Yargıtay Başkanlığı, Adli Yıl açılış töreninin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılmasını eleştirerek başkanlığın davetini reddeden baroları hedef aldı.
Yargıtay Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada baroların Yargıtay’a yönelik eleştirilerinin “haksız ve ölçüsüz” olduğu iddia edildi.
Yargıtay Başkanlığı’nın bugün yayımladığı açıklamada şöyle denildi:
“Kamuoyunun bilgisinde olduğu üzere adli yıl açılış törenleri, Yargıtay tarafından düzenlenmektedir. 2016-2017 yılından itibaren adli yıl açılışları “Millet Kongre ve Kültür Merkezi”nde yapılmaya başlanmış, bunun gerekçeleri ve süreci hakkında 29.08.2016 tarihinde basın açıklaması yapılarak kamuoyu bilgilendirilmiştir.
2019-2020 Adli Yıl Açılış Töreni hazırlıkları kapsamında, yargının kurucu unsurlarından biri olan savunma mesleğine duyulan saygı ve gösterilen önemden dolayı tüm baro başkanlıklarına davetiye gönderilmiş olup, ayrıca Türkiye Barolar Birliği Başkanı da avukatlar adına konuşma yapmak üzere davet edilmiştir. Türkiye Barolar Birliği Başkanı ile çoğunluk baro başkanları kendilerine yapılan daveti kabul ettiklerini belirtmişlerdir. Bazı barolar ise yargı bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı, yargı etiği ilkeleri, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi bir dizi başlık altında adalet sistemine ilişkin eleştirilerini dile getirerek, söz konusu davete iştirak edemeyeceklerini ifade etmiş ve görüşlerini de kamuoyu ile paylaşmışlardır.
150 yıllık köklü bir kurum olan Yargıtay’ın iletişim stratejisi, yargıya ilişkin sorunların şeffaf ve önyargısız ortamlarda tartışılmasını öngörmektedir. Yargıya ilişkin etkinliklerin geniş katılımlı, demokratik ve kapsayıcı olmasına özel önem verilmekte olup, ülkemizdeki tüm baro başkanları adli yıl açılışına davet edilmiştir. Davete nasıl karşılık verileceği baroların takdirinde olan bir konu olmakla birlikte, gönderilen davetiye vesilesiyle Yargıtay’ın siyasi etki altında olduğuna dair ithamlar ile başlayan bir dizi suçlamalar hiçbir insaf ve adalet ölçüsü ile bağdaşmamakta olup, üzüntüyle karşılanmıştır.
‘İSTANBUL BİLDİRGESİ’NE KARŞI ÇIKIŞI ‘İNSAN HAKLARI METNİ’NE KARŞI ÇIKIŞ DİYE NİTELEDİ
Yargıtay hem yurt içinde hem de yurt dışında önemli reformları gerçekleştirmiş ve insan haklarına evrensel düzeyde katkı sağlamıştır. Bu suçlamaları yönelten baroların bir kısmının, Yargıtay’ın öncülüğünde geliştirilen Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi (İstanbul Bildirgesi) dolayısıyla Yargıtay’a yönelik eleştirileri halen kamuoyunun hafızasında olup, 9 Kasım 2018 tarihli basın açıklaması ile halkımız bu konuda bilgilendirilmişti. O tarihten sonra İstanbul Bildirgesi 13-24 Mayıs 2019 tarihleri arasında yapılan Birleşmiş Milletler Suçun Önlenmesi ve Ceza Adaleti Komisyonu’nun 28. Oturumunda kabul edilmiş, 23 Temmuz 2019 tarihinde de Birleşmiş Milletler Ekonomik ve Sosyal Konsey’de onaylanmıştır. Dolayısıyla adli yıl açılış davetiyeleri dolayısıyla Yargıtay’a yönelik haksız ve ölçüsüz eleştirileri yapan bazı baroların, yakın geçmişte tüm dünyanın kabul ettiği insan hakları metinlerine dahi karşı çıkması, feraset düzeylerinin açık bir göstergesi olup, bu tür ithamların toplumun vicdanında karşılık bulmayacağı şüphesizdir.”
BAROLAR AVUKATLIK KANUNU’NA AYKIRI BİLDİRGEYE KARŞI ÇIKMIŞTI
İstanbul Barosu “Yargıda Şeffaflığa İlişkin İstanbul Bildirgesi”nde yer alan “Mahkemeler, avukatlık yetkisi olmayan uygun kişilerin mahkeme nezdinde tarafları temsil etmesine izin verebilir” ifadesine karşı çıkmış, bu ifadenin Avukatlık Kanununa açıkça aykırı olduğunu dile getirmişti. İstanbul Barosu ve birçok baro bu ifadeyle avukatlık yetkisinin, bu sıfatı taşımayanlar tarafından kullanılmasının önünün açıldığını vurgulamıştı.
BAROLARIN BOYKOT ETTİĞİ TÖRENE TBB KATILACAK
Yargıtay’ın barolara yaptığı daveti Türkiye Barolar Birliği kabul etmiş, İzmir, İstanbul, Muğla, Antalya, Adana, Aydın, Ordu ve Ankara baroları ise birer açıklama yayımlayarak reddetmişti.