CHP eski Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, Habertürk’te gündeme dair soruları yanıtladı.
İnce, 2023’te Cumhurbaşkanlığı adayı ile ilgili, “Meydanlar dolacak Muharrem İnce aday olacak. Bu böyle yarım kalır mı” ifadelerini kullandı.
24 Haziran akşamı için de konuşan İnce, kendisine CHP Genel Merkezi’nden veri gelmediği için net bir açıklama yapamadığını belirterek, “Çıkmadık, özür dilerim, bu konu baydı artık” ifadelerini kullandı.
İMAMOĞLU CEPHESİNDEN YANIT
Ekrem İmamoğlu’nun seçim döneminde kampanya direktörlüğünü yapan isim olan Necati Özkan ise, sosyal medya hesabından konuyla ilgili dikkat çeken bir mesaj paylaştı.
Özkan, isim vermeden Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığına yönelik sözlerine bir yanıt verdi.
Necati Özkan, kişisel Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Dün dünde kaldı cancağzım. Artık mekanın yeni sahibi var” ifadelerini kullandı.
“AK PARTİ İLE ÇİZGİM NEYSE HDP İLE ÇİZGİM O”
İşte o programdan öne çıkan soru ve yanıtlar:
DİDEM ARSLAN YILMAZ: Çok tartışılan bir dönemde kayyumlar meselesinde Mardin’de Ahmet Türk’e gittiniz. Destek verdiniz. Neden ihtiyaç duydunuz?
MUHARREM İNCE: Seçilmiş bir belediye başkanını ziyaret ettim. AK Parti ile çizgim neyse HDP’yle çizgim o. Açılım sürecinde sayın Erdoğan, sayın Ahmet Türk’le görüşmüştü. Ve o gün ‘Başbakan sıfatımla değil AK Parti sıfatımla görüşüyorum’ demişti. Sayın Bülent Arınç’ın dün Ahmet Türk’ün terörle ilişkisi olamayacağını söylemişti. Ahmet Türk’ün terör yanlısı konuşmalarına tanıklık etmedim. Bu kişiler savcılığa gitmişler, halk tabiriyle konuşayım temiz kağıdı, sabıka kaydı almışlar. Sonra YSK demiş ki, ‘sizin aday olmanızda sakınca yok’. Millet de yüzde 51’in üzerinde ‘gel şehrülemin ol’ demişler. Siz diyorsunuz ki, ‘teröre yardım ettiği gerekçesiyle görevden alıyorum’. Eğer böyleyse mahkeme kararının olması lazım. İdare, yürütme, istihbarata dayalı görevden alma yapamaz. Savcı bir sürecis başlatmış olabilir. TBMM’de uzun süre bulunmuş birisi olarak konuşuyorum. Herhangi bir konu yargıya intikal etmişse o konu hakkında soru önergesi verilemez, meclis araştırması istenilemez. Yargı süreci beklenir. Belediye yönetimine el çektiriyorsunuz. Melih Gökçek’i de el çektirdiniz. Hangi gerekçeyle öğrenemedik. Ne yapıyorsunuz, belediye meclisi biraraya geliyor, bir seçim yapıyorlar. Ahmet Türk’e gelince ‘olmaz ben valiyi atarım’. Sayın Erdoğan belediye başkanı iken belediyeden uzaklaştırıldı. O gün RP, ANAP, SHP’li meclis üyeleri vardı. Sayın Erdoğan’ın yerine gelen Ali Müfit Gürtuna’ya sadece RP’liler değil SHP ve ANAP’lılar oy verdi. Seçilmiş bir belediye başkanı el çektirildi, hak RP’nindir. RP’nin önerdiği isme biz de oy vereceğiz dediler.
“OY KAYBEDER MİYİM DİYE HİÇBİR KAYGIM OLMADI BENİM”
MUHARREM İNCE: Fransız devriminde yahudiler için hiçbir şey, Salamon için her şey diyordu. Bir topluluğun hakkı olmaz, bireylerin hakkı olur. CHP’li belediye başkanı görevden alınırsa savunayım, ama HDP’li olursa Kürt olursa onu savunmayayım?
NAGEHAN ALÇI: Neden Ahmet Türk?
İNCE: Ahmet Türk yakından tanıdığım isim olduğu için gittim.
ALÇI: Kayyum meselesiyle ilgili Diyarbakır’daydım. Hem görevden alınan Selçuk Mızraklı ile hem vali ile görüştüm. Sizin pozisyonunuzla ilgili CHP içinde kendini ulusalcı olarak tanımlayan çevreler içinde birtakım rahatsızlıklar olduğu söyleniyor. Ne kayyum ne HDP diye bir manşet atmıştı Deniz Zeyrek’in de yazdığı gazete. Yılmaz Özdil, 2020 yılında yumruk yediğinde ‘birçok insanın yüreğine su serpmişti’ diye bir yazı yazmıştı.
DENİZ ZEYREK: Ben o gazetede kayyumu savunanları sert bir şekilde yazı yazdım.
ALÇI: HDP’ye verilen destekle ilgili rahatsızlıklar var mı?
İNCE: Bu yaptığım hareketten kazanır mıyım, kaybeder miyim diye bakarsanız halk kaybeder. Fransız siyasetçileri bilim ve akılla tanıştılar ondan sonra Fransa ayağa kalktı. Acaba buradan oy kaybeder miyim diye kaygım olmadı. Ben partiye aykırı bir iş yapmıyorum. İnandığım bir şeyi yapıyorum. Ben bu kayyumları doğru bulmuyorum. Geçmişte dokunulmazlıkların kaldırılmasını doğru bulmadım. CHP yönetimi ‘evet’ verdi ben ‘hayır’ verdim. Ben ilkeli davranılmasından yanayım.
“BUGÜN OLSA ERDOĞAN’I CEZAEVİNDE ZİYARET EDERİM”
ZEYREK: Siz Selahattin Demirtaş’ı da ziyaret etmiştiniz?
İNCE: Ettim. Bütün adayları ziyaret ettim. Hapisteydi. Yalova milletvekili sayın Şükrü Önder, 70 yaşın üzerinde adamcağız, kalp hastası. Bir tane AKP’li ziyarete gitmedi. Ben İlker Başbuğ’u, Mustafa Balbay’ı da ziyaret ettim.
SEVİLAY YILMAN: Erdoğan’ı ziyaret ettiniz mi?
İNCE: Zor koşullar yoktu. Kebap partisiyle 4 ayı geçirdi. O zaman etkili değildim. Bugün olsa ziyaret ederim. O günlerde ziyaret edecek konumda değilim.
YILMAN: O gün ne düşünüyordunuz?
İNCE: Erdoğan’ın görevden uzaklaştırmasını da doğru bulmuyordum. İster AK Parti milletvekilinin haksız hukuksuz yere 28 kişiyi bir odaya doldurarak, o sıcakta kalp hastasının bulunmasını doğru bulmuyorum. HDP’li oldukları için ‘teröre destek veriyor’ diyor. Size bir soru. PYD terör örgütü mü Türkiye Cumhuriyeti’nin gözünde. ABD, PYD’ye silah veriyor mu? Evet. Ama ‘dostum Trump’ diyor.
“YEREL SEÇİMDE 30 VİLAYETE GİDİP 85 MİTİNG YAPTIM”
GÖKHAN HACIR: Epeydir ekranlarda yoktunuz. Ne oldu da sessizliğini bozuyor Muharrem İnce? Mardin gezisi için de aynı şey akıllara geldi. İl başkanınız sayın Canan Kaftancıoğlu, geçtiğimiz günlerde 9 yıl 8 ay hapse mahkum oldu. Onun karar duruşması vardı. Oraya niye gitmediniz de Mardin’e gittiniz.
İNCE: Bazılarına yetişemiyoruz. Sözcü’nün bir duruşmasına katılabildim.
YILMAN: Bazılarına yetişememek mi, yoksa geçmişten gelen bir kırgınlık mı?
İNCE: Asla, böyle düşünülürse üzülürüm. Daha yeni görüştüm kendisiyle, 9 Eylül günü görüştük. Cumhurbaşkanlığı kampanyasında sayın Kaftancıoğlu bizim il başkanımızdı. Aynı minibüsün içinde 20 miting yaptık.
YILMAZ: Yeterli desteği gördünüz mü?
İNCE: Bu başka konu. Bence 1 yıldır nerede olduğumu medyaya niye sormuyorsunuz?
YILMAZ: Sayın İnce’yi yayına ben davet ettim. Hatta bana ‘bu yayını neden yapıyorsunuz, siyasi mühendislik mi yapıyorsunuz’ diye soranlar oldu. Doğrusu üzüldüm.
İNCE: Ben yerel seçimde 30 vilayete gittim 85 miting yaptık. Kaz Dağları’na gittim. Protokole oturmadım, Fazıl Say’ın önünde oturup toz toprak içinde konseri dinledim haber olmadık.
ALÇI: Ekrem İmamoğlu siyasi rakibiniz mi?
İNCE: Arkadaşım benim, siyasi akrabam benim.
HACIR: CHP kurultay sürecine hazırlanıyor. Doğu ve Güneydoğu delegasyonu var. Mardin’de o delegeye gül atmak, mesaj vermek mi istedi diye soranlar var.
“DİYARBAKIR’DAKİ ANALAR İÇİN ÖCALAN’DAN YARDIM İSTENSİN”
İNCE: Bu doğru değil.
ALÇI: Diyarbakır’da HDP il binasının önündeki anneleri ziyareti düşünüyor musunuz?
İNCE: Benim gittiğimde böyle bir eylem yoktu. Giderim tabii niye gitmeyeyim. Bu akşam her konu dahil bir tanesini ayrı tutarım, anneyi. Ama Diyarbakır ama Cumartesi annesi ama şehit annesi. Çok dikkatli konuşmayı seçerim. Bu benim hem milli hem dini görevimdir. Asla o anneleri incitmek isterim. İster HDP’nin ister CHP’nin ister AK Parti ister Cumhurbaşkanlığı’nın önünde, hiç farketmez. Bir annenin evladını aramasından daha insani, vicdani şey olamaz. Benim kendi doğrularım vardır. Doğrularım benim vicdanımdır. Ana vatan diyoruz. Ana vatanımızda analara ağıt yaktırıyoruz. Ana haber diyoruz, ana haberlerde kadın cinayetlerini anlatıyoruz. Anayasa diyoruz ilkellikleri dolduruyoruz içine. Asla eleştirmem, haklarıdır. Ama şunu söyleyeceğim. Bu çocuklar kaçırıldı ya da gönüllü gitti. Nereye gittiler? PKK’ya. Kurucusu kim? Abdullah Öcalan. Nerede? İmralı’da. Peki Nevruz’da Öcalan’ın mektubunu okuttu mu Erdoğan? Okuttu. Seçimde bir akademisyeni gönderim oy istedi mi istedi? Kardeşini televizyona çıkartıp oy istedi mi? İstedi. Şimdi aynı şeyi analar için yapsınlar. Sen oy için Osman Öcalan’ı televizyona çıkardın. Şimdi analar için yardım istesin. Binali Yıldırım’a oy isterken yapıyorsun bunu. Ben de böyle söylerim.
ALÇI: Çözüm süreci doğru bir süreçti. Yıllardan sonra barış atmosferi sağlamıştı. Sonuna kadar götürülebilse Türkiye en önemli sorunu çözmüş olacaktı.
İNCE: Bunu tarihiyle anlatmaksak eksik olur.
YILMAN: CHP 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonra 31 Mart yerel seçimler derken sizinle beraber başlayan Kürt tabanı veya HDP’ye oy verenlere yakınlık devam etti. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun geçtiğimiz günlerde Kürt edebiyatçılarla biraraya gelip yaptığı konuşmayı çok önemsiyorum. Kürtçe’nin ana dil olduğunu, hak olduğunu söylemesi kıymetli değerli şeyler. Geçmişte çözüm sürecinde nasıl bir tavır sergilediğinizi biliyorum. Çok sekter, dik duruşunuz vardı, karşıt bir duruşunuz vardı. Aynı çözüm sürecini başlatırsa. Siz neresinde olursunuz?
İNCE: O günlerde grup başkanvekiliydim. AKP’li Atatürk’e laf söylüyordu, HDP’li İnönü’ye laf ediliyordu. Tek partiye CHP’ye ortak saldırıyorlardı. Ben de bir ona, bir ona cevap veriyordum. HDP’lilere ‘Ben sizinle Cudi dağına geleceğim, siz benimle milli maça gelecek misiniz’ diyordum. Türkiye’de yüzde 5’lik kesim terörü lanetlemiyor, kınamıyor. Bir yüzde 5 de burada var. ‘En iyi Kürt ölü Kürt’tür’ diyor. Bunlarla uzlaşma, çözüm olmaz. Atatürk yine kırmızı çizgim.
“HDP KÜRT MESELESİNDE ORTAYA KARIŞIK BİR TAVIR KOYUYOR”
İNCE: Dokunulmazlıklar konusunda tavrımı biliyorsunuz. Demirtaş, Türk ziyaretlerimde tavrımı biliyor musunuz? Bir tavır alırken Alevi, Sünni, Türk, Kürt diye bakarsanız çözemezsiniz. Benim ilkelerim var. Hukuka, bilime, evrensel kurallara uygun mu, kamu yararı var mı, vicdanıma uygun mu? Oradaki kişi Roman, Ermeni benim için fark etmez. Benim için bir çocuğun ölümü bütün çocuklarla aynıdır. CHP’nin açılım yapmasına gerek yok. CHP Kürt sorunu konusunda kafa yoran bir parti. 1989’da o zamanki SHP rapor hazırladığında bize Kürtçü dediler. 1954’de Millet Partisi kapatılırken CHP itiraz ediyor ‘irticacı’ diyorlar. Açılım sürecinin başladığı gün 10 Kasım 2009’dır. Allah’ın bütün günleri kabağa girdi bula bula 10 Kasım’ı buldular. İş nerede değişti biliyor musunuz? 2015 seçimlerinde Erdoğan ‘Bana 400 milletvekili verin bu sorunu çözeyim’ dedi. HDP’nin seçime girmesini istemedi. Demirtaş ne dedi ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ dedi. İşte Erdoğan’ın kafasındaki HDP orada başladı. Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum, HDP Erdoğan’ın teklifini kabul etseydi, seçimlere girecekti ve 400 milletvekili ile anayasayı ne hale getirecekti?
ALÇI: Açılım süreci yanlış mı diyorsunuz? Evet sonu yanlış bitmiş olabilir. Niyet olarak çok cesur, Türkiye’nin kronik sorununu çözmeye yönelikti.
İNCE: Kürt sorunu AKP’yle birlikte başlamadı. 200 yıldır var. 1800’lerden beri var. Türkiye’nin demokratikleşme, terör ve Kürt sorunu var. Kürt sorununu çözmek ilerici bir eylemdir, gerici bir kafayla çözülemez. Bir kere demokrasiye inanmak lazım çözmek için. Çözüm yeri Büyük Millet Meclisi’dir. Halktan kaçırarak, Oslo’da ‘İstediğinizi vali yaptık’ diyerek bu sorun çözülmez.
ARSLAN: Kandırıldı mı diyorsunuz?
İNCE: O süreçte kandırıldı. Kürt hareketi diyelim buna. Bu talepler üçe ayrılıyor. Bir bağımsız bir Kürt devleti kurmak isteyen ayrılıkçı bir grup var. Terörle çözmek istiyor. İki federasyon özerklik isteyen grup var. Üç ‘Ben Kürdüm benim sorunlarım, sıkıntılarım, dertlerim var, bunları çöz, ama beraber yaşayalım’ diyen bir grup var. Bu grubu ciddiye almalıyız.
ZEYREK: HDP hangisinde?
İNCE: Ortaya karışık yapıyor. Olmaz tavır koyacak. Siyasetçiler şunu sormalı, beraber mi, yanyana mı yoksa ayrı ayrı mı yaşayacağız. Bunu çözeriz. Bir kere samimiyetle. Eğitim dili, eğitim hakkı, ana dil, bunları tartışmayacağız. Eğitim alma hakkı başka bir şey ana dilini öğrenme hakkı başka bir şey. AİHM kararları benim için esastır. Modern dünyada yaşamak istiyorsak. Ben Cumhurbaşkanı seçilseydim Türkiye’yi AB’ye sokmak için çalışacaktım.
“RESMİ DİL TÜRKÇEDİR ANA DİLİNİ DE DEVLET ÖĞRETECEKTİR”
İNCE: Aleviler için şöyle oluyor. Öğretmen diyor ki ‘4 mezhep haktır, diğerleri sapık mezheptir’ diyor. Annesi ‘Biz aleviyiz diyor’ çocuk çelişiyor. Ben Türkçe eğitim aldım, ana dilim Türkçe olduğu için değil resmi dilim Türkçe olduğu için Türkçe eğitim aldım diyor. Eğitim alma hakkı başka bir şey, ana dilde öğrenim hakkı başka bir şey. Çocuğa resmi dilde eğitim yapmaya mecburuz. Büyük toplulukla ilişki kuracak. Ana dilini öğrenecek çocuk. Devlet öğretecek.
HACIR: Matematiği, fiziği hangi dilde öğrenecek?
İNCE: Ben karşı değilim ama o Kürt çocuğuna yazık ederiz. Kürt çocuğu o zaman üniversiteyi Diyarbakır’da bitirir ama gelip Yalova’da doktorluk yapamaz. Fransa’da Fransızcayı yan dil olarak öğretmezler. Bir resmi dilimizi öğreteceğiz, iki ana dili hangisi ise o dili öğreteceğiz, üç uluslararası dil öğreteceğiz.
ALÇI: Almanya’daki Türkler ile Türkiye’deki Kürtleri kıyaslayamayız değil mi?
İNCE: Almanya’da Türkler işçidir, Kürtler bu memleketin sahibidir. Toplulukların hakkı olmaz, kişilerin hakkı olur. Diyarbakırlı Memo’nun hakkı vardır, Yalovalı Ali Aga’nın hakkı vardır. Resmi dilimiz Türkçe’dir. Herkes resmi dille eğitimini görecek. Ama Pazarlı Laz derse, ‘çocuğuma Laz dilini öğretmek istiyorum, edebiyatını öğretmek istiyorum’ derse hiçbir sakınca görmüyorum.
ZEYREK: Bir arkadaşım aradı dedi ki, CHP 1992’den bu yana Kürtler’den ve muhafazakarlardan ciddi bir şekilde uzaklaştı. Kürtlerle barışma süreci başladı mı şimdi?
“CHP 2011 SEÇİMLERİNDE BİLDİRGESİNİ CUMA NAMAZINDA OKUDU”
İNCE: Hatayı kendimi de dahil ederek CHP’de arıyorum ama bazen de karşı tarafta arıyorum. Rahmetli babamın cenazesinde mezarın başındayız. Defnettik, aşağı inerken birisi ‘abi üzüntülüsün ama bir şey soracağım, ben seni kravatlı, şapkalı taziyeleri kabul eden birisi beklerdim. Oysa sen mezara indin, tahtaları koydun, üstün başında toprak oldu. Yahu CHP’lileri neden böyle tanıdık’. Dedim ki, ‘Yanılıyorsun Kılıçdaroğlu Tunceli’li bir babanın oğlu, Muharrem İnce kamyon şoförünün oğlu. Ben yer sofralarında büyüdüm, yer döşeklerinde yattım. Bizim halktan uzak neyimiz var anlamış değilim. Zaman zaman yanlışlar yapıldı. 2011 seçimlerinin seçim bildirgesini cuma namazı saatinde yaptılar. Bütün günler bitti, Cuma günü yapıldı. Olacak iş mi bu? Bu bilerek yapılmadı ama bu nedir? Bilerek yapılmadı ama böyle bir gaf olamaz. Böyle bi hata yaparsan halktan uzaklaşırsın. Türkiye’de erkeklerin yüzde 65’i cuma namazına gidiyor.
ZEYREK: Partinizde o dönemde başörtüsü meselesinde ciddi tavır ortaya konuldu. Başörtüsü aleyhinde sembolleşen isimler partiye taşındı, milletvekili yapıldı.
İNCE: Ben dersane müdürüydüm. 28 Şubat’tan sonra bir subay geldi, ‘Bir öğrenci başörtüsü takıyor, onu çıkartacaksın’ dedi. ‘Niye’ dedim ve o çocuğu korudum. Doğru olduğunu düşünüyordum.
“KÜRTÇE EĞİTİM ALAN KÜRT ÇOCUĞU İZMİR’DE DOKTORLUK YAPAMAZ”
ALÇI: Siz Kürtçe matematik dersi olmaz diyorsunuz, ancak öğretilebilir diyorsunuz. Bu temel insan haklarına aykırı.Ben mesela Almanca matematik okudum.
İNCE: Hiçbir sakıncası yok da Kürt çocuklarına yazık edersiniz. Bir kere bunu eğitimcilerin tartışması lazım. AİHM’i referans alırım dedim. Diyor ki, ‘bu devletin işidir ama sen resmi dilde eğitimini yap ama ana dilini, farklı dilini öğrenmek, geliştirmek isteyen varsa onu da öğret’ diyor.
ALÇI: Bu ülkede İngilizce, Almanca, Fransızca okul var.
İNCE: Ben matematiğin İngilizce anlatılmasını istemiyorum.Sömürge ülkesi mi burası? Burası devlet pazar tezgahı değil. İnsanları kandırmak adına hoşlarına gitsin diye yapamayacağım şeyleri söyleyemem. Kürt çocuğu Dicle Tıp Fakültesi’ni bitirir ama İzmir’de doktorluk yapamaz. Kürt çocuk Kürt folklorunu, kültürünü, dilini öğrensin. Yanında İngilizce, Japonsa öğrensin.
HACIR: Fransızlar veriyor mu?
ALÇI: Fransa’yı bilmiyorum ama Amerika’da ve Avrupa’da birçok ülkede mevcut.
İNCE: ABD’de sizin o beğenmediğiniz andınız var ya, her sabah Amerikalı çocukla ‘ABD’ye bağlılığımı bildiriyorum, bu cumhuriyet yaşayacaktır’ diyorlar.
ALÇI: ABD’de İspanyolca eğitim hakkı vardır, gidin bakın.
“HESABI BEN NİYE VERİYORUM? CHP GENEL MERKEZİ VERECEK”
YILMAN: Bir seneden fazla bir zaman geçmesine rağmen hala insanlar sizin ne söyleyeceğinizi merakla bekliyorlar. Şu an siyasetin biraz dışındasınız. Aktörler değişir, başka isimler gelir. Gündem şu anda CHP dediğinizde İmamoğlu üzerinden gidiyor, Kılıçdaroğlu üzerinden gidiyor. Ben sizi 24 Haziran’dan önce sıkı takip ettim. 24 Haziran gecesi hala birçok insanın kafasında soru işareti.
YILMAZ: Hala karanlık mı o gece?
YILMAN: Evet hala karanlık. Mahallem olduğu için CHP. Şöyle bir şey duydum. O gece yanınızda bir sürü insan ‘Çık sayın Başkan açıklama yap’ demesine rağmen neden inat ettiniz?
İNCE: Evet inat ettim. İlk turda ‘Tayyip Erdoğan hapisteyken ziyaret ettiniz mi?’ dediniz ‘Ben de etkili değildim’ dedim ama Erdoğan’ın siyaset yapması için oy verdim’. Ahmet Altan’la Balyoz kumpasını konuşmak isterim. Ergenekon ve Balyoz’da nasıl yanlış yaptıklarını söylemek isterim. Bir tane hatam var. Vatandaş benden duymalıydı, İsmail Küçükkaya’dan değil. Hata yaptım. Bir futbolcu kırmızı kart gördü, ömür boylu futboldan mı yasaklayacaksınız? Yenilgiyi iyi yönetemedim, özür dilerim.
HACIR: 31 Mart gecesi Ekrem İmamoğlu’nun halkta popülaritesi oluştu. O geceyi iyi yönetti.
İNCE: Ne güzel işte. Gayet güzel buldum.
ALÇI: Birtakım dedikodular oldu
ZEYREK: Bir general tarafından tehdit edildiniz mi?
İNCE: Deniz Zeyrek beni tehdit edecek adam anasından doğmadı. O gece sarhoştu, bir general tehdit etti, Tayyip Erdoğan’dan para aldı, NATO askerleri kaçırdı. Afgan askerleri kaçırdı, eşi kaçırıldı, odaya kilitlediler. Tam 11 senaryo var. Hadi biri doğru diyelim. Diğer 10’unu kim uydurdu? İtibar avcılığı. Birileri o gece düğmeye bastı. Benim hatam var, umudu tazeledik, kazanırız dedik. Meydanları doldurduk, iktidarı değiştirebileceğimize inandırdık. Partiden 8,5 puan fazla aldım. 40 sene sonra 30’u geçtik. O akşam birileri düğmeye bastı. O gece nerede kalacağım? İkinci tura kalacağımızı inanıyorduk. İkinci tura kalınca CHP’ye gidemezdim, çünkü rozeti çıkarmıştım. CHP’ye gidersem ikinci turda İYİ Partililere ne diyecektim? Üç hesabı vermesi gereken niye ben oluyorum? Benim örgütüm, bilgisayarlarım yok ki, CHP Genel Merkezi’nin bilgisayarları çökmüşse hesabı niye ben veriyorum.
“BEN İÇKİ İÇERİM AMA O GECE İÇKİ İÇMEDİM”
İNCE: Benim adaylığım açıklanınca otobüse binmek için araya insan sokanlara ne diyeyim?
ALÇI: Kırgın mısınız partinize
İNCE: Kiracıya kızarak ev yakmam. Ben ev sahibiyim. Evi yakar mıyım? Ben de yönetici olursam ben de kiracı olurum.
ZEYREK: Ekrem İmamoğlu’nun eline İstanbul’da açılmış sandıklara dair tutanak verildi.
İNCE: Muharrem İnce’nin elinde tutanak var mıydı?
HACIR: Niye İsmail Küçükkaya’ya mesaj çektiniz?
İNCE: O da benim yanlışım oldu. O mesajı ben attım. Hata mı yaptım? Evet hata yaptım.
ALÇI: Bir kadeh viski de içebilirsiniz
İNCE: Ben içki içerim ama o gece içmedim. Kimseye de hesap vermem. Haram yiyenler hesap versin.
YILMAZ: Siz hala bu isimleri açıklamıyorsunuz
ZEYREK: İzleyicilerimizden çoğu ‘Ben sadece umutlandım ama o gece yalnız bırakıldım’ eleştirisi
İNCE: Çok haklılar, onlardan özür diliyorum. Haklılar, keşke çıksaydım. Bugün geriye dönme şansım olsa çıkarım.
YILMAN: Eşiniz bile size çıkın demiş.
İNCE: İnsanlar bir gazeteciden değil benden duymak istiyorlardı. Umutlar çok yüksek olunca hayal kırıklıkları da çok yüksek olur. Mesele biraz da ol.
“2023’DE CUMHURBAŞKANI ADAYIYIM”
İNCE: Meydanlar dolacak Muharrem İnce aday olacak. Bu böyle yarım kalır mı?
ALÇI: Ekrem İmamoğlu aday gösterilirse bağımsız aday mı olacaksınız
İNCE: İmamoğlu benim arkadaşım. Başarılı bir seçim geçirdi. Belki seneye Kasım’da olur seçim. İmamoğlu ile ağzımdan tek kelime alamazsınız.
ALÇI: Ben of the record kuralına sadık bir insanım. Erken seçim beklentisi içerisinde olduğunuzu ifade ediyordunuz. 2020 Kasım veya 2021’de erken seçime giderse Türkiye. Siz o zaman bana ‘Abdullah Gül’le, Erdoğan arasında kalsam Erdoğan’a oy veririm’ demiştiniz.
İNCE: Öyle dememiştim ama öyle yazmıştınız.
ALÇI: Sayın Babacan’ı ortak aday olarak göstermek istiyoruz dense…
İNCE: Mevcut anayasaya göre bir siyasi parti grubu bir aday gösterebiliyor ya da 100 bin imza. CHP İstanbul, İzmir, Adana, Mersin, İzmir, Antalya’yı almış. Başarılı çıkmış. CHP’nin kurulması muhtemel olan aday olarak göstermesi CHP’ye yakışmaz. CHP’nin genel başkanı aday olması gerekir.
“İMAMOĞLU BELEDİYE BAŞKANLIĞINDAN BAŞARILI ÇIKARSA HER ŞEY OLUR”
İNCE: Bir siyasi hareket başlatılabilir. Türkiye’de bir değişim, dönüşüm isteği var. Ben bunu görüyorum. İnsanlar İstanbul seçimlerinde ikinci de 800 bin oyla aldı. Kim bu 800 bin kişi? AK Partililer. Demek ki seçmen değişebilir. İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nin tüzüğünün 1. maddesi vatandaşları değiştirmektir. Yeni bir siyasi oluşum tutar mı? Bir başlatan olabilecek mi? Ekonomi, tarım, sanayi, AB, eğitim. Başlatan olabilecek mi? Başlattığı tartışmayı güçlendirebilecek mi? Başlattığı tartışmayı yön değiştirebilecek mi? Başlattığı tartışmayı bitirebilecek mi? Bunu yapabilirse lider olur çıkar. Parti kuracak gelecek CHP’nin adayı olacak. Önce Muharrem İnce’nin hakkını ver de sonra Ali Babacan’ın hakkını verirsiniz.