Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, AKP’den ve Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden istifa eden Ahmet Edip Uğur’un istifa açıklamasındaki detayları yazdı.
Zeyrek’in yazısının ilgili bölümü şöyle:
Uğur’un “Bürokrasi devletin, devlet milletin, sadakat liyakatin önüne mi geçti” sorusunu biraz önce paylaştığım bilgiler ışığında okuyunca siz ne düşündünüz?
Belli ki bu bir soru değil, soru formatında bir tespit. Uğur, bir bürokratı, yani valiyi hedef alıyor. Kendisini devletin önüne koyduğuna, devlet temsilcisi olarak da milletin, yani halk tarafından seçilmiş belediye başkanının önüne geçtiğine inanıyor.
İkinci önemli detay ise “otofaji” sözcüğü. Uğur, bu sözcüğü AK Parti’nin yenilenme sürecini tanımlarken kullanıyor. Otofajide bir hücre içindeki lizozomlar hücrenin önemli yapıtaşlarını sindirir. Kimya mühendisliği okumuş bir isim olan Uğur’un bu analojiyi kullanması, büyük ihtimalle parti içindeki başka bir kişinin ya da yapının, bir parti mensubu olarak kendisini sindirdiğine inanmasından kaynaklanıyor.
PARTİLİ BAŞKANLAR İLE MÜLKİ AMİRLER ARASINDA OTORİTE TARTIŞMASI BAŞLADI
Zeyrek, yazısında anadoluda büyük bir ilçe belediyesinin başkanının kendisine aynı ilçe kaymakamının bir davranışını anlattığını belirtti. Zeyrek’in görüştüğü ilçe belediye doğu ve güneydoğudaki kayyım uygulamaları ve siyasetçilerin “Belediyelere müfettiş göndeririz” gibi açıklamaları yüzünden “atanmış” kaymakamların, valilerin “seçilmiş” başkanlara sürekli “Patron benim” mesajı vermesinden yakındı.
Zeyrek şunları kaydetti:
Balıkesir örneğinde, iktidar partisine mensup bir başkan ile bir valinin yaşadığı gerilim var. Vali ya da kaymakam ile muhalefet partilerinden başkanlar arasında yaşanan gerilimlerin boyutunu siz düşünün.
Başkanlık sistemine daha tam olarak geçmedik ama partili başkanlar ile partili olduklarını saklamayan mülki amirler arasında şimdiden bir “otorite” tartışması başladı.