Hastalık değişik şekillerde ortaya çıkmakla beraber, ilk belirti deride kenenin ısırdığı bölgede kızarıklıktır. Hedef organlar deri, merkezi sinir sistemi, göz ve kalp gibi organlarda olabilir. Eklemlerde şişlik, sıvı birikimi, hareket etmede zorluk görülür.
Hastalık antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Bir kısım hastalarda hastalığın belirtileri tedaviden aylar ya da yıllar sonra da devam edebilir. Bu belirtiler kas ağrıları, kireçlenme, boyun tutulması, zihinsel arazlar, sinirsel şikayetler ve aşırı yorgunluğu içerebilir. Ayrıca bakterinin kansere neden olduğu şeklinde bulgulara da rastlanmıştır
Türkiye’de yaklaşık 10 milyon kişinin ‘içimizdeki sessiz katil’ olarak nitelendirilen lyme bakterisi taşıdığını, bakterinin 350 hastalığı taklit ettiğini ve teşhis konulamayan birçok hastalığın altından lyme bakterisinin çıktığını belirten Dokuz Eylül Üniversitesinden Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, şunları söyledi: “Acilen bu hastalık tanınmalı. Birçok alanda çok iyi doktorlarımız olmasına rağmen biz lyme hastalığını ihmal etmiş durumdayız. Lyme doktorları yetiştirilmeli, lyme klinikleri açılmalı.”
Kene, sivrisinek, atsineği, bit gibi kan emen canlıların yanı sıra kedi ve köpeklerden de bulaşan “Lyme Hastalığı” dünyayı ve insanlığı tehdit ediyor. Son yapılan açıklamalara göre, halen 25 milyon lyme hastası olduğu tahmin ediliyor. Bay Area Lyme Foundation (Bay Area Lyme Vakfı) tarafından geçtiğimiz günlerde açıklanan verilere göre, bu sayının önümüzdeki birkaç yıl içinde 80 milyona çıkacağı öngörülüyor. “İçimizdeki sessiz katil” olarak nitelendirilen hastalık, kalp krizi, şizofreni, bipolar bozukluk, beyin tümörü, bazı kanser türleri, otizm, huzursuz bacak sendromu, ürtiker, haşimato tiroidi, Alzheimer, Parkinson, MS, ALS gibi kas hastalıkları, çölyak gibi pek çok hastalığı taklit ediyor.
350 HASTALIĞI TAKLİT EDİYOR
Dünyada George Bush, Ashley Olsen, Richard Gere, Rebecca Welles, New York Valisi George E. Pataki gibi ünlülerde de görülen hastalık, Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladı.
Lyme hastalığına karşı önlem alınması gerektiğini belirten Biyolog Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Lyme hastalığı ‘Borrelia Burgdorferi (Spiroket Bakteri)’ adlı bakterinin neden olduğu bir hastalık. Bugüne kadar biz biliyoruz ki bakteriler bir veya iki hastalığa sebep olur. Ama bilim tarihinin bugüne kadar rastlamış olduğu ultra süper spiroket bir bakteri bu. Biyolojik anlamda doğru dürüst ne bakterilere ne de virüslere benziyor, inanılmaz bir canlı. Son 30 yılda yapılan yoğun çalışmalar sonucunda bu bakterinin 350’den fazla hastalığı taklit ettiği ortaya konmuştur. Başta MS, ALS, rometolit artvit, lupus, behçet, haşimato tiroidi, kalp hastalıkları gibi birçok hastalığın altından lyme bakterisinin çıktığı bilimsel olarak ispatlandı. Son 10 yılda yapılan çalışmaların sonucunda örneğin Amerika’da 25 milyondan fazla lyme hastasının olduğu ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri Lyme Derneğinin yaptığı açıklamaya göre birkaç yıl içerisinde en az 80 milyon lyme hastasının ortaya çıkacağını öngörüyor. Çin’de son 20 yılda yapılan çalışmalarda tespit edilmiş lyme hasta sayısı 75 milyon. Alman hükümetinin geçen yıl açıklamış olduğu resmi rakamlara göre Almanya’da her yıl yaklaşık 1 milyon kişi lyme hastası oluyor” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE LYME KLİNİĞİ YOK”
Dünyada lyme doktorları ve klinikleri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Çetin, “Bugün dünyada Amerika başta olmak üzere Avrupa’nın bazı ülkelerinde 30 yıldır lyme klinikleri var. Yüzlerce lyme doktorları var. Ama bizim ülkemizde 50 yıl geçmişi olan lyme hastalığı ile ilgili ne gerçek anlamda lyme doktoru ne de gerçek anlamda lyme kliniği var. Türkiye’de de 7-10 milyon civarında lyme hastası var. Bu çok korkunç bir rakam, ben bunları defalarca söylüyorum ve bugüne kadar birçok insana yardımcı oldum. Değişik hastalıklarla bana gelip müracaat eden insanları yönlendirdim ve bunların birçoğu lyme çıktı. Bizim neyimiz eksik, hiçbir şeyimiz eksik değil. Birçok alanda çok iyi doktorlarımız var ama biz lyme hastalığını ihmal etmiş durumdayız” şeklinde konuştu.
LYME BAKTERİSİNİ AÇIKLADI CEZA ALDI
Dokuz Eylül Üniversitesindeki öğretim üyelerinin odalarının bulunduğu bina ve çevresinde, bulaşıcı ‘lyme bakterisi’ taşıyan kırmızı renkli ‘Ixodes ricinus’ türü kenelerin olduğunu açıklaması ve halkı bilinçlendirmesi üzerine yönetim tarafından, ‘İnfial oluşturup, üniversiteyi toplum önünde küçük düşürdüğü’ gerekçesiyle maaş kesme cezası verilen Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Bu ceza beni çok üzdü. Suçlama üniversiteyi kamuoyu önünde küçük düşürmek. Oysa ben 35 yıl boyunca hiçbir zaman çalıştığım kurumu küçük düşürmedim. Tam tersine hem ulusal hem uluslararası ödüller aldım, uluslararası alanda birçok yayınlar yaptım. Bu olaydan birkaç ay sonra bana mektuplar gelmeye başladı. Bizim bu kampüsümüzde öğrenci olup da kene yapışıp da lyme olan hastalardan bana mektuplar gelmeye başladı. Bunun delilleri bende, hatta bu hastalara yardımcı oldum” ifadelerini kullandı.
“SAĞLIK BAKANLIĞI LYME EYLEM PLANI HAZIRLAMALI”
Bakterinin geçiş yollarının çok olduğu için bugün dünyada salgın hale geldiğini dile getiren Çetin, “Birincisi bir an önce özellikle büyükşehirlerdeki tıp fakültelerinde lyme araştırma merkezlerinin kurulması gerekiyor. Onlarca, yüzlerce asistanın, genç doktorun lyme hastalığına yönelmesi gerekiyor. Çünkü bu dünya çapında artık bir salgın ve 350 hastalığı taklit ediyor. İkincisi de devletin, Sağlık Bakanlığının bir an önce ‘Lyme Eylem Programını’ hazırlaması gerekiyor” dedi.
“KEDİ, KÖPEK, SİVRİSİNEKLER BAKTERİYİ TAŞIYOR”
Lyme bakterisinin kenelerin dışında pire, sivrisinek gibi kan emen bütün canlılardan bulaştığını dile getiren Prof. Dr. Çetin, doğada da en çok yabani hayvanlarda, memeli hayvanlarda, kuşlarda olduğunu; şehirlerde ise kedi ve köpeklerin lyme bakterisi taşıdığını söyledi.
Lyme tedavisinin kişiye göre değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Barbaros Çetin, “Doktorun çok tecrübeli olması gerekiyor. Bu tedavi gecikilmişse kronikleşmişse 1-10 yıla kadar sürebilir, bazen nadiren ömür boyu da sürebilir. Eğer birkaç haftalıkken yakalamış olursanız 3 haftalık bir antibiyotik tedavisi ile lymedan kurtulabiliyorsunuz” diye konuştu.
YILLARCA DOKTOR DOKTOR GEZDİ TEŞHİS KONULMADI
Yıllarca gitmediği doktor kalmayan, ancak hastalığına hiçbir teşhis konulamayan 37 yaşındaki Meryem Körhasan da Prof. Dr. Barbaros Çetin’in vesilesi ile hastalığından kurtuldu. Bir gün bir gazetede Prof. Dr. Çetin’in yazısını okuyan genç kadın, ilk defa duyduğu lyme hastalığını belirtilerinin kendisinde olduğunu gördü ve hemen ailesi ile birlikte test yaptırdı. Test sonuçlarına göre eşi, oğlu ve kendisi yüzde 75 lyme çıkan Meryem Körhasan, şunları söyledi:
“Yıllardır doktor doktor dolaştım. Her gittiğim doktor ‘şu olabilir’ dedi ve hiçbir zaman doğru bir teşhis konmamıştı. Ben hocamın gazetedeki yazısını okuduktan sonra doğru teşhisin lyme olduğunu gördüm ve kendi kendime bu teşhisi koyarak laboratuvar testi yaptırma gereği duydum. Hocama ceza verildiğini öğrendim. Gerçekten çok üzgünüm. 2015’teki o demeci olmamış olsaydı benim ailemde 3 kişi belki ilerleyen dönemlerde daha fazlası çünkü biz daha dikkatli yaşamaya başladık. Hepimiz lyme hastası olduk ve onun sayesinde tedavi ile karşılaştık ve biz bir sürü rahatsızlıktan kurtulmuş olduk.”
Lyme hastalığı uzun zamandır tanınmaktaydı ancak 1975 yılına kadar insanlarda hastalık yaptığı bilinmiyordu. 1975 yılında ABD Connecticut’ta Lyme kasabasında özellikle gençlerde yoğun bir şekilde artrit vakaları görülmeye başlandı. Yapılan araştırmalar bu durumun bazı keneler tarafından ( Ixodes Ricinus, Ambylomma Americanum, Lonestar Tick) bulaştırılan bir tür spiroketten kaynaklandığını ortaya çıkardı. Bu hastalığı oluşturan spirokete Borrelia Burgdorferi adı verilmektedir. Lyme Hastalığı ise adını ABD’nin bu kasabasından almaktadır. Etken spiroket köpek, at, sığır ve kedide hastalık oluşturmakta, birçok vahşi memeli ve kuşları da enfekte etmekte ve böylece bu hayvanlar keneler için bir konakçı olmaktadırlar. Mikroorganizma, kan emen kenelerle bir konakçıdan diğerine nakledilir. Hastalığın yayılmasında öncelikli vektör Ixodes keneleridir. Kene konakçıya yapıştığında, Lyme etkeni sindirim sisteminden kenenin ağız organellerine göç eder ve buradan konakçıya geçer. Yapışan kenenin hastalığı bulaştırma işlemi yaklaşık 12 saat içinde olur.1980’lerde, hem köpeklerde hem de insanlarda rapor edilen hastalık insidansı dramatik şekilde artmıştır. Artık Lyme Borreliozis (LB) dünyada en yaygın artropod kaynaklı hastalık kabul edilmektedir.
NASIL BULAŞIR?
Lyme hastalığı keneler tarafından bulaştırılan bir hastalıktır. Kene cilde yapıştığı andan itibaren hastalığın bulaşma riski vardır. Ancak kenenin yapışık kalma süresiyle birlikte risk de artar. Düşük bir olasılık olmakla beraber kan nakliyle de bulaşabildiği bilinmektedir. Cinsel yolla bulaşıp bulaşmadığı konusunda tartışmalar vardır ancak somut bir kanıt yoktur. Temas veya öpüşme ile bulaşmamaktadır.
HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?
Lyme hastalığının belki de en kötü tarafı teşhisinin oldukça zor koyulmasıdır. Hastalığın belirtileri diğer birçok hastalıkla karışır. Diğer hastalıkları taklit etmesi nedeniyle Lyme hastalığı Amerika’da “büyük taklitçi” olarak anılmaktadır.
Lyme hastalığı, deriyi, eklemleri, sinir sistemini ve diğer organ sistemlerini etkileyerek yangısal hastalıklara sebep olur. Semptomlar genellikle enfeksiyonun ilk haftasında oluşur ancak kene ısırdıktan sonra 30 gün içinde de gelişebilir. Bazı vakalarda semptomsuz seyreder.
Erken Lyme hastalığında (erken lokalize dönem) kırmızı halkalı boğa gözü diye tarif edilen şekilde kızarık (erythema migrans) ile kendini gösteren tipik semptom görülür. Lyme hastalığına yakalanmış birçok hastada gelişen bu kızarıklık, hastalık bulaştıktan sonra genellikle 1-2 haftada görülür ve 3-5 hafta süreyle kalıcı olabilir. Dokunulduğunda sıcak olabilir ve genellikle ağrısız veya kaşıntısızdır. Erken dönemde görülen diğer semptomlar; kene ısırığının yakınındaki lenf bezlerinde şişkinlik, yorgunluk, baş ağrısı, ağrı, eklem ağrısı, titreme-ürpertidir.
Lyme hastalığının sonraki aşaması (erken yayılma dönemi) genellikle kenenin ısırmasından sonra genellikle 2 hafta ila 3 ay arasında oluşur. Isırık bölgesinden uzakta 2 veya daha fazla kızarık alan, şiddetli baş ağrısı, aşırı yorgunluk, büyümüş lenf nodülleri, tutulma (özellikle eklemlerde ve boyunda), ışığa duyarlılık, yüz felci, ekstremitelerde titreme veya uyuşukluk, düzensiz kalp ritmi, 38-39°C ateş, meningitis görülür. Lyme hastalığının son aşaması (geç dönem) eğer erken dönemde hastalık saptanamadıysa veya doğru şekilde tedavi edilmediyse oluşabilir. Geç dönem semptomları, enfekte kene ısırdıktan sonra haftalar veya yıllar içinde herhangi bir zamanda oluşabilir. Özellikle dizlerde artirit, genellikle yetişkinlerde görülen idrak bozukluğu görülür. Bu hastalarda en göze batan değişiklikler, kronik artirit, kronik MSS bozukluğu, yüz felci, kısmi felç, psikiyatrik bozukluklar Aşırı yorgunluk hissi Uyku bozuklukları, Dikkatte dağınıklık, unutkanlık, algılama performansında düşüş ve acrodermatitis chronica athropicans (ACA) dır.
LYME HASTALIĞI NASIL TEŞHİS EDİLİR? Lyme hastalığının tanısı için CDC tarafından iki aşamalı bir yaklaşım önerilmiştir. Lyme hastalığı tanısı için alınan tüm serum örnekleri, birinci adım olarak EIA veya IFA gibi duyarlı bir serolojik yöntem ile incelenmelidir. Bu yöntemler ile pozitif yada sınırda bir değer bulunduğunda, standardize immunblot veya westernblot yöntemi uygulanmalıdır. Negatif bulunan örnekler için tekrar test yapılması önerilmemektedir. Ancak hastada erythema migrans oluşumu varsa, başka belirtiler veya test sonuçları beklenmeden hemen tedaviye başlanması gerekir. Lyme’ın teşhisi ile ilgili asıl sorun bazı hastalarda devamlı negatif test sonuçları alınmasına rağmen hastalığın var olmasıdır. Bu nedenle LYME HASTALIĞINDA TANI MUTLAKA KLİNİK VERİLER IŞIĞINDA KONMALIDIR.
TEDAVİ
Lyme hastalığının tüm klinik formlarında antibiyotik tedavisi uygulanmaktadır. Antibiyotik seçimi, dozajı ve uygulama şekli hastalığın evresi ve klinik görünüme göre değişir.
Kaynak:Hürriyet