Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarının Beyaz Saray önünde Erdoğan’ı protesto eden gruba saldırması ve birçok kişiyi yaralaması sonrası ABD’den bir dizi karar gelmişti.
12 koruma hakkında tutuklama kararı çıkarılırken, Erdoğan’ın korumalarına silah satışı da durduruldu.
Konuyla ilgili bir köşe yazısı kaleme alan Sözcü yazarı Soner Yalçın, ilginç ifadeler kullandı.
“Konu, 12 koruma hakkında tutuklama kararı çıkarılmasıyla sınırlı olmadı. ABD Temsilciler Meclisi’nin Türkiye’yi kınayan tasarısıyla da konu kapanmadı” diyen Yalçın, “İşin peşini ısrarla bırakmıyorlar… ABD Senatosu Bütçe Komisyonu, Erdoğan’ın korumalarına silah satışının yasaklanmasını öngören tasarıyı onayladı. New Hampshire merkezli silah üreticisi Erdoğan’ın korumalarına yaklaşık 1 milyon 200 bin dolar değerinde yarı otomatik tabanca ve mühimmat satışına yeşil ışık yaktığını bu yılın başında Kongre’ye bildirmişti. Bu tasarının onaylanmasıyla birlikte satış tamamen rafa kaldırıldı” ifadelerini kullandı.
Yalçın, yazısına şöyle devam etti:
ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ed Royce ve New York Temsilciler Meclisi Üyesi Elliot Engel, Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’a yazdıkları mektupta, New York’a gidecek olan Erdoğan’ın korumalarının yeni bir şiddet olayına karışmamaları için gerekli diplomatik adımların atılmasını istedi. Neydi istedikleri?
“Barışçıl protestoculara saldırıyla yargılanan korumaların, resmi delegasyonun bir parçası olarak ABD’ye giriş vizelerinin kaldırılacağına dair güvencelerinizi istiyoruz. Korumalar da içinde olmak üzere bu ülkeyi ziyaret eden yabancı yetkililer, ABD yasalarına uymak zorundadır.”
Yani sırada “diplomatik nota” verilmesi var!
Bu arada…
ABD Senatosu Tahsisler Komitesi’nde, Türk hükümet yetkililerinin ABD’ye sokulmaması için ABD Dışişleri Bakanlığı’na yetki veren bir karar kabul edildi.
Ne oluyor arkadaş?
Mesele çok abartılmıyor mu?
İşte… İstedim ki perde arkasında neler oluyor, bunu okuyup öğreneyim. Ne gezer.
Beni bir düşünce aldı…***
“Acaba” diyorum; “Erdoğan’ın koruma kalkanını zayıflatma girişimi mi?”
Bunun neye yol açacağı sır değil; suikast!
Böyle bir olasılığa zemin mi hazırlanıyor? Yoksa… Nedir bu koruma mevzusunun bu derece uzatılmasının anlamı? Darbeye maruz kalmış, terör örgütlerinin hedefi olmuş bir ülke başkanının korumaları üzerine ısrarla niye gidiliyor?