Bir dönemin efsane savcısıydı.Devrin Başbakanı tarafından kendi aracını verecek kadar,etrafında oluşturulan devlet zırhına kadar.
İfadeye çağırdığı herkes için,artık işi bitti denilecek kadar hukuk o ne derse o olan bir savcıydı.
Sonradan düzmece olduğu anlaşılan davalarla dünyanın en güçlü 6. ordusunun komuta kademesinden,muharip gücüne kadar yok etti.
O zaman demokrasi adına askeri vesayeti bitiren bir kahraman olarak niteleniyordu.
Ardından büyü 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun düğmesine bastığında bozuldu.
Bakan çocuklarının Reza Zarrab’la girdiği bir takım ilişkiler ortaya dökülüp,evlerden ve ayakkabı kutularından patlayan paralar ülke gündemini sarsınca,yargı darbesiyle suçlandı.
Çankırı’ya sürgüne düz savcı olarak gönderildi.Açığa alındı.Ve kaçınılmaz son onu da yok etti;meslekten ihraç edildi.
Arşiv unutmaz diyerek,Erdoğan’ın Zekeriya Öz için söylediği sözleri hatırlayalım;
“Her şey hukuk içinde olacak. Ancak İtalya’da Temiz Eller operasyonu olduğu zaman İtalya’yı Türkiye’ye örnek gösterenler şu anda Türkiye’de Temiz Eller operasyonu yapanlara saygı duysunlar.
Benim ülkemde bu operasyonu yapana da saygın olsun. Niye ona durmadan vuruyorsunuz? Bırakın bakalım nereye varacak bu işin sonu. Rahat olun. Abdestinden şüphesi olmayanın namazından şüphesi olmaz. Mesele bu. Geçmişinden bir sıkıntın yoksa anından da bir sıkıntın olmasın.”
Ne diyelim Zekeriya Öz,bıldır yediğin hurmalar bu yıl tırmalar…