” Rıza Zarrab’ın Amerikan savcısına neler söylediğini biliyor muyuz? Zarrab sorguda savcıya neyi anlattı? Zafer Çağlayan ile ilgili neler söyledi, ne tür kanıtlar verdi bunu bilmiyoruz. Egemen Bağış, Erdoğan Bayraktar ve Muammer Güler ilgili de elinde ne tür bilgi ve belgeler vardı ve bunları Amerikalı savcıya verdi mi bilmiyoruz. Ancak sadece olayın bu kısmını bilmiyoruz. Rıza Zarrab 26 Mart 2016’da Amerika’ya gitti. 6 Mart gecesi yani yirmi gün önce dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu aniden Tahran’a gitti. Hem de gece saat bir-iki sıralarında. Hemen ertesi gün Davutoğlu döndüğü gün İran mahkemesi Zarrab’ın patronu olan Zencani’yi idama mahkum etti. Davutoğlu’nun İran’la tam olarak neyi konuştuğu bilinemedi. Zarrab ile Zencani ile ilgili bir konu ele alınıp alınmadığını bilmiyoruz. Ama İran medyasına o gün yansıyan haberlerde Davutoğlu’nun ziyaretinde Zencani-Zarrab konusunun da konuşulduğu yansıdı. Şimdi tüm bu söylediklerimi not edin bir kenara ve düşünün siz Zarrab olsanız,patronunuz da yirmi gün önce İran’da idama mahkum edilmiş gider misiniz Amerika’ya? Çünkü suç belli ve çok net… O zaman soru şu: Ya Amerikalılarla anlaştı ya İran-ABD-Zarrab arasında bir anlaşma sağlandı. Bunlar da yetmiyor. Bir yıl sonra bu kez 28 Mart’ta ki (hep de Mart ayında oluyor bu) bu sefer Halk Bankası’nın dış ilişkilerden sorumlu genel müdür yardımcısı hem de bu dosyadan sorumlu adam tutup Amerika’ya gidiyor. Oysa bırakın Amerika’yı Amerika’nın yanından dahi geçmemesi gerekir konumu gereği çünkü Halk Bankası bu işin merkezinde. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘bu işten pis kokular geliyor’ diyor. Bu işin her tarafından pis kokular geliyor. Hatta asıl 17 Aralık’tan itibaren o dört bakanın rüşvet olaylarından, çocuklarının yakalanıp tutuklanmasından geliyor pis koku. Zaten eğer pis koku olmasaydı o dört bakan görevlerinden alınmazlardı. Dolayısıyla ben daha bu olaylar ilk çıktığında söylüyordum; Zarrab meselesi çok büyük bir meseledir. Bu mesele sadece Zafer Çağlayan ile bitmeyecek, bu iş çok daha fazla büyüyecek. Sayın Cumhurbaşkanı, Amerika’ya Türkiye olarak biz İran’a ambargo uygulamıyoruz sözleriyle çıkışıyor. Bu doğru ama onların asıl sorguladığı konular; Bir Rıza Zarrab piyasadan döviz topladı mı toplamadı mı, iki Rusya’dan, Nijerya’dan altını getirip, Sabiha Gökçen’den kalkan uçaklarla Dubai’ye oradan da İran’a gönderdi mi göndermedi mi, üç Halk Bankası ki bu bizzat devletin bankası Tahran’a şube açıp o kutu kutu paraları gönderdi mi göndermedi mi ve dört ki en önemlisi 32 yaşında birçocuk tüm bunları yaparken hangi ilişkileri kullandı devletin tepe mekanizmasında? Ne tür ilişkiler kullandığı zaten çıktı ortaya. Egemen Bağış ile ev ziyaretleri yapacak kadar yakınmışlar. Bir başka Bakan önüne yatacağını söylemişti. İşte bu dört sorunun cevabını istiyor Amerika ve bunun da ardına sonuna kadar gidecek.”
Kaynak:yuzdeyuzhaber