Hükümete yakınlığıyla bilinen AKİT’te, Atatürk ve cübbe/sarıkla ilgili skandal bir yazı yayınlandı.
Gülçin Şenel’in kaleme aldığı yazıda, Şanlıurfa’nın Siverek İlçesi’nde Atatürk büstüne yapılan saldırının abartıldığı iddia edildi.
Gözaltına alındıktan sonra tutuklanarak cezaevine gönderilen zanlı hakkında, “Atatürk heykellerinin niteliği nedir? Tarihi eser midir? Hayır. Sanat eseri midir? Hayır. Bu adam bomba patlatmamış, adam öldürmemiş, büste saldırarak yalnızca mesaj vermek istemiş” ifadelerini kullanan Şenel, geçtiğimiz günlerde açığa alınan cübbeli sarıklı polis memuru için de “bir memur cübbe sarık giymeyi tercih edemez mi? Bunda anormal olan nedir?” diyerek polis memurunun açığa alınmasını ve tutuklanmasını protesto etti.
İşte AKİT’te yayınlanan o skandal yazı:
Son birkaç haftada Türkiye gündemine bomba gibi düşen iki haber: Birincisi Atatürk heykeline “orak”la saldıran “sakallı, sarıklı” bir “meczup”… Diğeri “sakallı, sarıklı” görev yapan bir “polis”…
Birincisi tutuklandı, ikincisi açığa alındı.
Şimdi düşünelim; burada ortak payda; “sakal ve sarık”.
“ATATÜRK HEYKELLERİNİN NİTELİĞİ NEDİR?”
Birincisinin suçu Atatürk heykeline saldırı girişiminde bulunmak: Bu heykelin niteliği nedir? Sanat eseri midir? Hayır. Türkiye’nin dört bir köşesine dikilmiş Atatürk heykellerinin hiç birinde bir sanat havası, bir estetik incelik aramayın. Peki, eşi benzeri olmayan bir tarihi eser midir? Elbette hayır. Peki, suç nedir? Suç Atatürk’ün şahs-i manevisi. Malûm böyle bir kanun var ve bu kanun Atatürk heykellerini de muhtevi. Sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığı araştırılıyor. Öyle ya, aklı başında hiç kimse heykel yıkmak istemez. (Ama mesela Lenin’in filan heykelleri yıkılmıştı bir ara. Onlar da mı meczup? TCK’ya göre, evet.)
İkincisinin suçu, kılık kıyafet yönetmeliğine aykırı davranışta bulunmak. Netice, açığa alındı. Ayrıntıya bakalım: Bahse mevzu polis memurunun akli dengesinin yerinde olup olmadığı araştırılıyor. Enteresan.
Ortak paydası “sarık ve sakal” olan iki kişinin de aklî dengesinin yerinde olup olmadığı araştırılıyor.
Neden? Sarıklı ve sakallı olanların aklî dengesinden şüphe mi etmeliyiz?
Birincisi bir “meczup” çünkü heykele orakla saldırıyor. Hadi kabul edelim…
“BİR MEMUR CÜBBE SARIK GİYEMEZ Mİ?
Peki ya ikincisi? O neden meczup? Bir polis memuru olarak sarık takıp sakal bıraktığı için mi? Bir memur olarak böyle bir tercihte bulunmuş olamaz mı?
Son zamanların meşhur lafıyla soralım: “Bu bir algı operasyonu mu?”
“Sarıklı ve sakallı vatandaşların akli dengesi yerinde değil” algısı mı oluşturulmaya çalışılıyor?
Sakal ve sarığın “deli olmak” gibi bizim şimdiye kadar bilmediğimiz bir telmihi mi var?
Adamın biri Atatürk heykeline sarıkla saldırınca “deli”, mesela şapkayla saldırınca “akıllı” mı olur?
Yahut bir polisin sarık takması onun aklî dengesinin bozuk olduğuna bir delil midir?
“15 TEMMUZ DARBESİNİ CÜBBELİ SARIKLILAR DURDURDU”
Oysa düne kadar (dün dediğin 15 Temmuz), polis teşkilatını işgal etmiş Fetöcü memurlar, gayet kaytan bıyık ful aksesuarla, hatta küpe ve piercingle, deli saçması bir işgalin tohumlarını ekiyorlardı. 28 Şubat’ta, Allah düşmanı, vatan millet düşmanı tipler, gayet memur kıyafetiyle hepimizi “fişliyordu”. Sarık ve sakalları olmadığı için mi uyanamadık? Nedir?
15 Temmuz’da sokaklara çıkıp darbeye direnenlerin önemli bir kısmı sakallı sarıklı değil miydi? Onların da aklî dengesi araştırıldı mı?
Lafı uzattığımın farkındayım. Ama meselenin vahametini anlamak için bunları tek tek yazmak icab ediyor bazen.
“ATATÜRK BÜSTÜNE SALDIRI ABARTILIYOR”
Nitekim, Atatürk’ün şahs-ı manevisini hedef almak suçundan tutuklanan bir adam, bunu “puttur” diye “bilinçli” bir şekilde yapan bir adam var. Adam öldürmemiş, bomba patlatmamış, heykele orakla “orantısız” bir güç kullanma girişiminde bulunmuş. Belli ki sembolik, belli ki mesaj vermek istemiş. Eğer bu eylem suç ise cezasını verirsin. Suç olmadığını düşünüyorsan, serbest bırakırsın. “Akli dengesi bozuk”, “deli midir nedir?” şeklinde yoruma girmeye hacet var mı?
Kaynak: Yeni Çağ