16 Nisan referandumuyla Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine yönelik anayasal bir değişikliğin çerçevesinin çizildiğini aktaran Bakan Gül, uyum kanunlarıyla mevzuat düzenlemesinin yapılacağını ve 2019 seçimleriyle de sistemin pratikte hayata geçeceğini söyledi.
Gül, “2019 seçimleri şu bakımdan önemli; gömleğin ilk düğmesi doğru iliklenirse devamı çok güzel gelir. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin teorik alt yapısı ve bu konudaki irade milletin egemenliğini esas alan bir düzenleme. Ama uygulama da teori kadar önemli” dedi.
“SİYASETTE 2019 İLE BİRLİKTE YENİ BİR DÖNEME GİRİLİYOR”
Abdulhamit Gül, Partiler arası ittifak kurulmasına olanak sağlayan düzenlemeyle ilgili bilgi verdi. Gül, “Siyasette 2019 ile birlikte yeni bir döneme giriliyor. Mevzuata bakıldığında Türkiye’de bir siyasi parti bir başka siyasi partiyi destekleyemiyordu. Bizim yapmış olduğumuz bu kanun değişikliği esas itibarıyla ittifakı yasaklayan hükümlerin ortadan kaldırılması, ittifakı yasal kılan bir düzenlemeyi içeriyor. Onun ötesinde seçim sistemine yönelik hiçbir değişiklik yok. ” diye konuştu.
“ÜMİDİMİZ TÜRKİYE’NİN HER YERİNDE 200 BİN SANDIĞIN GÜVENLİ BİR ŞEKİLDE KURULMASIDIR”
Seçim güvenliğiyle ilgili konuşan Bakan Gül, kamuoyunda bununla ilgili olan iddiaların doğru olmadığını belirterek şunları söyledi: “Seçim güvenliğiyle ilgili bazı iddialar var. Bunları hiçbiri doğru değil. Bazı bölgelerde seçim güvenliğine yönelik sıkıntılar yaşanması halinde Yüksek Seçim Kurulu(YSK) istemesine rağmen yasal imkan yoktu, sandıkları birleştiremiyorduk. Şöyle söyleyeyim, Güneydoğu’da bazı şehirlerde çukur operasyonları yapıldı. Orada şehrin göbeğinde terörle mücadele ediliyor. Diyelim ki o pazar seçim var. Ama seçim güvenliği olmayınca iki seçenek var. Ya orada kimse sandığa gidemeyecek ya da bir başka mahallede oy kullanma imkanı sağlayacak. Burada getirmiş olduğumuz düzenlemede valiler asla bu kararı alamıyor. Vali diyor ki, ‘benim ilimde, ilçemde, şu köyde sandığı koyarsam orada dürüst bir seçim yapılamaz, oyun gizliliği sağlanamaz…’ Böyle bir şey söyleyecek. Ümidimiz Türkiye’nin her yerinde 200 bin sandığın güvenli bir şekilde kurulmasıdır. Böyle bir şey olursa seçimden bir ay önce olmak koşuluyla hem Vali hem de İl Seçim Kurulu talepte bulunuyor. Kim karar veriyor? Yüksek Seçim Kurulu, inceliyor bakıyor ve gerekli görürse sandıkları birleştirebiliyor. İkincisi, ‘polis gözetiminde sopalı seçim olacak…’ Böyle bir şey de yok. 7 Haziran seçimlerinde köylerde bazı sandıklarda, biz bunu yaşadık; ‘şu partiye oy çıkmazsa ya da fire çıkarsa bu köyü yakarız’ diye ağlaya ağlaya oy verenleri duyduk. Şimdi biz burada sandıkta hane bütünlüğünü korumak üzere şu sandıkta kullanıyorsa orada değil de yan sınıfta kullanabilecek. Böyle bir değişiklikle bu yetkiyi Seçim Kurulu’na veriyoruz.”
“SANDIK KURULUNUN İHMALİNİ BÜTÜN BİR TÜRKİYE’YE YÜKLEMEMEK İÇİN BÖYLE BİR DÜZENLEME YAPILDI”
Yapılan düzenlemeyle ‘mühürsüz pusula ve zarflarla’ ilgili yapılan tartışmalara da değinen Bakan Gül, bu konuda kamuoyuna yanlış bilgiler aktarıldığını dile getirdi.
Gül, “298 sayılı kanun hangi oy pusulalarının geçersiz olduğunu söylüyor. Onlardan birisi sandık kurulunun mühürü bulunmayan oy pusulaları geçersizdir diyor. Düzenleme bu yönde. Bizim getirmiş olduğumuz düzenlemede sandık kurulunun mühürlememiş olduğu oy pusulaları geçersiz. Burada asla bir değişiklik yok. Sanki sandık kurulu mühürlemezse o oy pusulası geçerli gibi bir algı çıkıyor. Hayır. Bizim düzenlememizde sandık kurulu mührü olmayan oy pusulaları geçersizdir. Ancak Yüksek Seçim Kurulu’nun filigramı olan, İlçe Seçim Kurulu mührü olan ancak sandık kurulunun ihmali nedeniyle sandık kurulu mührü basılmayan oy pusulaları geçerlidir diyoruz. Sandık kurulunun ihmalini bütün bir Türkiye’ye seçmenine yüklememek için böyle bir düzenleme yapıldı” şeklinde konuştu.
KUTUPLAŞMAYA YOL AÇAR MI?
Oturum başkanının “Cumhurbaşkanlığı sistemi kutuplaşmaya yol açar mı?” şeklindeki sorusuna Bakan Gül, “Bizim bu konudaki tezimiz, kuşatıcı, bütünleştirici bir siyasetin Türkiye’ye hakim olacağı. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle Türkiye’de siyasetin tarzı değişecek. Kavgacı, kutuplaştırıcı, ötekileştirici bir siyaset tarzı Türkiye’de hiçbir zaman iktidar olamayacak. Daha 2019’a gelmeden 2019’un sesi gelmeye başladı. Bakıyorsunuz hiç bir araya gelemeyecek düşüncelerin, inançların ya da görüşlerin yakınlaşma ihtiyacı içerisinde olduklarını görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle bu millete, cumhura yabancı hiçbir güç, hiçbir görüş cumhura rağmen iktidara gelemeyecek. Milletin şarkısını, milletin heyecanını paylaşanlar burada kazanacak. Dolayısıyla bu konudaki tüm düzenlemeler sistemin kendisi daha birleştirici olacak. Kutuplaştıran, bu sistemde kaybedecek” şeklinde yanıt verdi.
“SAVUNMALARINI BİLE BİR ÖRGÜTÜN KALEMİNDEN ÇIKARAK YAPAN BİR YAPIDAN BAHSEDİYORUZ”
FETÖ ile mücadelede gelinen son durumun ne olduğuyla ilgili bir soruya ise Abdulhamit Gül şu şekilde yanıt verdi:
“Bu terör örgütünü bu kadar gizli, kendi gündemi kendi inancı olan böyle bir örgüt ile ‘bir yılda iki yılda mücadele ettik hepsi deşifre oldu, başarıya ulaştık’ diye ne rehavete kapılabiliriz ne de bu işi savsaklayabiliriz. Asla bu konuda bir zaafiyete düşmemek lazım. FETÖ örgütü gizliliği, kriptoluğu kendisine ilke edinmiş bir örgüt. Helikopterden vatandaşımıza mermi yağdıran, şehit eden adam bile mahkemede ‘ben değilim’ diyor, mahkeme heyetiyle dalga geçiyor. Savunmalarını bile bir örgütün kaleminden çıkarak yapan bir yapıdan bahsediyoruz. Dolayısıyla, askeriyede, yargıda, emniyette, bürokraside ‘hepsini temizledik deşifre ettik’ gibi bir rehavete kapılmamak lazım. Ama herkesi olağan şüpheli gibi görüp, vatandaşları ve ticareti de rahatsız etmeden herkesin hukuki güvencesini de sağlama almak lazım.”
Bakan Gül, “Türkiye bir hukuk devletidir. Varsa bir suç işleyen devletin ilgili birimleri bunu alır yargılamasını yapar.