Kendisine 1100 odalı Saray yaptıran, emrine bir değil tam 5 uçak tahsis edilen ve 1 milyon liraya makam aracını restore eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “lüks yaşamdan uzak durun” tavsiyesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, önceki gün partisinin belediye başkanlarıyla bir araya gelmişti.
Buluşmada yeni seçim öncesi “taktik” veren Erdoğan, ““Lüks araçlara binmeyin, lüks yaşamayın. Makam araçlarınız çok lüks ve pahalı olmasın, mütevazı olun. Belediye paralarını gerekli yerlere harcayın” talimatı verdi.
Bu talimatı veren Erdoğan, 2016 yılında makam aracının sadece restorasyonu için 1 milyon lira harcamıştı.
1100 odalı sarayı olan, yıllık 700 milyonluk bütçesini bile aşarak 1 milyar liradan fazla para harcayan Erdoğan’ın çağrısına vekillerin nasıl karşılık vereceği merak konusu.
Öte yandan vekillere “lüks yaşamadan uzak durun” diyen Erdoğan’ın 30 Ağustos resepsiyonu da hatırlanacağı üzere menüsüyle gündeme gelmişti.
O menüye ilişkin Ertuğrul Özkök tarafından şu ifadeler kullanılmıştı:
Suşi Külliye mönüsüne girdi…
Üç ayrıntı dikkatimi çekti:
– BİR: Külliye mönüsüne suşi girdi…
Hem de zencefilli somonlu suşi…
Yani şef tarafından yorumlanmış.
– İKİ: Çok zengin bir kokteyl mönüsü hazırlanmış.
Genel kural alkolsüz içecekler olduğu için, içki şefi bütün yaratıcılığını alkolsüz kokteyle vermiş…
KÜLLİYE’nin kokteyl mönüsü şöyle:
– Armutlu buz küresi eşliğinde demleme çay.
– Hibiscus eşliğinde mineralli su.
– Bahçe nane limonata.
– Rozmerili buz küresi eşliğinde limonlu soda.
– Orman meyveli spesiyal.
– Kavun rüzgârı.
– Şeftalili soğuk çay.
Bugünlerde içkiyi azaltmak veya bırakmak eğilimindeyim.
Bu mönü bana çok iyi geldi.
VAHAP’ın anlattığına göre gecenin en gözde kokteyli “Ruy-i Derya” imiş.
İçinde ananas suyu, hindistancevizi ve süt var.
Ben kokteylin adını yanlışlıkla “Ruh-i Derya” diye okumuş ve şaşırmıştım.
Çünkü “ruh” İngilizcede “spirit”anlamına geliyor.Bu da alkolün en damıtılmış hali.
İngilizlerin “spirit” dediği içkiye İspanyolların bir bölümü “ruha”diyor.
Arapçadan geçmiş halini kullanıyor.
Yani Külliye’de “ruy-i” kelimesinin kullanılması galiba bilinçli bir tercih olmuş.