Kalkanlarla baro başkanlarına müdahale eden polisler, zaman zaman bazı başkanları tartakladı. 1 Haziran’daki “Teklif geri çekilmezse demokratik hakkımızı kullanırız” bildirisine imza atan Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Metin Feyzioğlu, eylemlilik sürecinde baro başkanlarını yalnız bıraktı.
İktidarın, baroların yapısını değiştirme çalışmasına karşı “eylemlilik süreci”ni başlatan baro başkanları, 19 Haziran Cuma günü, bulundukları illerden “savunma yürüyüşü”ne geçti. Yürüyüşe katılan 41 baro başkanı, dün sabah Eskişehir Yolu Ankara Giriş Kapısı önünde buluşarak kente toplu giriş yapacak ve 11.30’da Anıtkabir’de olacaktı. Ankara Barosu’na bağlı avukatlar da kent girişinde başkanları karşılayacaktı. Ancak Ankara Emniyeti’ne bağlı polisler, giriş kapısına 500 metre kala başkanların önünü kesti.
Yolu trafiğe kapatan polis, başkanların yürümesine kalkanlarla engel oldu. Bu sırada Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, polis tarafından darp edildi. Polis, İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel ile Kocaeli Baro Başkanı Bahar Gültekin Candemir’e de fiziki müdahalede bulundu. Polisin trafiği aniden açması üzerine baro başkanları kaza tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Başkanlar, bir süre sonra yolun kenarında inşaatı süren bir gökdelenin önünde toplandı. Burada oturma eylemi yapan başkanlara çok sayıda avukat da desteğe geldi. Baro başkanları, öğle saatlerine doğru birkaç kez tekrar yürüme girişiminde bulundu. Çevik kuvvet ekipleri, kalkanlarla yürüyüşü engelledi. Polis, yürütmeme gerekçesi olarak başkanların sosyal mesafeye dikkat etmemesini gösterdi. Avukatlar, aralarına mesafe koyarak tekrar yürümek istedi. Ancak polisler yine engelledi. Bunun üzerine yürüyüşe katılan baro başkanları, polis kalkanları önünde oturma eylemi yaptı.
Bu sırada 15 baro başkanı da Anıtkabir’de yürüyüş yapan baroları bekledi. İki grup başkan, burada birleşerek Anıtkabir’i ziyaret edecekti. Ancak bu sırada TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, Anıtkabir’e gelerek 15 baro başkanı ile Mustafa Kemal Atatürk’ün mozolesini ziyaret etti. Feyzioğlu, CNN Türk’te yürüyüşe ilişkin yaptığı açıklamada, “Yürüyüş yargının sorunlarını çözmek için midir, yoksa başka bir şey için mi” demişti.
Sivas Barosu Başkanı Hacı Yılmaz Demir, Feyzioğlu ile görüntü veren 15 başkanın, müdahale olduğunu duyar duymaz Ankara sınırındaki meslektaşlarının yanına geldiğini, görüntünün gayri ihtiyari çekildiğini ve fotoğrafın paylaşımı konusunda uyarılmasına karşın Feyzioğlu’nun fotoğrafı paylaştığını söyledi. Demir, şöyle konuştu: “Bizim amacımız yürüyüş sonrası onları Anıtkabir’de karşılamaktı. Sonrasında polis müdahalesi geliyor denilince tabii ki bir arada olmak, onlara destek vermek zorundayız. Koşa koşa buraya geldik. Metin Başkan’ın paylaştığı fotoğraftan kaynaklı olarak ayrışma veya ikinci bir program söz konusu değil. Hatta şahsım anlamında, Sivas Barosu Başkanı olarak paylaşımda bulunmaması konusunda kendisini uyardım. Ama kendi takdiridir. Kamuoyunda farklı algılanıyor bu durum. ‘Metin Feyzioğlu kendi içinde bir organizasyon yaptı’ diye ama öyle değil. Biz meslek odaklı olarak buraya geldik ve sürece dahil olduk. Bütün başkanlarımız burada şu an.”
15 baro başkanı, ziyaret sonrası Eskişehir yolundaki baro başkanlarına desteğe geldi.
Polis barikatı önünde açıklama yapan Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan, bugün çok tarihi bir gün yaşadıklarını belirterek “Bugün kendi illerinden kilometrelerce yolu avukatların ve baroların susturulması, sindirilmesi ve yok edilmesi furyasına karşı yürüyen baro başkanlarını başkentte coşkuyla karşılamak istiyorduk. Ancak burada baro başkanlarının, Ankara’ya girişine müsaade edilmemiştir. Anayasaya aykırı şekilde, suç teşkil edecek şekilde bizzat Emniyet mensupları tarafından engellenmiştir, yürüyüş hakları gasp edilmiştir. Soruyoruz, yazılı bir emir var mı? Yok. Kim bu emri verdi? Cevap verilmiyor. Bırakın yürüyeceğiz diyoruz. ‘Hayır yürüyemezsiniz’ deniyor. En ufak bir gerekçe gösterilmiyor bize” dedi.
İstanbul Barosu Başkanı Mehmet Durakoğlu, “Bize Emniyet, buranın başka bir Cumhuriyet olduğunu söylüyor. Bu bize, bu kadar kilometre yürüyüşlerimizin ne kadar haklı olduğumuzu gösteriyor. Bizi Ankara’ya sokmayan zihniyet, neden haklı yürüdüğümüzü ortaya koyuyor. Bu ülkede hukuk mücadelesini sonuna kadar yapmaya kararlıyız. Bu tek adam rejimini afişe edeceğiz. Bu görüntü, bunun resmen ortaya çıktığı andır. Bir tespittir. Biz buradan geçeceğiz, bu bilinmelidir” diye konuştu.
Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan ise “Bu görüntüler, faşist bir anlayışın, polis devletinin görüntüleridir. Ancak bizler mücadelemizden geri durmayacağız” dedi.
Kayseri Barosu Başkanı Cavit Dursun, anayasada hukuk devleti polis devleti tabirleri olduğuna işaret ederek “İşte hukuk burada, polis devleti ve orada. Biz burada baro başkanları olarak hedefte olan halkımızın hakları için geldik. Bugün yapılmak istenen çoklu baro projesi, anayasal devlete yakışmaz. Tek devlet, tek millet, tek bayrak diyenlerin çoklu baro demesini hayretle karşılıyoruz” dedi.
Polis, gazetecilerin görevini yapmasını da engellemeye çalıştı. Amerika’nın Sesi muhabiri Yıldız Yazıcıoğlu, canlı yayında yürüyüşü anlatırken araya giren polis kimlik sormak istedi. Canlı yayında Yazıcıoğlu ile polis tartıştı. Öğleden sonra polis, gazetecilerin bulunduğu alanı bariyerlerle kapatmak istedi. Buna karşı çıkan baro başkanları, “Burada fiili gözaltı yapılıyor. Basın özgürlüğü için barikatın içine biz gireriz. Basını engelleyemezsiniz” diyerek barikatın kurulmasını engelledi. Bunun üzerine polis, avukatlar ile gazetecilerin etrafını bariyerlerle çevirdi.
Ankara Büyükşehir Belediyesi ekipleri, akşam saatlerinde baro başkanlarının bulunduğu alana çadır kurmak istedi. Ancak polis buna da izin vermedi. Öte yandan Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, yürüyüşe izin verilmemesine ilişkin “Anıtkabir ya da bir başka mahale gitmeleri hususunda ve varsa diğer talepleri konusunda kendilerine yardımcı olunacağı ifade edilmiştir. Buna rağmen yürüyüş yapmakta ısrar eden ve bir süre yolu trafiğe kapayan grup, usulüne uygun şekilde kenara alınarak yol trafiğe açılmıştır” denildi.
Avukatların bekleyişi gece saatlerine kadar yağmur altında devam etti. Polis, gece avukatlara tekrar müdahalede bulundu. Polis, avukatlara sert müdahale uygularken basın mensuplarının da görüntü alması engellenmeye çalışıldı. Antalya Barosu Başkanı Polat Balkan, polisin etraflarını çevirdiğini belirterek “Yağmur altında bariyer içine alındık. Polis şefleri, buradan çıkmanıza izin vermiyor. Bu fiili gözaltıdır. Desteğe gelen arkadaşları da bariyerin içine almıyorlar” dedi.
Öte yandan Aydın Barosu Başkanı avukat Gökhan Bozkurt eylem yapan baro başkanlarının yemeklerine de el konulduğunu sosyal medyadan duyurdu. Bozkurt, yaptığı paylaşımda “Ankara Barosu’nca buradaki baro başkanları ve meslektaşlar için getirtilen yemeklere el konuldu az önce. Ayıbın, hukuksuzluğun tarihi yazılıyor başkent girişinde” dedi.
Polis engellemesi sürerken TBMM Başkanı Mustafa Şentop ile görüşen TBB Başkanı Feyzioğlu, görüşmenin ardından şu açıklamayı yaptı: “Ben ve bazı baro başkanlarımız şehir dışından gelen baro başkanlarımızı Anıtkabir’de bekliyorduk. Haberi alınca önce saygı duruşumuzu gerçekleştirdik. Sonra TBB YK üyeleri ve oradaki tüm baro başkanları şehir girişine intikal ettiler. Ben de o andan itibaren Adalet ve İçişleri Bakanlarımızla, Ankara Valimizle, Emniyet Genel Müdürümüzle görüşüyorum. Kimseye zararı olmayan bu yürüyüşün engellenmesinin yanlış olduğunu izah ediyorum.”
– Yargıçlar Sendikası: Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı engellenmeye çalışılmış, barışçıl bir eylemin üzerine şiddetle gidilmiştir. Hukuk devleti adına çok olumsuz bir olay. Hiçbir makam ve mevkinin, yasa ile düzenlenmiş bu hakkı yok etmeye yeltenmemesi, demokratik hak ve özgürlüklerin kullanılması noktasında ciddi bir ihlal yaratmaması gerekmektedir. Bu tutumdan derhal vazgeçilmeli ve barışçıl eylemin sonuçlandırılması sağlanmalıdır.
– Türk Eczacıları Birliği: Baroların, yasalarında yapılmak istenen değişikliğe karşı tepkilerini göstermeleri anayasal hakları ve engellenmemeli. Bu yürüyüşü sonlandıracak olan polis engeli değil, sivil diyalog olmalı.
– Mimarlar Odası Ankara Şubesi: Yoksulluğun, işsizliğin, adaletsizliğin, “kimsesizlerin kimsesi”nin savunmasız kaldığı bir süreçte, savunmanın yürüyüşü hepimizin yürüyüşü, Türkiye’de adalet ve demokrasi haykırışıdır.
– Aydın Tabip Odası: Meslek mensuplarının ve ülkemizin ihtiyacını yansıtmayan “çoklu baro” ve “nispi temsil” içerikli yasal düzenleme girişimlerine yönelik ülkemizin 41 ilinden Ankara’ya doğru yola çıkan baro başkanlarının yürüyüşünü destekliyoruz.
Haber:Cumhuriyet