Star yazarı Sibel Eraslan ABD’nin İran’a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan ve ilerleyen süreçte ‘tanık’ statüsüne geçen Türkiye ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab davasıyla ilgili, “Düpedüz küresel ekonomik darbe girişimi” ifadesini kullandı. Eraslan, “17/25 Aralık’ta Türkiye’de yapamadıkları darbeyi, Sarraf davası adı altında şimdi ABD’de sahneye koydular” dedi.
Türkiye’de de 17/25 Aralık’ta Suud tipi darbenin aynısını sahneye koydular. Emirlerini Amerika’dan alan bir terör örgütüne bağlı savcı ve yargıçlar, adeta düğmeye basılmış gibi medyatik şovlarla arka arkaya dava görünümlü darbe yolunu açmak istediler… Millet Cumhurbaşkanımızın yanında durarak bu darbe girişimini atlattı. Bunu başaramayanlar bu sefer de 15 Temmuz’daki silahlı darbe girişimine yanaştılar. Caddelerimizi kana buladılar, halkın üzerine tank sürdüler. Şehitlerimizle bu karanlık kabusa göğüs gerdik… Şimdi sıra küresel ekonomik darbe girişiminde…
17/25 Aralık’ta Türkiye’de yapamadıkları darbeyi, Sarraf davası adı altında şimdi ABD’de sahneye koydular. Dava falan değil bu düpedüz küresel ekonomik darbe girişimi.
ABD bu tür sofistike müdahale girişimlerini sivil toplum aracılığıyla gerçekleştiriyor.70’lerde Carter hükümetinin Dışişleri Bakanlığı bünyesinde kurduğu Demokrasi ve İnsan Hakları Çalışma Bürosu bunun ilk adımıydı. 80’lerde Reagantarafından kurulan Ulusal Demokrasi Vakfı da uluslar arası planda ABD çıkarlarına hizmet edecek yapıları kurma, geliştirme gayesiyle ciddi fonlamalarla atak yaptı. 1998’de yine Dışişleri bünyesinde kurulan Uluslararası Din Özgürlüğü Ofisi de dinler arası diyalog gibi içeriklerle dini söylemler üzerinden dış ülkelere müdahale girişimiydi. 2002’de Başkan Bush Ortadoğu Ortaklık İnsiyatifi MEPI’yi kurdu. MEPI, 2009 yılına kadar 17 ülkeye, sivil toplum örgütlerinden, siyasi girişimlere, dergi ve gazetelere, üniversitelere 530 milyon dolar harcamada bulundu. ABD’nin fonlar aracılığıyla kendi çıkarlarına eklemlediği bu tür stk’lar, dini görünümlü cemaatler, siyasi partiler, medya grupları, ”edinilmiş demokratlar” olarak geçiyor sosyolojide. Bir tür devşirme anlayacağınız…
CHP Lideri Kılıçdaroğlu da maalesef bu Amerikan devşirmesi tanımına uygun olarak hareket ediyor. ABD’nin şartlı refleks deneylerine tabi tutulmuş haliyle kendisine ezberletilmiş repliklerle sahnelere koşturuyor. Ülkesini bir nebze olsun seven herkesin gördüğü hakikati ne yazık ki göremiyor.
Yalnız unuttukları bir şey var: 15 Temmuz’da tankları göğsünde durduran bu aziz millet, bu karanlığı da yırtar, çeker, atar… O kadar.