Bir süredir gündemde olan “Erdoğansız AKP” tartışmalarına ABD Kongresi’ne bağlı düşünce kuruluşu Kongre Araştırma Merkezi’nin raporu da eklendi.
Ortadoğu uzmanı Jim Zanotti tarafından kaleme alınan analizde, “Türkiye’nin İslamcı kökenli Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Meclis’te en fazla sandalyeyi kazanan parti olmasına rağmen, 2002’den bu yana sahip olduğu tek başına iktidar gücünü kaybettiği, bunun muhtemelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın güçlerini artırmak için bir Anayasa değişikliği yapma umudunu sona erdirdiği” belirtildi.
Raporun genel bakış ve değerlendirme bölümünde, “AKP, Cumhurbaşkanlığı ve şimdi o makamda bulunan kişinin (Erdoğan) tüm güçlerini artırmak üzere yapılandırılan ‘başkanlık sistemi’ için gerçekleştirilecek bir halk oylamasını mümkün kılacak nitelikli çoğunluk şöyle dursun, Meclis çoğunluğunu sağlayamadı” ifadesi yer aldı.
Analizde şu ifadeler yer alıyor:
“Seçim sonuçlarının siyasete nasıl yansıyacağı büyük bir belirsizlik. Hükümeti kurma görevinin hangi siyasi parti liderine verileceği Erdoğan’ın tasarrufunda ve resmi sonuçların açıklanmasından itibaren 45 gün içinde hükümet kurulmazsa ya da sonrasında dağılırsa, Erdoğan, yeni seçimler için çağrıda bulunabilir. Erdoğan, diğer partilerin AKP’nin Türkiye’yi yönetmesini sağlama karşılığında, Erdoğan’ın gelecekteki siyasi etkinliğini törpüleme ve onun bastırdığı yolsuzluk soruşturmalarını devam ettirme talebinde bulunduğu muhtemel bir durumda, bu sonucu uygun bulabilir. Erdoğan, diğer partilerin imtiyaz ısrarlarının istikrarın altını oyduğunu iddia ederek, AKP’ye yeniden destek vermeleri için seçmenleri ikna etmeye çalışabilir.
AKP ve sembolik lideri Başbakan Ahmet Davutoğlu, ya usule uygun bir koalisyonla ya da HDP, CHP ya da MHP’nin dışarıdan desteğini alarak hükümeti kurabilir. Diğer partilerin Erdoğan’ın önceliklerine karşı direnci, AKPönde gelenlerine Erdoğan’dan daha bağımsız farklı bir gündem ve siyasi kimlik geliştirme fırsatı sağlayabilir. AKP hükümeti kuramazsa, diğer partiler arasında bir koalisyon ya da azınlık hükümeti mümkün olabilir, eğer Erdoğan bu fırsatı verir ve onlar da geleneksel Türk-Kürt etnik milliyetçi ayrışmaların üstesinden gelirse.
Bütçe, Türkiye topraklarında yabancı askerlerin konuşlanması, genel politika ve ekonomik reform gibi konularda partiler arası konsensüsün ne kadar makûl ve dayanıklı olacağı belirsiz. Erdoğan ve AKP sık sık Türkiye’nin tek parti yönetiminde deneyimlediği görece istikrar ve refahı, Türklerin önceki koalisyon hükümetleri döneminde yaşadığı açmazlar, huzursuzluklar ve ekonomik krizlerle karşılaştırdı. Bazı uzmanlar bunu haklı bir kaygı olarak görüyor, bazı uzmanlar ise abartılı buluyor. Moody’s, seçim sonuçlarını Türkiye için negatif olarak belirledi, fakat Türk seçmenler, Erdoğan’ın anayasal sistemi kalıcı bir şekilde değiştirme çabalarına karşı çıkmanın, bazı belirsizliklerin riskini almaya değeceği kararını vermiş olabilir.”
Haber:Hürriyet Gazetesi