yargılanması gereken onlar.
Aksi halde geçmişte cemaatle ilgili olan hususlar suçlama mevzuu olmamalı.
– DÖRT: O günlerde AK Parti’den önceki iktidarın yürürlüğe koyduğu ‘İrtica ile mücadele stratejisi ve uygulama planı’ uygulanmakta idi.
O günün cemaati bugünün FETÖ’sü bu mücadele stratejisinin kapsamında zaten vardı.
Ek bir karara gerek olmaksızın onlar hakkında da takip ve işlem yapılıyordu.
– BEŞ: O gün alınan MGK kararı AK Parti iktidarına karşı idi. Biz de gereğini yaptık: Bu yapılan Ergenekon planlarına karşı işlemdi.
– ALTI: Ben o gün demokratik mücadelemin bir boyutu olarak ve adalet anlayışımın gereği olarak gereğini yaptım.
Bugün de benzer durumlar için aynı tavrı ortaya koymaya çalışıyorum.
– YEDİ: Demokrasi olmazsa, insanlar hak ve özgürlüklerini kullanamazsa ve hele adalet olmazsa hayatın ne anlamı kalır.
– SEKİZ: Özgür olmazsanız dinin anlamı kalmaz, adalet olmazsa iktidarın, haklar ve hak arama yolları olmazsa insan olmanın anlamı kalmaz.
Selam, sevgiyle…”