Yaptığı paylaşımdan sonra İç işleri Bakanı Süeyman Soylu tarafından pkk seviciliğiyle suçlanan Müyesser Yıldız,suçlamaya Oda Tv’de ki köşesinden cevap vererek meydan okudu.
Yıldız’ın açıklamaları şöyle;
2011’deki “FETÖ” kumpasında tutuklandığımızda, firari sözde savcı Zekeriye Öz, neden şehit cenazesi haberi yaptığımı sordu.
Aynı soruyu hakkımda tutuklama kararı veren sözde hakim de yöneltince, cevabım şu oldu:
“Birincisi, bir güvenlik mensubunun eşiyim… İkincisi, ülkemi ve milletimi seviyorum. Üçüncüsü, çocuğuma ve tüm çocuklarımıza karşı sorumluluğum var… Dördüncüsü, ülkemin önüne Sevr konmuş; PKK’yı, şehitlerimizi yazmayacağım da neyi yazacağım?”
15.5 aylık tutukluluğun ardından Silivri’den çıktıktan sonra bugüne kadar gerek Odatv’de gerekse sosyal medya hesabımdan 4 binin üzerinde yazı yazdım, paylaşım yaptım.
Abartısız, bunun yarısına yakını şehitlerimizle ilgiliydi.
Öyle ki, bir ara bazı iktidar destekçileri, “Niye bu kadar şehit paylaşımı yapıyorsun? İç savaş mı çıkartmak istiyorsun?” diye celallendi.
Ankara’daki şehit cenazelerinin neredeyse tamamına gittim.
Bölücü terör örgütü, İmralı’daki teröristbaşıyla ilgili yazı ve paylaşımlarıma gelince; PKK’lıların en hafif tepkisi, “Kürt düşmanı kadın”oldu. Diğer hakaretleri ve küfürleri, Odatv ve Facebook hesabımdaki yazılarım ile Twitter paylaşımlarımın altında duruyor, isteyen bakabilir.
DÜN GECE BUNLAR OLDU
Bunları niye mi vurguladım?
Dün gece hepimizin can güvenliğinden sorumlu olan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, beni “PKK seviciliği” ile suçlayıp binlerce trolle hedef gösterdiği için.
En başta anlatayım.
Akıllı telefon kullanmadığımdan, Hakkari Çukurca’da bir askerimizin şehit olduğunu eve gelince öğrendim. Facebook ve Twitter hesabımdan, fotoğrafıyla birlikte şehidimizin haberini paylaştım. Ona rahmet, ailesine başsağlığı diledim.
İlerleyen saatlerde Kars Kağızman’daki şehidimizin haberi geldi.
Facebook’a, “Kars’ta şehidimiz var!.. Bakan Soylu ne demişti?” başlığı altında kelimesi kelimesine şunları yazdım:
“Ay başında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Twitter hesabından şu mesajları paylaştı: ‘Kahraman Jandarma’mız iki günde, Kars Kağızman’da yaptığı operasyonda PKK’lı 7 teröristi etkisiz hale getirerek Çemçe grubunu tamamen yok etmiştir. Allah kahramanlarımızı muhafaza etsin…’Bugün, biraz önce Kars’tan acı haber geldi; PKK’lı teröristlerle çıkan çatışmada 1 askerimizin şehit düştüğü, 2 askerimizin yaralandığı açıklandı. Haberlerdeki şu ayrıntıya dikkat: ‘Güvenlik kaynaklarından alınan bilgiye göre, yurtta terör açısından kritik bölgeler arasında gösterilen ilçedeki Çemçe bölgesine, jandarma komando birliklerce operasyon düzenlendi. Operasyon sırasında teröristlerle sıcak temas sağlandı. Çıkan çatışmada 3 askeri personel yaralandı. Çatışmada, ilk belirlemelere göre 3 terörist etkisiz hale getirildi.’ Anlaşılan o ki, Bakan Soylu’nun söylediği gibi, ‘Çemçe grubu’ tamamen yok edilmemiş. Çatışmada yaralanan ve kaldırıldığı hastanede şehit düşen askerimiz Jandarma Yüzbaşı Ferhat Çiftçi’nin mekanı cennet olsun.”
Bu notu Twitter’dan da aynen paylaştım.
Öyle etkin bir sosyal medya kullanıcısı değilim; bu yüzden sonrasında olanlardan haberim olmadı. Sadece bir ara oğlum, “Anne, troller şehit haberinden sonra fena halde saldırmaya başladılar” dedi. Ben de, “Önemli değil, her zamanki halleri” karşılığını verdim ve ne oluyor diye bakmadım bile.
Ne olduğunu, gece yarısı telefonuma gelen mesajlardan anladım.
Meğer bir takım troller, o notumun sadece Süleyman Soylu ile kısmını paylaşıp, beni linç etmeye girişmiş.
Daha vahimi, trollerin bu tazyikine kapılan Soylu da yazının önüne, arkasına bakmadan beni etiketleyerek şu paylaşımı yapmış:
“Çemçe grubunun itlafına bir PKK bir sen üzülmüşsün. Kahramanlarımız bugün o bölgeye yeni sızmayı 10 metrede çatışma ile teröristleri yok ederek engelledi… Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır.”
“Sen” hitabı bir yana, acaba o yazıdan “Çemçe grubunun itlafına” üzüldüğüm sonucunu nereden çıkardı?.. Hangi hak, yetki ve bilgiyle beni “PKK sevicisi” ilân edip, binlerce trolle hedef göstererek, onların hakaret, küfür ve tehditlerine maruz bıraktı?
KİMLERE “PESPAYE” DEDİ
Soylu’yu ispata davet ediyorum. Nasılsa tüm sosyal medya hesaplarımız takipleri altında; “PKK seviciliğime” dair tek bir kelime bulsun ve hakkımda suç duyurusunda bulunsun!..
Soylu’ya hakaret ve iftiradan dava açacağımı belirttikten sonra Erdoğan başta olmak üzere tüm siyasilere, ayrıca hakim ve savcılara şunu sormak istiyorum:
“Beni doğrudan hedef gösteren, can güvenliğimden sorumlu olan kişi ise can güvenliğimin sağlanması için hangi merciye başvuracağım?”
Soylu’yu “üzen” meseleye, yani işin aslına gelelim.
“Benim üzüntüm PKK seviciliğin değil, devlet gömleği giymiş pespayelerle iş tutmandır” demiş ya; demek ki, dert benim o paylaşımım değil, başka bir şey!..
“Devlet gömleği”nden kastı, güvenlik görevlilerimiz ise kimlerle “iş tuttuğumu” belirteyim.
Eşim, Emniyet Müdürü idi. Emekli oldu.
Askerlerden ise sadece Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk gibi kumpas davalarda yargılananları tanıyorum. Süreç bittikten sonra da çoğuyla irtibatım kalmadı.
Velev ki, görüşüyorum. Bu Soylu’yu ne ilgilendirir, niye rahatsız eder?
Kimin adına, ne mesaj veriyor, siz anlayabildiniz mi?
Silivri’deki Barış’lara, Hülya Kılınç’a ve Murat Ağırel’e kucak dolusu sevgiler.
Not: Bugün 19 Mayıs’ı yazacaktım. Maalesef bunu yazmak zorunda bıraktılar. Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramımız kutlu olsun. Ne mutlu Türküm diyene!..