Türkiye’nin 55 il ve 70 farklı üniversitesinden Ankara’ya gelen üniversite öğrencileri laiklik ve cumhuriyet değerlerini savunmak üzere Hürriyet Hareketi’ni kurdu. Hareket, kuruluşunu bir deklarasyonla duyurdu.
“Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet” diyerek siyaset sahnesine çıkan gençlik hareketi, tarikat ve cemaatlerin devlet kadrolarını ele geçirmesine, gençliğin gelecek güvencesinin yok edilmesine karşı dur demek için; Cumhuriyete, laikliğe, emek ve adalet mücadelesine sahip çıkmak için Hürriyet Hareketi çatısı altında bir araya geldiğini ifade etti.
“Mustafa Kemal Atatürk’ün değerlerine sahip çıkıyoruz. OHAL KHK’larıyla yok edilen üniversiteleri tekrardan diriltecek, bizden kopartılan hocalarla sınıflarda yeniden buluşacağız.” diyen hareket, “Türkiye kamuoyunu, bizi takip etmeye ve mücadelemize katkı sunmaya davet ediyoruz.” açıklamasında bulundu.
İşte Hürriyet Hareketi’nin o deklarasyonu:
“Hürriyet Hareketi, ‘Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet’ diyerek; Vatan, Emek ve Hürriyet Mücadelesini büyütme iradesiyle yola çıkıyor.
Mevcut iktidarın geçmiş on beş yılında; Cumhuriyetin kurucu ilkeleri birçok silahla saldırı altında bırakılmış ve Cumhuriyetin bu coğrafyaya kazandırdığı değerler ağır şekilde tahrip edilmiştir. Liberalleştirme süreci siyasetin tüm kurumlarına sirayet etmiş, bir yandan gerici bir yandan liberal kuşatma tüm ülkede yoğun şekilde hissedilir bir hale getirilmiştir. Cumhuriyeti oluşturan ilkelere sistematik şekilde yapılan bu saldırılara dur demek Hürriyet mücadelesi etrafında buluşan bu memleketin gençlerinin tarihi bir sorumluluğudur.
Türkiye halkı, laikliğin olmadığı bir ülkede emek mücadelesinin olmayacağını, halkçılığın olmadığı bir siyasette adaletin yerinin olmadığını ve demokratik yapının olmadığı bir yönetim anlayışında kalıcı istikrarın olmayacağının farkına varmıştır. Özellikle 16 Nisan referandumu yurttaşların bu gidişi onaylamadığının en net göstergelerinden birisidir. Referandum sonuçları incelendiğinde gençlerin mevcut iktidar eliyle sokulmaya çalıştıkları bu kalıbı kabul etmedikleri açık ve net bir şekilde ortadadır. Tüm devlet olanaklarını kullanarak dahi ülkesinin gençlerini kendisine inandıramayan mevcut iktidarın meşruluğu kalmamıştır.
Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm Dünya’da yükselişte olan otoriter popülist siyaset anlayışı Türkiye’nin gündemine yeni girmemiştir. Cumhuriyetin kurucu ilkelerinin bu memlekete uygun olmadığı tezini oluşturan ve bunu dolaşıma sokanlar Türkiye’ye en büyük zararı verenlerdir. Birileri, mevcut iktidarı muhafazakar-demokrat olarak selamlarken Neo-liberal soslu bir gerici siyasetten demokratik tavır beklenmemesi gerektiğini söyleyenlerin haklılığı bugün ortadadır. Bugünün siyasetinde söz söylemesi gerekenler bu tespiti savunanlardır.
İşte, bugün bizler 14 Ekim 2017 günü 55 ilden, 70 farklı üniversitede temsili olan bir yapısıyla üniversite gençliğiolarak yola çıkıyoruz. Adım adım her gün büyüyerek; binler, on binler ve yüzbinler olarak Hürriyete Doğru yürüyeceğiz. Bizlerin salt amacı herhangi bir siyasi parti içerisinde alan tutmak değildir. Bugünün siyasi hattını bir siyasi partide makam kapma yarışı çeperinde örmek gençliğin gündeminde yer alması gereken belki de en son şeydir. Hürriyet Hareketi, anlamsız bulduğu bu yarışın içerisine asla girmeyeceğinin sözünü vermektedir.
Bizler bu memleketin entelektüel niteliğine ve tarihsel birikimine yakışır bir şekilde bulunduğumuz her alanda ‘İstibdata Karşı Hürriyet’ şiarını savunmaya ant içiyoruz. Bizler kökünü bu topraklardan alan Hürriyetçi Gençleriz. Cumhuriyetimize, Vatanımıza, Emek-Adalet mücadelesine ve Mustafa Kemal Atatürk’ün değerlerine sahip çıkıyoruz. OHAL KHK’larıyla yok edilen üniversiteleri tekrardan diriltecek, bizden kopartılan hocalarla sınıflarda yeniden buluşacağız.
Türkiye kamuoyunu, bizi takip etmeye ve mücadelemize katkı sunmaya davet ediyoruz. Kararlılığımız haklılığımız kaynaklanmaktadır; Kahrolsun İstibdat, Yaşasın Hürriyet!”