Dr. Aydoğan, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, işitme kayıplarının bazı durumlarda muayene ile teşhis edilebilirken bazen de çok sayıda test yapılması gerekebileceğini belirtti. Dr. Aydoğan, işitme kaybı nedenlerini ise şöyle sıraladı:
Dış Kulak: Dış kulakta bulunan kir, yabancı cisim varlığı, kulak kepçesi yokluğu, doğuştan şekil bozukluğu, dış kulak yolunun doğuştan kapalı olması ya da dış kulak iltihabı veya tümörleri işitme kayıplarına neden olabiliyor.
Orta Kulak: Orta kulakta iltihap, basınç düşüklüğü, orta kulak kireçlenmesi, orta kulakta yer alan tümörler, yırtılmış ya da delinmiş kulak zarı işitme kayıplarından sorumlu olabiliyor.
İç Kulak: Yaşlılığa, yüksek gürültüye maruz kalmaya bağlı olarak iç kulaktaki işitme sinirlerinin zarar görmesi de kayıpların meydana gelmesinde önemli bir etken. Ayrıca iç kulak iltihabı, Meniere hastalığı ve işitme sinirinde bulunan tümörler de işitme kaybına neden olabiliyor.
Kalıtım: Kalıtımsal nedenler kişiyi bu değişikliklere daha yatkın hale getirebiliyor. Bu tür bir işitme kaybı kalıcı işitme kaybı olarak da biliniyor.
Dış faktörler: Mesleki deformasyon ve birtakım ilaçlar da işitme kaybına neden olan önemli risk faktörleri arasında.
Rahatsızlığı gözardı etmeyin
İşitme kaybının ilk belirtilerinin her zaman belirgin olmayabileceğini de söyleyen KBB Uzmanı Feyha Kahya Aydoğan, “Genellikle işitme sorunu geçici bir rahatsızlık olarak değerlendirip göz ardı ediliyor. Bu yüzden işitme kaybı nedeni ile ilgili hekime başvurmak yerine onunla yaşamak tercih ediliyor” dedi.
Çoğu işitme kaybının zaman içinde ilerleyerek kronik hale gelebileceğini belirten Dr. Aydoğan, “Sorun ne kadar önce tespit ve tedavi edilirse, işitme kaybının ilerlemesini önleme ve doğru işitme tedavisinden mümkün olan en olumlu sonucu alma şansı da o kadar fazla olacaktır. Bu amaçla Sağlık Bakanlığı’nın uygulamaya koyduğu ‘Yenidoğan İşitme Taraması’nın pek çok doğuştan işitme engelli bebeğin tespitini ve erken rehabilite edilmesini sağlıyor” diye konuştu.