Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Ekonomi Bölümü’nden Profesör Steve Hanke, Türkiye’nin Ağustos ayı enflasyon oranını yüzde 36.87 olarak hesapladığını, bunun TÜİK’in açıkladığı yüzde 11.77’lik orandan çok daha yüksek olduğunu belirtti.
Hanke, geçtiğimiz hafta Merkez Bankası’nın faiz artırımının doğru bir adım olduğunu belirtirken, Türkiye’nin eriyen rezervleri ve dış borçları nedeniyle ‘köşeye sıkışmış durumda’ olduğunu söyledi.
Voice of America’dan Begüm Dönmez Ersöz’e konuşan Hanke, Merkez Bankası’nın yükselen enflasyon nedeniyle faiz artırdığını belirtirken, bu kararın doğru bir adım olsa da Türk lirasını geçici olarak rahatlatabileceğini söyledi.
Hanke, “Merkez Bankası’nın faiz kararına çoğu analistin aksine ben şaşırmadım. Bunun sebebi de enflasyon ve Türk Lirası’nın her geçen gün gittikçe değer kaybediyor olması. Türkiye’nin açıkladığı resmi Ağustos ayı enflasyon oranı yüzde 11,77; ancak benim baz aldığım yüksek frekanslı verilere göre, asıl enflasyon oranı yüzde 36,87. Resmi olarak açıklanan rakamın üç katı. Bu, bize Türkiye’nin para politikasının artık çok geride kaldığını gösteriyor” diye konuştu.
Merkez Bankası’nın aldığı kararın Türk lirasını ancak geçici dengede tutabileceğini söyleyen Hanke, “Ancak Türk Lirası’ndaki değer kaybı devam edecektir. Bunun önlenmesi için, Merkez Bankası’nın faiz oranını daha da yükseltmesi gerekir. Eğer Merkez Bankası enflasyonun düşürülmesi ve Türk Lirası’nın dengede tutulması konusunda ciddiyse, faiz oranlarında daha fazla artış görülecektir” dedi.
“Ben Türkiye’de bir şeylerin Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bağımsız olabileceğini düşünmüyorum” diyen Hanke, “Merkez Bankası’nın Cumhurbaşkanı yeşil ışık yakmadan, tek taraflı ve bağımsız olarak böyle bir şey yapabileceğini sanmıyorum” diye devam etti.
Hükümetin sermaye kontrolüne yönelik adım atmayacağını da değerlendiren Hanke, hükümetin ne yapacağını kestirmenin zor olduğunu belirtti.
Hanke, Türkiye’nin önümüzdeki birkaç ay içinde ödemesi gereken dış borcunun olduğuna da dikkat çekerek şöyle devam etti: “Türkiye’nin şu anda yabancı rezerv kasası neredeyse bomboş. Önümüzdeki birkaç aylık dönemde ödemesi gereken çok fazla borcu var. Cari açık da çok yüksek. Bunun sebeplerinden biri turizm gelirlerinin düşmüş olması. Cari açık Gayrisafi Yurtiçi Hasılanın yüzde 4’ü. Bu çok yüksek bir oran. Türkiye köşeye sıkışmış durumda. Borçları ödeyecek yeterli kaynağı yok. O nedenle tek yapılabilecek şey dış borcu daha yüksek faizle geri ödemek. Türk hükümeti de bunu yapmak ister mi emin değilim. Böyle bir şey yaparsa da, resesyon tehlikesi var. Türkiye tam bir ikilemle karşı karşıya.”