CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin yargı sistemine ilişkin eleştirilerde bulundu. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın avukatlarından birinin savcıdan sigarasının külü için kül tabağı istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, “Savcı koşa koşa gidip kül tablasını götürüyor. Böyle bir tabloyu Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun kaldırmaması lazım. Ben bunları söylerken birilerinin ismini zorunluluktan veriyorum. Böyle onlarca, binlerce örnek var” dedi.
emekli hesap uzmanı Tolga Yıldırım için Kadıköy Moda Camii’nde düzenlenen cenaze törenine katıldıktan sonra kameraların karşısına geçen Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları şöyle:
“(Muhalefetin IMF görüşmesi) Uzun yıllar birlikte çalıştığım arkadaşım hayatını kaybetti. Bugün hayatın gerçeği ile karşılaştık. Allah rahmet eylesin diyoruz. IMF ile ilk görüşme değil. Türkiye’ye her geldiklerinde olur. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, akademik dünya ile görüşüyorlar. Anlattıkları şey, gizli kapaklı bir görüşme değil. Üstü kapalı bir görüşme olarak sunuyorlar. Ekonomik bağlantılı olan sivil toplum örgütleriyle de görüşüyorlar bu yeni bir şey değil.”
“(Akşener’in açıklamalarına) Akşener’in düşüncelerine katılıyoruz. Türkiye’nin tek adam rejiminden kurtulması lazım. Türkiye ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Dünyada itibarı sıfırlanan bir Türkiye var. Güçlerin bir kişinin elinde toplanan bir Türkiye var. Bırakın partileri bu ülkede huzur isteyen herkes bu düzenden rahatsız. Cumhurbaşkanlığı Hükûmet sistemi hiçbir yarar getirmedi. Türkiye bunu denedi, yaşadı ve gördü, bundan kurtulması lazım. Bu demek değildir ki eski sisteme dönelim. “
“(31 Mart seçimleri soruşturmaları) İstanbul seçimleri YSK tarafından siyasal baskının talepleri neticesinde yenilendi. O dönemde yapılan siyasal iktidar acaba ben İstanbul’u nasıl vermem, ranttan 17 yıldır besleniyorum, nasıl sürdürürüm dedi. Ama İstanbullular buna izin vermedi. Sayın İmamoğlu her kuruşun hesabını veren bir belediye başkanı olacak, biz de takipçisi olacağız.”
“Seçimin birinci etabını tamamladık. Yerel yönetimlerde özellikle Millet İttifakı önemli bir başarı elde etti. Sıra geldi ikinci etaba. Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri. Biz zaten buna hemen seçimlerden sonra yeni seçim olacakmış gibi çalışıyoruz zaten. Demokrasi, düşünce özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi ortak paydamız var, bu payda çerçevesinde hep birlikte hareket ederiz. Her siyasi partinin farklı görüşleri olabilir ama belli konularda birlikte hareket ediyoruz. Bu birliğin Türkiye için yararı var. ”
“(Cumhurbaşkanlığı seçimleri) Elbette seçilemeyecek. Yeter artık milletin yakasından düşmesi lazım. Milletin başına felaket geldi. 8 milyona dayanan işsiz var, enflasyon var, mutfakta yangın var, hangi yüzle milletin karşısına çıkıp ‘bana oy verin’ diyecek? Harcanan paraların hesabını veriyorlar mı? ”
“(Erdoğan’ın avukatlarına ilişkin açıklamalar – Fettah Tamince’nin avukat açıklaması) Avukatlık, hâkimlik, savcılık mesleği değerli mesleklerdir ve bunların ahlaki, etik kuralları vardır. Yargıya saygı duyulan bütün ülkelerde bu ilkeler vardır. Bizde savcılar, hâkimler, iddia makamı ve hüküm veren makam en azından belli bir olgunluğu belli bir süre için gösteriyordu. Bugün geldiğimiz noktada yargının bağımsızlığını kaybetmesinden sonra yargıç bağımsız karar alamaz hale geldi. Yargıç Saray’a ve onların söylemlerine bakıyor. Kararını Erdoğan’ın hoşuna gidip gitmemesine göre alıyor. Çoğu zaman Saray’ın taleplerini Erdoğan’ın avukatları dillendiriyor, HSK’na, YSK’ya, mahkeme başkanına, savcıya dillendiriyor. O talep çerçevesinde de karar alınıyor. Davalarına baktıkları kişilerden de dolar bazında astronomik ücretler talep ediyorlar. Ben bu yüzden Abdülhamit Gül’e sordum, bunlar ne kadar vergi veriyorlar, kaç para aldılar, hangi davalara baktılar ve bu davaların sonuçları ne oldu? Hepsinde beraat çıktı, neden? FETÖ borsası vardı. Sıradan bir borsa değil bu. İnsanların canını ve malını bir anlamda kurtarmaya yönelik bir borsa bu. Verirsin parayı senin mallarına da el konulmayacak, dava bile açılmayacak. Benim Fettah Tamince’yi dillendirmemin temel sebebi somut bir örnek olmasıdır. Adalet Bakanlığı iki müfettiş görevlendirirse bütün bu ayrıntılar ortaya çıkacak. Tabii yanlarında bir de maliyeci olacak. Ben şunu asla içime sindiremem, Erdoğan’ın avukatı, ‘Kül tablasını getir buraya, sigaramın külünü dökeceğim” dediği zaman, savcı koşa koşa gidip kül tablasını götürüyor. Böyle bir tabloyu benim vicdanım kaldırmaz, HSK’nın da kaldırmaması lazım. Ben bunları söylerken birilerinin ismini zorunluluktan veriyorum. Böyle onlarca, binlerce örnek var. Çürüyen bir adalet sistemi ülkeye yarar getirmez.”