Kumpas davaları unutturmamak, bu davalarda mağdur edilenlerin hak ve hukukunu savunup, kumpasçılardan hesap sorulmasını sağlamak üzere 2015 yılında kurulan KUMPAS-DER’in 3’üncü Genel Kurulu yapıldı. Merhum Deniz Yarbay Ali Tatar’ın ağabeyi Ahmet Tatar’ın yeniden Başkan seçildiği Genel Kurul toplantısında, şehitler arasındaki ayırımın ortadan kaldırılması ve kumpas şehitlerinin adlarının yaşatılması için neler yapılabileceği tartışıldı.
Bugün TESUD (Türkiye Emekli Subaylar Derneği) Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda tüm şehitlerimiz için saygı duruşunda bulunulup, İstiklâl Marşı okundu. Divan Başkanlığına emekli Koramiral Atilla Kezek’in seçilmesinden sonra da Genel Başkan Ahmet Tatar, gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmesi planlanan faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Kumpas davalar süreciyle ilgili olarak tam 13 söyleşi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Tatar, “Gördük ki, daha dün sandığımız birçok olay ya unutuluyor ya yanlış hatırlanıyor ya da hiç hatırlanmıyor. Bu nedenle daha etkin olacağını düşündüğümüz, daha geniş kitlelere hitap edecek bir söyleşi konferansı serisi üzerinde ön çalışma hazırladık” dedi.
“MİLYONLUK TAZMİNAT PEŞİNDELER” DİYENLERİ…
Tatar, kumpas mağdurlarının maddi/manevi kayıplarının telafisiyle ilgili hukuki süreçler ve kumpasçıların yargılanmaları konusunda da özetle şunları söyledi:
“FETÖ’cü hainlerin yargılanmalarının bir parçası olmamız gerektiği yönündeki taleplerimiz mahkemelerce reddedildi. Bütün tepkilerimize rağmen özellikle yargı içine yuvalanmış olan FETÖ tetikçisi savcı ve hakimler maaalesef ülkemize ve bizlere karşı işledikleri suçlardan değil, sadece örgüt üyeliğinden yargılanıp ceza aldılar. Bazıları serbest bırakıldı. Bu konuda siyasi iktidarın da iradesi ile böyle bir yargı yolunun tercih edildiğini söylemek sanırım yanlış olmayacaktır. Uygulanan yöntemi ve yargı kararlarını kabul etmediğimizi, bu sanıklar esasen vatana ihanet başta olmak üzere gerçek suçlarından yargılanmadıkça, adaletin yerini bulmuş olmayacağını her platformda dile getirdik. Şimdilik bir sonuç alamadığımız bir gerçek. Ancak iddiamızdan ve mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha dosta düşmana ilân ediyorum. Bize rağmen FETÖ’nün tetikçilerini yargılayamazsınız. Bize rağmen yapacağınız bütün yargısal işlemler eksik ve kadük kalacak, adil olmayacaktır. Öte yandan bize her türlü kötülüğü yapmayı kendilerine hak görenlere karşı içimizde kin beslemeyi zul görüyoruz. Onlara sadece acıdığımızı belirtmek istiyorum. Keşke bize düşmanlık edenler kalleşlik yerine, mertçe karşımıza çıkmayı tercih edebilselerdi. Aradan geçen bunca zamana rağmen ne maddi ne manevi olarak kayıplarımızın telafisi için adım atılmadı. Bizim milyonluk tazminat peşinde olduğumuz dedikodusunu yapanları, yazanları onurlu olmaya ve ispata davet ediyorum. Hakkımız olmayan tek bir kör kuruşa ne dün ne de bugün meylettik. Sonuçlanan dosya sayısı toplamın yüzde 10’u bile değil, ama ağzı olan maalesef konuşuyor. Derneğimizin en önemli görevi, yaşadıklarımızı, 12-13 yıldır sürdürdüğümüz mücadeleyi, en önemlisi de şehitlerimizin anılarını canlı tutmaktır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin şehitler arasındaki ayırımcılığa son vermesini, 15 Temmuz şehitlerine karşı gösterdiği tutumu, kumpaslarda şehit verdiğimiz kardeşlerimizden esirgememesini bekliyoruz.”
Faaliyet, Denetim ve Mali raporların oylanıp, kabulünün ardından dilek ve temenniler bölümüne geçildi.
ŞEHİT AYIRIMINI YAPAN TSK’DIR
Bu bölümde söz alan isimlerden TESUD eski Genel Başkanı emekli Hava Korgeneral Erdoğan Karakuş, şehit ayırımının 15 Temmuz’a değil, TSK’nın yaptığı ayırıma dayandığını, bunun da iktidarın elini rahatlattığını vurgulayarak, şunları anlattı:
“Güneydoğu Anadolu ile Ege’de şehit olanlar arasında fark var. Ben ATASE (Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Daire Başkanlığı) Başkanıyken bunu gündeme getirdim, ‘Şehitler arasında ayırım olmaz’ dedim. Dinletemedim. ‘Böyle kalacak’ dendi. Şimdi 15 Temmuz şehitleri vesilesiyle aynı şeyi konuşuyoruz. Önce TSK kendisini düzeltecek. Şehit ayrımı mutlaka kaldırılmalı.”
Kumpas davaların bitmeyeceğini de savunan Karakuş, “Bu ülkenin başındaki dert, ABD’nin BOP projesidir. 1946’dan beri yönetime olan etkilerinden dolayı bu sıkıntıları, ızdırapları yaşıyoruz” dedi.
Karakuş’un açıklamaları üzerine araya giren Divan Başkanı emekli Koramiral Atilla Kezek, dün Ali Tatar’ın kabri başında yapılan anma töreninde muhalefet belediyelerinin kumpas şehitlerinin isminin yaşatılması konusunda bir şeyler yapabileceğini söylemesi üzerine törene katılan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Parti Meclisi’ne sunmak üzere şehitlerin ismini istediğini aktardı. Belirlenen 39 ismi bugün Özel’e göndereceğini kaydeden Kezek, şehitler arasındaki ayırımın ortadan kaldırılması konusunu ise TESUD’un gündeme getirmesini ve Genelkurmay Başkanlığı’na yazı yazılmasını önerdi.
Buna karşılık emekli Albay Koray Özyurt, “Genelkurmay vasıfsız. Hiçbir şey yapamaz. Milli Savunma Bakanlığına gitmesi lâzım, ama onun bakış açısıyla da bu iş olmaz” dedi. Herkesin kendi davasını takip ettiğini, diğerleriyle ilgilenmediğini, bitmiş gözüken tüm davaların gerçekte açık olduğunu da belirten Özyurt, ayrıca Malatya Zirve, Şemdinli ve Murat Eren davalarının devam ettiğini hatırlattı.
28 Şubat sanıklarından emekli Tümgeneral Muhittin Erdal Şenel de 28 Şubat’ın kumpas davaların son halkası olduğunu ve seçim malzemesi olarak kullanılan bu davanın halen devam ettiğini söyledi. Şenel, “Müebbet hapis cezasına çarptırıldık. Her ay gidip karakola imza veriyoruz. Acı ve feci bir durumdayız. Maalesef kendi arkadaşlarımız bile ilgi göstermiyor. Bu davayı kamuoyuna anlatamıyoruz, basın yazmaya korkuyor. Lütfen en azından sosyal medyada bu davayla da ilgilenin” diye konuştu.
Balyoz kumpası sanıklarından emekli Tümamiral Ali Deniz Kutluk, asimetrik bir saldırıya uğradıklarını, TSK’nın bu davaların tümünde tuzağa düşürüldüğünü ve ne yapılması gerektiğini bilen olmadığını anlattıktan sonra, “Halen de TSK bu tür saldırılara hazır değil. TSK’yı kim uyaracak? Madem Dernek ihtisaslaşıyor, buradan çıkacak sonuçlar TSK’ya gönderilsin” önerisinde bulundu.
Emekli Koramiral Can Erenoğlu ise itibarlarının iadesiyle ilgili şu açıklamaları yaptı:
“İade-i itibar konusu bana acı veriyor. Ben kimseye itibarımı vermedim. Bu mesele TBMM Genel Kurulu’na geldi, ama reddedildi. Neden? AKP’li Komisyon Başkanıyla görüştüğümüzde, ‘Biz size inanıyoruz, ama inanmayan arkadaşlar var’ dedi. Balyoz’da 7 kişi, 28 Şubat’ta 21 kişi için bu davalar Demoklas’in kılıcı gibi tutuluyor. Davaların tamamı siyasi.”
Emekli Koramiral Kadir Sağdıç da kendilerine karşı devlet suçu işlendiğini, bu nedenle meselenin rütbe veya iade-i itibar olmadığını, devletin öncelikle özür borcu bulunduğunu vurguladı.
Beyanların ardından oy birliğiyle Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Meriç Velidedeoğlu, kumpas sürecinde eşlerini kaybeden Nilüfer Tatar, Sema Özenalp ile Sevgi Çakmak’ın, ayrıca rızaları alındıktan sonra merhum Soner Polat ve Özden Örnek’in eşlerinin de KUMPAS-DER onursal üyesi olması kararlaştırıldı.
Genel Kurul toplantısının sonunda da Yönetim ve Denetleme Kurulu üyeliklerinin seçimi yapıldı. Yine oybirliğiyle Yönetim Kurulu üyeliklerine Ahmet Tatar, Koray Özyurt, Seyfettin Alevcan, Ömer Faruk Cenk, Alican Türk, Denetim Kurulu üyeliklerine ise Cantürk Aypar, Selçuk Güneri, Mustafa Önsel seçildi.
İşte kumpas şehitlerinin listesi:
Haber:Oda TV