İl ve ilçe müftülüklerine nikah kıyma yetkisi veren yasal düzenleme TBMM’den geçerek, saraydaki AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasına sunuldu.
5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 22’nci maddesinin ikinci fıkrası yeni düzenlemeyle şu hale geldi:
“Evlendirme memuru; belediye bulunan yerlerde belediye başkanı veya bu işle görevlendireceği memur, köylerde muhtardır. Bakanlık, il nüfus ve vatandaşlık müdürlüklerine, nüfus müdürlüklerine, dış temsilciliklere, il ve ilçe müftülüklerine evlendirme memurluğu yetkisi ve görevi verebilir.”
Böylece il ve ilçe müftüleri ile bu müftülerin görevlendireceği imam ve diğer dün görevlilerinin resmi nikah kıyma yolu açılmış oldu.
Yeni düzenlemeyle toplumda “çifte hukuk” sistemine doğru bir adım da atılmış oldu.
AYDIN: ÇİFTE HUKUKA GİDEN YOL AÇILDI!
Anayasa Mahkemesi eski raportörü ve Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı Ali Rıza Aydın, müftülüklere verilen nikah yetkisinin kaotik bir ortam yaratacağını söyledi.
Meclis’ten geçen düzenlemenin yalnız nikah konusunu değil, medeni hukukun “aile müessesini” alt üst edecek içerik taşıdığını ifade eden Ali Rıza Aydın, “Laik hukuk devletine geçişin önemli ayaklarından biri medeni hukuk ve onun içinde de aile hukukudur. Bu, ümmetçilikten yurttaşlığa geçişi tanımlar. Meclis’ten geçen bu yasa ise aile hukukunu tersine çevirmektedir. Medeni hakların hukuksal güvencesi ortadan kalkmıştır. Görevlendirme değiştirilmiştir. Dinsel faaliyetlerle görevli müftülüklere, yani alanı dinsel işler olan din görevlilerine, Medeni Hukuk’un alanında da görev verilmiştir. Bu durum, çifte hukuka giden yolu açacaktır. Hukuki bir işlem olan nikah akdi, Medeni Hukuk ile dinsel kurallar arasında sıkışacaktır” dedi.
“HUKUKİ BİR İŞLEM OLAN NİKAH AKDİ DİNSEL ALANA TESLİM EDİLDİ”
Laik toplumda ve hukuk devletinde, dinselliğin ve keyfiliğin olamayacağını vurgulayan Ali Rıza Aydın, “Aile müessesesi, kimilerinin dediği gibi ‘dinsel özgürlük’ alanına da sıkıştırılamaz. Meclis’ten geçen bu düzenlemeyle hukuk dışına çıkılmıştır, nikah işlemleri dinsel alana teslim edilmiştir. Bundan böyle hukukun konusu olan nikah işlemlerinde, kimi dinsel kurallar ve ritüeller egemen olacaktır. Nikah işlemlerini Medeni Hukuk’un konusu olmaktan çıkarmanın ilk kritik adımı atılmıştır. Bu başlıkta çözümsüz, kaotik sorunlar yaşanabilecektir” diye konuştu.
SEV: KARGAŞAYA YOL AÇILACAK
Sayıştay eski denetçisi Kadir Sev, yeni düzenlemeyle birlikte kimi sorunların kaçınılmaz olduğunu belirterek, “Bugüne dek evlendirme memurları ‘Dairemize başvurdunuz, incelemelerimiz sonucu evlenmenize mani bir hal olmadığı anlaşıldı’ ifadesini kullanıp nikah akdini gerçekleştirirdi. Yeni düzenlemede müftülerin görevlendireceği imamlar ya da diğer din görevlileri, kişilerin evlenmelerine mani bir hal olup olmadığını araştıracaklar mıdır? Bunun için nüfus müdürlükleriyle resmi yazışma mı gerçekleştireceklerdir? Daha önce evlendirme dairesine başvuruluyordu ve yıllar içinde oluşmuş teamüller ve yönetmeliklerle işlemler sürüyordu, şimdi yeni bir durum ortaya çıktı, müftüler ya da görevlendireceği imamlar bu prosedürleri nasıl ve hangi yasal dayanaklara göre gerçekleştireceklerdir? Evlendirme memurları Medeni Hukuk’a göre işlem yapıyordu. Müftüler dinsel görev ifa eden kişiler olarak bir takım dinsel ritüelleri gerçekleştirmek istediklerinde, ortaya çelişik bir durum ortaya çıkacaktır” dedi.
“LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI”
Sev, dinsel nikah ya da imam nikahı denilen işlemlerde “vekaleten nikah”ın söz konusu olduğunu da anımsatarak, “Önümüzdeki günlerde bazı kadınlara ‘vekaleten’ nikah kıyılmayacağının garantisini kim verebilir? Müftülere, imamlara, din görevlilerine nikah kıyma yetkisini veren irade, kısa bir süre sonra ‘dinde yeri var’ diyerek vekaleten nikahı da gündeme getirebilir. Hukuki bir işlem olan nikahı, herhangi bir dinin görevlisinin ifa etmesi, laiklik ilkesine aykırıdır” diye konuştu.
Kaynak:SOL