Amerikan derin devletiyle ilişkilendirilen Uluslararası Kriz Grubu, Türk vatandaşıyken örgüte katılıp daha sonra Türkiye’ye dönen IŞİD militanlarına yönelik dün dikkat çeken bir rapor hazırladı.
Türkiye’de üç yıldan fazla süredir IŞİD saldırısı gerçekleşmediği vurgulanan raporda, “Hüküm giyen az sayıdaki kişinin çoğu yakında cezaevinden çıkacak. Diğerleri güvenlik güçlerinin yakın takibi altında. Geriye kalanların akıbeti ile ilgili bilgiler sınırlı” ifadeleri kullanıldı.
IŞİD kontrolünde yaşamak için yurdundan ayrılan Türk vatandaşlarının sayısının 5 bin – 9 bin arasında olduğu aktarılan raporda, örgüte katılım gerekçeleri de dörde ayrıldı.
Buna göre IŞİD’e katılma gerekçeleri, daha önceki çatışmalara katılmış deneyimli cihatçılar, özellikle hızlı kentleşmenin yaşandığı bölgelerde kimlik arayışındaki bazı sorunlu gençler, katı İslami kurallar altında bir yaşamın cazibesine kapılanlar ve temel motivasyonları PKK/YPG ile savaşmak olan İslamcı Kürtler olarak kategorileştirildi.
Rapora göre güvenlik yetkilileri özellikle İstanbul, Ankara, Adıyaman, Bursa, Gaziantep, Adana, Kocaeli ve Konya’nın bazı semtlerinden yoğun katılım olduğunu aktardı. Katılanların çoğunun yaşı 18 ile 35 yaş arasındaydı. Genellikle arkadaşları ve akrabalarıyla birlikte katıldılar. Öte yandan, Türkiye’den IŞİD’e militan devşirenlerin çoğunun yaşı 35 üzeriydi. Geri dönenleri tanıyanların ifadelerine göre, yeni militanları IŞİD’e katılmaya ikna edenler, onları IŞİD yönetimi altında katı İslami kurallara dayanan, daha varlıklı ve davaya hizmet eden bir yaşam vaadiyle cezbediyordu.
Raporun sonuç bölümünde ise “Suriye ve Irak’ta IŞİD kontrolündeki bölgelere giden binlerce Türkiye vatandaşı artık geri döndü” denilerek şu satırlara yer verildi:
“Geçtiğimiz yıllarda uygulanan etkili güvenlik önlemleri sayesinde yeni saldırılar önlendi ve militanlığa hala kendini adamış olanlar kontrol altında tutuldu. Şimdiye kadar başarılı olan bu çabaların sürdürülmesi için ilgili devlet mercilerinin aynı ölçüde dikkatle ve yeterli kaynaklar ayırarak bu konuya eğilmesi gerekiyor. Türkiye sınırları dışındaki cihatçı coğrafyanın dönüşümü ülke içindeki militanlaşma eğilimlerini etkileyebilir. Örneğin, IŞİD Irak, Suriye veya başka coğrafyalarda yeniden zemin kazanırsa veya HTŞ gibi Suriye’de savaşan başka cihatçı örgütler Türkiye’ye cephe almaya başlarsa, geri dönenler en başta seferber olacaklar arasında yer alabilir. Suriye rejimi isyancıların son kalesi İdlib’e topyekün bir saldırı düzenlerse çok sayıda militan Türkiye’ye geçebilir. Bu da hem Türkiyeli hem yabancı IŞİD mensuplarını takip etmeye yoğun kaynak harcayan güvenlik birimlerinin kapasitesini daha da zorlayabilir. IŞİD’e katılmak isteyip de farklı sebeplerden ötürü bunu başaramayanlar veya engellenenler de tehdit oluşturmaya devam edebilir. Yetkili merciler geniş bir yelpazeyi kapsayan politikalar ile geri dönenlerin şiddetten uzaklaşması ve topluma güvenli şekilde entegre olması için mevcut çabalarını geliştirmelidir.”