İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “AKP, 2002’de iş başına geçti. O dönemde FETÖ terör örgütünün başı olan kişi mahkemelikti. Bu mahkemeden ceza almadan çıkarılması için çalışan bugünün MHP’nin, AKP’nin yöneticileri kimlerdir? Ben de onları soracağım. Bugün aktif siyasette yer alıp da çocuklarını şehir imamlarıyla evlendirmiş siyasiler kimlerdir? Ben hesabını vermeye hazırım. Ya onlar?” diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuştu. FETÖ için ifade vermek istediğini belirten Akşener, “Bugün aktif siyasette yer alıp da çocuklarını şehir imamlarıyla evlendirmiş siyasiler kimlerdir? Ben hesabını vermeye hazırım. Ya onlar?” diye sordu.
İşte Akşener’in Saygı Öztürk’le gerçekleştirdiği söyleşi:
İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener seçim sonuçlarından, hele de oy farkının 806 bine yükselmesinden alabildiğine mutlu. Bu konuda kendisinin de, partililerin de çabalarının büyük olduğunu belirtiyor ve şunları söylüyor: “Tutkulu davranışından İstanbul’da başarılı olacağına inandım. Kazandığı seçimi elinden aldılar. Çok haksız şekilde sivil darbe yapıldı. Ekrem Başkan süreci çok iyi idare etti. İstanbullu iyi bir destek verdi. 31 Mart’ta Ekrem İmamoğlu’nun kazanmasında elbette CHP ve İYİ Parti taraftarının insanüstü çalışmasını ve çabası var. Cumhur ittifakına oy vermiş seçmenin, Millet İttifakı adayına oy vermesinden iki mesaj çıkıyor. Birincisi iktidara, ‘Sizden sıkıldım. Küfür, iftira dilinizden bıktım. Bırakın bu dili’ mesajı vermek. İkincisi ise ‘Bizlere yeteri kadar çalışır seçmene ulaşırsanız elbette oy alabilirsiniz, oyunuzu artırabilirsiniz’ mesajı vermek. 25 Ekim 2017’de İYİ Parti’yi kurmasaydık bugün neyi konuşacaktık? Korku duygusunun kalkmasında İYİ Parti’nin çok önemli rolü var. Hepimiz o dönemde de iğrenç iftiralarla, küfürle, dayakla karşılaştık ama yılmadık. Direndik, asla bizi çekmek istedikleri alanlara da kaymadık. Seçmenin velinimet olduğunu seçmene hatırlattık. 31 Mart ve 23 Haziran’da korku duvarını, kabus duvarını yıktık. Bunda pay sahibi olduğumuzu düşünüyorum. Ama seçimlerinin gerçek kahramanı İstanbul’da yaşayan herkes.”
Güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönülmesinden yana olduğunu belirten Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu sistemden vazgeçmeyeceği düşüncesinde olduğunu belirtti ve şunları anlattı:
KONSENSÜS OLMAZ
“Erdoğan partisinin içinde, dışında, muhalefet kanadında yapılan tartışmaları izler ama asla geçit vermez. Asla normalleştirmez. Dilini yumuşatmaz. Bahçeli’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni Erdoğan’ın isteğiyle söylediğine inanıyorum. Başından beri başkan olmayı arzu etti. Hukukun üstünlüğüne, adalete uyan bir başkanlık talep etmedi. Biz de 24 Haziran’dan beri Anayasa taslağı üzerinde çalışıyoruz. Parlamenter Demokratik Sistem’in arkasında duruyoruz. Türkiye nereye doğru evrilecek, bunu ilerleyen zamanda göreceğiz. Tartışmalar giderek büyüyecektir. Erdoğan rejimi tartışmayla devam edecektir. Konsensüs olmaz. 16 Nisan referandumunda şahsen ben ve arkadaşlarımız birlikte çalıştık. İki şeye inanıyorum: 150 yıllık parlamenter demokrasi tecrübemiz var. Elbette değişiklikler, iyileştirmeler yapılmalıdır. Ama eski bir bilim insanı olarak iddiamız, en idealini getirmeye kalkışsak en az 15 yıl kaos yaşanır. Bununla uğraşmak yerine, gündelik hayattaki hukuki düzenlemeler için dahi sistem değişecek. Parlamenter sistemi güçlendirerek yola devam etmeliyiz. Ben ve parti yönetimimiz, seçmeniyle aynı konu üzerinde duruyorlar. Seçmenimiz de parlamenter demokrasiyi istiyor. Kafa karışıklığımız yok.”
BAY KEMAL’LE BAŞLADI
Siyaset dilinin önemine değinen Akşener, “Kelimelerimize baktığımızda kimsenin ailesi, namusu, aile fertlerini hedef alan tek kelimem yoktur. İftira atan dilim yoktur. Cumhur ittifakı paydaşlarına, illet, zillet, FETÖ’cü gibi başka türlü ifadeler kullanmadım. Kullanmam. ‘Bay Kemal’le başladı, ‘Bay Kemal’le bitirdi. Böyle olmaz” dedi.
Burunlarına kadar al-verin içine girmiş siyasi takım var
Hakkında 2016 yılında açılan ve gizlilik kararı olan FETÖ soruşturması, Akşener’in ağrına gidiyor. “Bugün en çok istediğim FETÖ için ifade vermek” diyor. Soruşturmadaki gizliliğin kaldırılmasını isteyen Akşener, şöyle devam ediyor: “Sağ siyasetçiler içinde alışveriş noktasında sıfır irtibatı olan, çok az siyasetçiden birisiyim. Güçlenen bazı gruplarla siyasetçilerin alışverişi olur. Erdoğan da önce korkutur, sonra istediğini alır. Hakkımda açılan soruşturmanın zamanlamasını ilginç buluyorum. Milat 17/25 Aralık 2013 ise Bahçeli, odasındaki saatin pilini yerine taktı mı? FETÖ mücadelesi gerçekten sulandı ve orta oyununa döndü. Borsaların açıldığını kendileri söylüyor. Orta oyunuyla mücadele imkanının doğması için de dua ediyorum. Kim kimden iş almış, kim kiminle kule dikmiş. O sorular sorulacak. Siyasi ayağı araştırmazlar. FETÖ’cülük denilen meselede siyasi cenahta mürit olarak bakıldığında insan sayısı fazla olmadığına inanıyorum. Amma velakin burunlarına kadar al-verin içine girmiş siyasi takım var. Bunun içinde para var, siyasi amaç, bedava seyahat var, seçim parası var, var oğlu var. Esas mesele al-ver. İfadeye çağrıldığında şu soruları soracağım. AKP, 2002’de iş başına geçti. O dönemde FETÖ terör örgütünün başı olan kişi mahkemelikti. Bu mahkemeden ceza almadan çıkarılması için çalışan bugünün MHP’nin, AKP’nin yöneticileri kimlerdir? Ben de onları soracağım. Bugün aktif siyasette yer alıp da çocuklarını şehir imamlarıyla evlendirmiş siyasiler kimlerdir? Ben hesabını vermeye hazırım. Ya onlar?
Yeni partiler kurulmalı biz kaktüsleri temizledik
Abdullah Gül, Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu’nun kuracakları öne sürülen siyasi partilerin seçmen kaynağının nasıl olacağı sorusu Akşener şöyle cevaplandırdı: “Prensip olarak siyasi çeşitliliğin, seçmene seçenek oluşturmanın bugünün Türkiyesinde elzem bir iş olarak düşünüyorum. Gül, Babacan ve Davutoğlu’nun kuracaklarını öğrendiğimiz partilerine olumlu bakıyorum. Ama şimdi esas mesele AKP’nin seçmen kitlesinin tanıdığı kitleler olarak, pergelini konulacağı yer AKP’dir. İYİ Parti seçmeni kendini şehirli, sorgulayıcı, Demokrasi ve hukuk talebi yüksek bir kitle olarak tanımlıyor. Bu arkadaşlarımızın kendilerini konumlandırdığı yerle, seçmeni konumlandırdığı yeri ben bilmiyorum. Bunların kurmaları faydalı. Tekçilikten kurtulmamız lazım. Seçenek oluşturulması lazım. İYİ Parti açısından AKP seçmenine ulaşmakta zorluklarımız var. Tayyip Bey’e inanılmaz bir öfke mevcut. Oradan kopacak insanların seçmen olarak Babacan’a, Gül’e, Davutoğlu’na kulak kabartmaları daha çok mümkün. Seçmeni AKP’ den koparacaktır. Ekonominin sarstığı, AKP seçmeni bizlerden önce onların sesini duyar. Bu da normal. Onların işi kolay, alanı biz temizledik. Alanı, kaktüsleri, çalıları biz temizledik. Bu arkadaşlarımızın bizim çıktığımız zamanla şimdiki arasında çok büyük fark var.
SOYKIRIM UYGULANDI
Akşener, İYİ Parti kurulmamış olsaydı, Türkiye’nin nasıl bir noktada olacağını da şöyle anlattı: “Düzeni değiştiren biziz. 1.5 yılda üç seçim geçirdik. Bize soykırım uygulandı. Bizim durumumuz onlara cesaret verdi. Bize yapılan soykırımı uygulayacak da güç kalmadı.” Dış politikada “Monşer” diyerek devlet hafızasını sildiklerini, tüccar aklı üzerinden hareket edildiğini kaydeden Akşener şunları söyledi:
“Anlık günlük ve iç politikaya fayda sağlayacak politik tutum var. Cidden endişeliyim. S-400’lerin alındığına göre biz yanındayız. Ama S-400’lerin alınmasının nedeni Türkiye’nin Milli Güvenlik ve tehdit algısının değiştirilmesidir. Biz bunu neden bilinmiyoruz. KKTC’nin doğal gaz petrol arama ve gaz arama faaliyetleri konusu nedir, ne değildir bilmiyoruz. Kör gibiyiz. Ülkemizi başka devletlerin çemkirmesine karşı devletimizin yanında durmak zorundayız. Devlet aklından uzaklaştırılıyoruz. Trumpla, Putin’le arkadaş. Ama kişisel dostluklar üzerinden devlet politikası oluşturulamaz. Benim hem şahsi hem de partim olarak endişelerim var.