Gazeteci Ahmet Takan,Yeniçağ Gazetesinde ki köşesinde verdiği bu bilgiyle gündemi sarstı,Takan’ın o yazısı;
Geçtiğimiz Çarşamba, AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu için gerçekten trajik bir gündü. Kendisini siyasete taşıyan Abdullah Gül’ün Çankaya Köşkü’ne veda ederken yaşadığı derin sıkıntıları, bunalımları, hüsranları yaşadı. Ahmet Hoca, kendisini Genel Başkanlığa atayan Recep Erdoğan’dan “Abdullah Gül gibi siyasi mevta olursun” uyarısı aldı. Ne yazık ki “intifada” başlatamadı!..
O günü ve hazin (!) sürecin öyküsünü aktarayım…
“Muhtar bile olamaz“ı siyasi yolculuğunda hep bir mağduriyet alanı olarak kullanan Erdoğan, Saray’ına kurulduğu günden bu yana neredeyse tüm mesajlarını muhtarlar üzerinden verir hale geldi. 8’inci kez topladığı muhtarların huzurunda Davutoğlu’na “CHP ile koalisyon hevesi senin siyasi intiharın olacak” mesajını yolladı. O konuşmanın ardından Parti MYK’sını toplayan Davutoğlu, üyelerin koalisyona yanaşmamaları üzerine çok da istediği CHP ile koalisyondan vazgeçti. 12 Ağustos’taki MYK toplantısında Davutoğlu, burada bir koalisyon kararı almaktan çok, “CHP’ye ne deyip masadan kalkacağız, ülkeyi hükümetsiz bırakmayı nasıl seçmene anlatacağız”ı konuştu. MYK’da Saray’ın buyruğu üzerine, “MHP’ye bir kez daha gidelim olmazsa erken seçim” kararı alındı. MYK’da alınan karar Çarşamba günü toplantı bitimi Saray’a, CHP koalisyon ekibinde olan Ömer Çelik ve Mücahit Arslan üzerinden bildirildi. Saray’da Perşembe günü CHP ile görüşmelerden önce gerçekleşecek Erdoğan-Davutoğlu görüşmesinin bir esprisi kalmamıştı. Çünkü, Erdoğan “devlet günü”nde Davutoğlu ile ne terör ne de ekonomik sorunları masaya yatıracaktı. Bir türlü istediğine gelmeyen Davutoğlu’nun eğer koalisyonda hâlâ gönlü var ise bu görüşmede son ayarı verecekti. Tıpkı bir hafta önce İstanbul’da baş başa yaptığı 3 buçuk saatlik görüşmede olduğu gibi. Saray’ın tüm bu baskılarından dolayı kafasında 9 seçenekli koalisyon oluşturan Davutoğlu, bunu bir türlü hayata geçiremediği gibi Erdoğan’sız bir seçeneği de ortaya koyamadı. Erdoğan ile Perşembe görüşmesi yapmadan Kılıçdaroğlu ile görüşmeye giren Davutoğlu, buradan çıkışta koalisyonunun olmayacağını ve erken seçime gidileceğini deklare etti. Yani intihar etmedi. Sonrasında da patron’u arayarak “kendisi için gereğini yaptığını” bildirdi. Oysa Davutoğlu önüne konulan ana anketleri gördüğünde, koalisyondan başka çıkış yolunun olmadığını biliyordu.
MYK açıklamasını Beşir Atalay’a bırakarak hüzünlü bir şekilde makamına çekilen Davutoğlu’na, kulislere yansıyan bilgilere göre, Erdoğan ile uzun dönem çalışmış parti kurmayları “intihar” açıklamasının şifrelerini anlattılar. Onların beyanlarına göre, Erdoğan, burada Davutoğlu’na şu mesajı verdi ve Erdoğan’ın “intihar” ile ne demek istediğini şöyle anlattılar:
“Kardeşim Abdullah Gül diyip 3 Kasım’dan sonra Başbakanlığı, 2007’de de Cumhurbaşkanlığını kendisine verdim. Ancak o gerek Gezi’de, gerekse başka olaylarda hep tribüne oynadı. Ben de kendisinin siyasi hayatını Cumhurbaşkanının görev süresini sınırlamak suretiyle kesmek istedim. Anayasa Mahkemesi buna izin vermeyince parti kongresini görev süresinin dolmasına bir gün kala toplayarak Davutoğlu’nu genel başkan ve Başbakan yaptım. Tüm bunlardan dolayı Abdullah Gül hiçbir zaman seçilemedi, benim atadığım gibi kaldı ve şimdi de siyasi mevta oldu. Öyle anlaşılıyor ki; Sayın Davutoğlu hocamız bundan ders çıkarmamış. Aynı yolda ilerliyor. Kendisi atanmış bir Başbakan ve genel başkan olmasına karşın ve de önünde bir parti kongresi bulunmasına rağmen 7 Haziran’da seçilmiş olabilmek ve benimle arasına mesafe koymak için CHP ile koalisyona oynuyor. Tıpkı o da Gül kardeşim gibi yanlış yapıyor. Kongre delegeleri benim elimde. MYK, MKYK’da benden habersiz kuş uçmaz. Kılıçdaroğlu’na ne söz verirse ortada kalır. Ne koalisyonda ne de parti kongresinde kimse sahip çıkmaz ve bırakın seçilmiş Başbakan olmayı (ki öyle İzmir’e başbakanlık ofisi açmakla, başbakanlık amblemini değiştirmekle falan olmuyor bu işler) o çok sevdiği üniversitesine bile dönemez hale gelir. Bu ülkeye ya başkanlık gelecek ya başkanlık gelecek. Bunun karşısında duran, Gül kardeşim gibi siyasi mevta olur. Davutoğlu hocamız da siyaseten intihar etmemesi için buna kulak verip uyması gerekir.“
Saray’ın adamlarının yoğunluklu olduğu AKP MYK’dan Erdoğan’a rağmen koalisyon kararı çıkmadı… MKYK üyelerinin hepsi Erdoğan’dan yana tutum aldı. Beşir Hoca bile direnmedi. Davutoğlu,12 Ağustos günü yapayanlız kaldı. Abdullah Gül’e “siyasi mevta” lakabını takan Saray ve avanesinin ne demek istediğini Davutoğlu gayet iyi anladı.
Cadı kazanı gibi kaynayan AKP’de şu aralar “bir ihtimal daha var” şarkısı söyleniyor.
Erken seçim için can atan üç dönemlikler şimdiden Abdullah Gül’ün Eylül’de yapılacak kongrede AKP’nin başına geçmesi için çalışma başlattılar. Erdoğan’ın iknası için özel bir ekip kuruldu. AKP’yi 7 Haziran sendromundan ancak Gül’ün çıkartabileceği işlenmeye başlandı. Davutoğlu ve Erdoğan arasında sıkışan partinin düze çıkması için Gül’ün başa gelmesi artık açıktan konuşuluyor. Erdoğan’ın ise Gül konusuna hiç sıcak bakmadığı vurgulanıyor.