İngiliz Financial Times gazetesinde, Ankara’da Barış Mitingi’ne düzenlenen bombalı saldırıyla ilgili iki ayrı yazı yer alıyor.
Gazetenin İstanbul’daki muhabirinin haberi “Ankara’daki saldırının yarattığı öfke, ülkedeki bölünmeleri derinleştirebilir” başlığını taşıyor.
“Ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkla boğuşan ülkede saldırının sonuçlarını kontrol etmek güç olacaktır” ifadesiyle başlayan haber şöyle devam ediyor:
“Saldırının amacı kaos yaymak idiyse, bunu başarmış gibi görünüyor. (…) Ülkenin siyasileri birbirinin boğazına yapışmış durumda. Kürtlerle ateşkes başarısızlığa uğradı ve iç savaş söylentileri artık kulağa erken gelmiyor”.
Gazete Türkiye’deki bölünmeyi özetlerken “Seçmenin bir kısmı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bir kurtarıcı olarak görürken, geri kalanlar onun yozlaşmış bir diktatör olduğunu düşünüyor” diyor.
Türkiye’nin hali hazırda çok kötü ve derin şekilde bölünmüş olduğu yorumunu yapan gazete, hafta sonu yaşanan saldırıyla bu durumu değiştirme umutlarının da azaldığını kaydediyor.
Haberde emekli general Haldun Solmaztürk’ün görüşlerine de yer veriliyor: “Tüm bunlardan en çok çıkarı elde edecek olan taraf IŞİD. IŞİD Türkiye’yi Suriye’deki savaşa daha fazla dahil olma konusunda ikinci kez düşünmeye zorluyor. Diğer taraftan da Türkiye ile Kürtler arasındaki çatışmayı alevlendirerek, sahadaki en zorlu düşmanı olan Kürtlerin dikkatini dağıtmaya çalışıyor. İki düşmanını karşı karşıya getirerek bir taşla iki kuş vurmuş oluyor”.
Gazete Türkiye medyasında çıkan haberlere göre Suruç’taki bombalı saldırıyı düzenleyen saldırganın abisinin Ankara’daki patlamayla ilişkili olabileceğine dikkat çekiyor.
Haberde görüşüne yer verilen bir diğer uzman da merkezi Londra’da bulunan Teneo Intelligence’tan Wolfango Piccoli. Türkiye’de seçmen davranışının oldukça sabit olduğunu belirten Piccoli, “Saldırının bir etkisi olacaksa o da AKP’nin oylarını düşürmek olur” diyor.
Piccoli son krizin Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarı için bir felakete neden olmasının neredeyse kaçınılmaz olduğunu da ekliyor.
Financial Times’ın editoryal görüşlerinin aktarıldığı sayfada yer alan Türkiye yazısında da “Ankara’daki saldırı tehlikeli kutuplaşmayı besliyor” başlığı kullanılmış.
Gazete saldırının Türkiye tarihinin en kanlı saldırısı olmakla kalmadığını, polisin patlamanın ardından göstericilere göz yaşartıcı gaz sıkarak “katliamı daha da kötüleştirdiğinı” belirtiyor.
Başka bir yerde bu büyüklükte bir saldırı olsa verilecek normal tepkinin “ulus olarak kenetlenmek” olacağı, Türkiye’de ise bunun tam tersinin yaşandığı ifade ediliyor.
Ülkede son aylarda yaşanan diğer saldırıların da hatırlatıldığı yazıda, ‘7 Haziran’daki genel seçimlerin ardından başlayan provokasyon ve resmi ihmallerin Türkiye’yi yönetilemez bir ülkeye dönüştürme tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı’ belirtiliyor:
“Hiç kimse saldırıların ardında kimin olduğunu kesin olarak bilmiyor. Sorunun bir parçası da bu. Hatta saldırıların tam olarak araştırıldığını söylemek pek mümkün değil.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki genel seçimde başkan olma hedefine ulaşamdığı için erken seçimi “inşa ettiği”, milliyetçi oyları hedefleyerek HDP’yi terörün suç ortağı olarak göstermeye çalıştığı ifade ediliyor.
Yazı, Türkiye’nin birçok farklı tehditle karşı karşıya olduğuna dikkat çekerek son buluyor:
“Suriye’de saldırı düzenleyen Rus uçakları Türkiye’nin hava sahasına girdi. IŞİD sınırında. Kürtlerle savaş yeniden alevlendi. Ekonomisi zayıflıyor. Tüm bunlara ek olarak erken seçimde seçmen kararını değiştirecekmiş gibi görünmüyor. Ülkenin şu an ihtiyacı olan tek şey siyasi olarak hesap verilebilirliğe geri dönüp, kutuplaştırmaya son verilmesi. Eğer yapılmazsa, bu önemli NATO müttefiki ve Avrupa Birliği üyeliği adayı ülke, yönetilemez hale gelecek.”
Haber:BBC Türkçe