Başbuğ, 12 Haziran’da Kartal’da bulunan Anadolu Adalet Sarayı’na gelerek, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan soruşturma kapsamında SEGBİS ile alınan ifadesinde, “TSK’ya yönelik komploların açığa çıkartılmasını istiyorum” dedi.
Habertürk’ün haberine göre, söz konusu yasa değişikliğiyle, Fethullahçı yapı tarafından TSK’ye yönelik planlanan komploların önünün açıldığını kaydeden Başbuğ, “TSK ilgili birçok dava kapsamda yürütüldü. Ben hep TSK’ya yönelik komplolarla mücadele ettim. Cezaevindeyken de ettim. TSK’ya karşı yürütülen komploların açığa çıkartılmasını istiyorum. Bu kanun teklifinin tamamen FETÖ’nün direktifleri ile hazırlandığını düşünüyorum” dedi.
“MECLİS’İ HEDEF ALMADIM”
Başbuğ, bununla birlikte, bu açıklamalarının Meclis’in manevi şahsiyetini hedef almasının söz konusu olmadığını söyledi.
“Benim, Meclis’in manevi şahsiyetini hedef alan bir konuşma yapmanın beklenmesini üzüntü ile karşılarım” ifadelerini kullanan Eski Genelkurmay Başkanı, bu tür bir davranışın ‘kimsenin haddine olduğunu düşünmediğini’ dile getirdi.
Başbuğ, savcının yönelttiği “Şikâyetçi vekillerin kanun değişikliği sırasında FETÖ ile birlikte hareket ettiklerine yönelik bir bilginiz var mı?” sorusuna ise “Kesinlikle hayır” yanıtını verdi. Başbuğ şöyle devam etti:
“Ne bilgim var ne onların böyle bir durumda olduğunu düşünüyorum. Adalet Bakanlığı tarafından getirilen bir teklif vardır. Şikayet eden milletvekillerimiz bakanlığın getirdiği bu teklifi sadece önergeye geçirerek, prosedür olarak hareket etmişlerdir. FETÖ ile ilişkilerinin olduğuna dair en ufak, ne bilgim var ne de şüphem var.”
“DEĞİŞİKLİK ANAYASAYA AYKIRI”
Başbuğ teklifin hazırlanması konusunda dönemin Adalet Bakanlığı yetkililerini işaret etti.
“Bugün gelinen nokta itibarıyla konunun muhatabının teklifin Meclis’e geldiği zamanki Adalet Bakanı ve bakanlık bürokratları olduğunu düşünüyorum” diyen Başbuğ, şunları söyledi:
“Aslında kimseyi suçlamak amacında değilim. İbrahim Okur’un bu yasa değişikliğinin hazırlanmasıyla ilgisi var mıdır? Araştırılsın. Benim üzerinde durduğum nokta; anayasa aykırı olan bu değişikliğin kimler tarafından hazırlandığının, kimler tarafından teklif edildiğinin ve bu yasa değişikliklerinden kimlerin faydalandığının sorgulanmasıdır.”
Başbuğ’un sözünü ettiği dönemde, Adalet Bakanı AKP’li Sadullah Ergin’di. Görevi Mehmet Ali Şahin’den devralan Ergin, 1 Mayıs 2009’dan 8 Mart 2011’e kadar bakanlık koltuğunda oturmuştu.
NE OLMUŞTU?
Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, geçen şubat ayında katıldığı bir televizyon programında FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin bir soru üzerine, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemeye dikkat çekmişti.
İlker Başbuğ, “26 Haziran 2009’da bu kanun teklifini kim hazırladı? Bu kanun teklifinin FETÖ’nün emriyle, direktifiyle hazırlandığını düşünüyorum” ifadelerini kullanmıştı.
AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ise Başbuğ’un sözlerine tepki göstererek, partisinin milletvekillerine suç duyurusunda bulunmaları için talimat vermişti.
Partisinin grup toplantısında, Başbuğ’un, “26 Haziran 2009’daki kanun teklifini getiren siyasiler araştırılsın. FETÖ’nün siyasi ayağı yok dersek gerçek inkâr olur” demesini eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “TBMM’de 25 Haziran 2009’da geçen düzenlemenin amacı darbelere zemin hazırlamasını önlemekti” dedi.
Erdoğan’ın açıklamalarından sonra, söz konusu yasa teklifinin altında imzası olan AKP’li 6 milletvekili, İlker Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmuştu.
ERGİN: HÜKÜMETİN İRADESİYLE GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Dönemin Adalet Bakanı Sadullah Ergin ise Başbuğ’un açıklamalarının ardından kendini savunmuştu.
Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Ergin, düzenlemenin hükümetin iradesiyle gerçekleştiğini belirterek, bunun AB’ye uyum çalışmaları kapsamında gerçekleştiğini belirtmişti.
Ergin şöyle demişti:
“Bu maddeler düzenlenirken, parti gruplarından da meclis bürokrasisinden de maddelerin Anayasaya aykırı olduğuna dair hiçbir itiraz gelmemiştir. Yasa, Cumhurbaşkanı’nın onamasıyla 8 Temmuz 2009 günü yürürlüğe girmiştir. Sayın Abdullah Gül de onama açıklamasında düzenlemenin Avrupa Birliği müktesebatı gereği yapıldığını belirtmiştir. Bu husus, Avrupa Toplulukları Komisyonu’nun “2009 Yılı Türkiye İlerleme Raporu”nda Güvenlik Güçlerinin Sivil Denetimi başlıklı bölümde bildirilen olumlu görüşüyle de teyit edilmiştir: Haziran 2009’da, TBMM, askeri personelin barış zamanında, askeri darbe teşebbüsü, milli güvenlikle ilgili suçlar ve organize suçlar da dâhil olmak üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun 250’nci maddesine göre ağır ceza mahkemelerinin yargı yetkisindeki suçlardan, sivil mahkemelerce yargılanmasını öngören bir Kanun çıkarmıştır. Bunun yanında, yeni Kanun, askeri mahkemelerin barış zamanında sivilleri yargılayabilmesine yönelik kalan yetkilerini de kaldırmak suretiyle Türkiye’deki uygulamayı AB’dekiyle uyumlu hale getirmiştir.”