Hükümet’e yakınlığıyla bilinen Yeni Şafak gazetesi yazarı Prof. Hayrettin Karaman, bugünkü köşesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın BM’de yaptığı konuşmayı değerlendirdi.
BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi beş ülkeyi eleştiren Karaman, “Beş iri devletin Güvenlik Konseyi’ni teşkil ettiği ve dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönettiği bir çatı ‘insanlığın ortak parlamentosu’ olamaz. ‘Dünya beşten büyük’ olduğuna göre bu çatının da yeniden kurulması ve orada bütün insanlığın hak, menfaat ve ihtiyaçlarıyla temsil edilmesi insanlık borcu ve dünya ölçüsünde huzurun şartıdır” ifadelerini kullandı.
Karaman’ın Yeni Şafak’ta “Gözyaşlarımız aynı” başlığıyla yayımlanan yazısının ilgili kısmı şöyle:
“KENDİ ÇIKARLARI DOĞRULTUSUNDA YÖNETTİĞİ BİR ÇATI”
Cumhurbaşkanımızın konuşmasının sonunda söylediği bir güzel söz daha var: “BM, insanlığın ortak parlamentosudur.”Bu cümle olanı değil de onun ısrarla temenni ve tavsiye ettiği “olması gerekeni” ifade ediyor.Beş iri devletin Güvenlik Konseyi’ni teşkil ettiği ve dünyayı kendi çıkarları doğrultusunda yönettiği bir çatı “insanlığın ortak parlamentosu” olamaz. “Dünya beşten büyük” olduğuna göre bu çatının da yeniden kurulması ve orada bütün insanlığın hak, menfaat ve ihtiyaçlarıyla temsil edilmesi insanlık borcu ve dünya ölçüsünde huzurun şartıdır.
“BAŞIMIZA BELAYI SATIN ALIRIZ”
İri devletlerin dümen suyunda seyretmeye alışmış bazı yaşlı monşerler ara sıra bazı televizyon kanallarına çıkarak, “Bu kadro ve politika ile problemlerimizin çözülmesi mümkün değildir” mealinde konuşuyorlar. Onlara göre ülke yönetimi iri devletlere danışarak ve onların iradesi doğrultusunda yapılırsa huzur ve barış olur, aksi halde “onların zalim tekerleklerine taş koyulursa, dünya beşten büyük, İsrail zalim, ülkelerin toprak bütünlüğü korunmalı ve iri devletler menfaatleri için bu bütünlüğü bozmamalı, sınır güvenliğimizi korumak için gerekirse savaşırız…” gibi laflar edilirse başımıza belayı satın alırız.
“ADALET BEKLEMEK BEYHUDE BİR BEKLEYİŞ”
Bunlar bilmiyorlar ki, asıl yıllardır öyle bir politika izledikleri için bizim ve benzer ülkelerin başlarına belalar yağdı ve yağıyor. Modern sömürgeye maruz ülkeler uyanıp birlikte haklarını savunamadıkları için işgal ediliyor, parçalanıyor, vekâlet savaşlarına sürükleniyor, maddi ve manevi değerleri yağmalanıyor. “Ağlamayan çocuğa süt verilmez”, gözyaşı döktürenlere karşı gözyaşı dökenlerin Cumhurbaşkanımıza kulak vermeleri ve güçlerini birleştirerek, seslerini çıkararak, gerektiğinde bedel ödeyerek haklarını almalarından başka yol yoktur; gözünü ve vicdanını madde hırsı kör etmiş iri devletlerden adalet beklemek beyhude bir bekleyiştir.
“SEVENLER MAZLUMLAR, SEVMEYENLER ZALİMLER”
Cumhurbaşkanımızı sevenlere ve sevmeyenlere bir bakalım; sevenler mazlumlar, sevmeyenler ise zalimlerdir. O, yıllardır mazlumların sesi ve gözyaşı olduğu için seviliyor, ama bu sessiz sevgiye sesleri ve fiilleri de katmak gerekiyor.