Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı’nda konuştu.
Erdoğan, ABD’deki Hakan Atilla davasına ilişkin ”Amerika’daki dava hukukla adaletle ticaretle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir cambaza bak cambaza oyunudur” dedi.
Cumhurbaşkanı, muhataplarının, demokrasiye olan saygıları nedeniyle seçimle işbaşına gelen Trump olduğunu ve böyle de kalacağını bildirerek şunları kaydetti:
“Bizi İran ile ticaretimiz nedeniyle yargılamaya kalkanların niyeti, sınırlarımız boyunca kurmaya çalıştıkları on binlerce kişilik terör ordusunu gizlemektir. Nitekim seyrine baktığımızda, bu davanın, ülkemizi bölgedeki iddialarından ve kazanımlarından vazgeçirmek için bir şantaj aracı olarak kullanılmak üzere gündemde tutulduğu açıkça görülüyor. Öyle ki bize karşı en küçük muhabbetleri olmadığını bildiğimiz kişiler dahi, bu aleni tezgah karşısındaki isyanlarını dile getirmekten kendilerini alıkoyamadılar.
Öncelikle bu davanın gerçekte ne olduğuna şöyle bir bakmakta yarar var. İddianameye bakılırsa davanın konusu, ABD’nin İran’a uyguladığı yaptırımların delinmesine yönelik bir planın ortaya çıkartılmasıdır. Yine iddianameye göre Türkiye, İran’dan aldığı doğalgazın parasını kendi bankalarında tutmak yerine bir takım yol ve yöntemlerle, asıl alacaklıya, yani İran’a aktarmış. Davanın sanıkları bu amaçla ABD’yi dolandırmak, ilgili yasaları ihlal etmek, kara para aklamak gibi işlemler için komplo kurmakla suçlanıyor. Esasen ABD’nin İran’a yaptırımlarını en başta kendi şirketleri olmak üzere, Batının değişik ülkeleri delmiştir. Bundan ya haberleri yok ya da burada da aynı şekilde provokasyon devam ediyor. Bu konuda pek çok banka, Batıda suçlamalarla karşılaşmış ve milyarca avro ödeme yapmıştır. Ekonomik bir suçun cezasının da ekonomik olacağı ilkesiyle haksız bile olsa bu yöndeki işlemlerin takibinin ve tartışmasının kendi zemininde yapılması gerektiğine inanıyoruz. Ancak burada İran’a yaptırımların ihlaliyle ilgili diğer süreçlerden farklı bir yol izlenmiş, ceza davası açılması yoluna gidilmiştir. Duruşmalarda da davanın asıl konusu üzerinde neredeyse hiç durulmadan, ülkemizi uluslararası alanda karalamaya yönelik bir mizansen sergilenmektedir.”
‘DELİLLER MİZANSENİN PARÇASI’
Erdoğan, ABD’deki davada, davalıların beyanlarından, savcıların sorularına, “delil” diye salonda gösterilen materyellere kadar her şeyin bir mizansenin parçası olduğunu belirtti. Davanın Amerikan medyasındaki yansımalarına bakıldığında bambaşka bir manzarayla karşılaşıldığını, medyanın davayı “Rusya, Flynn, Trump” başlıklarıyla birlikte değerlendirdiğini ifade eden Erdoğan, davanın Amerikan iç siyasetindeki büyük çekişme ve kavganın malzemesi olarak algılandığını dile getirdi.
‘AYNI İHANETİN ORTAĞI DEMEKTİR’
Erdoğan, “Her kim Amerika’daki davayı Türkiye’nin iç siyasetinde bir malzeme olarak kullanmaya kalkarsa o da aynı ihanetin ortağı demektir. Amerika’daki mahkemede dile getirilen iddiaların değerlendirilmesini bizim yargımız yapmıştır, hükmünü de vermiştir. Bu iddiaların siyasi bir faturası olacaksa onu kesecek olan da bizim milletimizdir” diye konuştu.
‘KUSURA BAKMASINLAR, KİMİNLE TİCARET YAPACAĞIMIZIN KARARINI BİZ VERİRİZ’
Meselenin görünüşteki sebebi olan İran ile ticarette haklı olan tarafın Türkiye olduğuna işaret eden Erdoğan, şunları söyledi:
“Kusura bakmasınlar, kiminle ticaret yapacağımızın kararını biz veririz, başkaları değil. Öncelikle Türkiye, tüm ülkeler için bağlayıcılığı olan Birleşmiş Milletler kararına uymuştur. Öte yandan bilindiği gibi Türkiye İran sınırı Amerika’nın kuruluşundan çok önce, 1639 yılında belirlenmiştir. Tarihi süreç içinde bu ülke ile pek çok anlaşmazlığımız, gerilimimiz olmuştur. Bugün de anlaştığımız konular vardır, anlaşamadığımız konular vardır ama bu ülkenin halkıyla çok kadim, çok derin insani ve kültürel ilişkilerimiz bulunuyor. İran ile ticaretimizin ana kalemini doğalgaz ithalatımız oluşturuyor, petrol ithalatımız oluşturuyor.”