Mehmet Yılmaz’ın yazısının ilgili bölümü;
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sataştı:
“Ay–yıldızlı bayrak Diyarbakır Belediyesi ve diğer belediyelerden çıkarılırken, içiniz rahattı değil mi? Şimdi gönlünüz bir terör örgütü müzahirlerine Atatürk tablosu verirken rahat etsin. Yazıklar olsun. Ballandıra ballandıra anlatıyor, sarılmışlar, kucaklaşmışlar. Buradan söylüyorum, işini yap, başımızın üzerinde yerin var ama işini yapmanın dışında başka işlerle meşgul olursan pejmürde ederiz. Bu kadar açık ve net.”
Süleyman Soylu’nun “yırtık dondan çıkar gibi” ortalığa atılmasına ve herkesten daha fazla bağırmasına alıştık ama bu kez boyundan büyük işe kalkıştı.
Herkesten daha çok bağırması normal, çünkü zamanında Recep Tayyip Erdoğan’a ettiği hakaretleri unutturması lazım.
Sesi yüksek çıkarsa, eski hakaretlerinin hatırlanmayacağını düşünüyor.
Olabilir, belli ki Erdoğan nezdinde bu taktik işe yaramış. Ama ne yaparsa yapsın, lanet olası arşiv unutmuyor işte!
Süleyman Soylu, seçilmiş bir kamu yöneticisi değil. Bulunduğu makama tayin ile gelen bir memur.
Onun için seçim ile işbaşına gelmiş yöneticilerle ve milletvekilleriyle ilişkilerinde haddini ve konumunu bilmeli.
Erdoğan eski günlerinde olsa ona şöyle derdi: “Siyasete bu kadar meraklıysan makamını bırak, seçil de gel, öyle konuş!”
Şimdi demiyor, çünkü 2023 artık Erdoğan için bile çantada keklik değil.
Tayin ile gelen, seçim ile gelene “işini yap, yoksa pejmürde ederim” diyemez.
Seçim ile işbaşına gelmiş yöneticilerin kime, nasıl hesap verecekleri bellidir, o makamların arasında tayin ile gelinen bakanlık makamı yok.
Onun için benden kendisine tavsiye: Seçilmiş yöneticilerin işine karışma, tayin edildiğin görev ile ilgilen, yoksa pejmürde olursun, haberin olsun.
Avukatlara, savcılara ve hakimlere not: “Yırtık dondan çıkmak”, güzel Türkçemizde “olur olmaz bir zamanda aniden yapılan gereksiz davranışları” tanımlamak için kullandığımız bir deyim. “Don” bildiğiniz gibi halk ağzında “giysi” anlamına geliyor, çıkan da aklınıza ilk gelen şey değil. Adı üzerinde bu bir “deyim”! Ortada yırtılan bir don olması gerekmediği gibi, çıkan bir şey olması da gerekmiyor.