16 Nisan referandumu tüm Türkiye’de olduğu gibi Antalya’da da gündemin odak konusu.
Antalya gerek kozmo polit yapısı,gerekse eğitim ve bilinç düzeyi ile seçmen genelinin profili olmaya uygun bir şehir.
EVET VE HAYIR İLE İLGİLİ FAKTÖRLER
Referanduma bakışta en belirleyici Hayır faktörü,mevcut sistemi koruma kaygısı ve Hayır çıkma durumunda da Erdoğan’ın görevine devam edecek olması.Öte yandan bu sistemin Erdoğan sonrası insanları tedirginliğe itiyor.Görüştüğümüz en fanatik Erdoğan taraftarlarının bile aklını bu soru kurcalıyor.
Erdoğan görev süresi bittikten sonra siyaset sahnesinden çekildiği zaman,muhafazakar kesimin korkusu,Ahmet Necdet Sezer gibi katı laik ve cumhuriyetçi bir başkanın seçilmesi ve bu yetkilerle yapabilecekleri.
Öte yandan Evet kampanyasının Hayırcıları suçlama noktasından ileri gidememesi,terör örgütüyle hayır verecek yurttaşların özdeşleştirilmesi Antalya seçmeni gibi bilinç düzeyi yüksek bir kitleyi son derece rahatsız ediyor.
Bu durum Evet çalışması yapan gruplara da yansıyor.Evet çalışması AKP teşkilatlarının sırtında giden ve Bahçeli’ye rağmen ülkücü kesimden bile gereken desteği görmeyen bir çaba olarak göze çarpıyor.
Ana yasanın tümünün değiştirilerek,toplumun her kesiminden ve sivil toplum örgütlerinden destek alarak yapılan bir ana yasa değişikliği yerine merkeze Erdoğan’ın çok istediği başkanlığın oturtulduğu,sadece 18 maddenin değiştirildiği bir çalışmayı toplumun geneli Ana yasa değişikliği olarak görüp,benimsemiyor.
16 NİSANDA OYLANACAK 18 MADDE
Anayasa değişiklik teklifinin 1. maddesiyle, Anayasa’nın 9. maddesinde düzenlenen “Yargı Yetkisi”ne ilkesel bir ekleme yapılması önerilmekte ve Yargı yetkisinin, “…bağımsız ve tarafsız mahkemelerce…” kullanılacağı belirtilmektedir.
Anayasa değişikliği teklifinin 2. maddesiyle, Anayasa’nın 75. maddesinin değiştirilmesi öngörülmekte ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki sandalye sayısının 550’den 600’e çıkarılması öngörülmektedir.
2709 sayılı Kanunun 76 ncı maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Yirmibeş” ibaresi “Onsekiz” şeklinde, ikinci fıkrasında yer alan “yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,” ibaresi “askerlikle ilişiği olanlar,” şeklinde değiştirilmiştir.
2709 sayılı Kanunun 77 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “C. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanının seçim dönemi MADDE 77- Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir aynı günde yapılır. Süresi biten milletvekili yeniden seçilebilir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde birinci oylamada gerekli çoğunluğun sağlanamaması halinde 101 inci maddedeki usule göre ikinci oylama yapılır.”
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 5.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa’nın 87. maddesinin değiştirilmesi teklif edilmekte ve “…Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek…” görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülmektedir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 89. maddesinde yapılması önerilen değişiklik kapsamında; Cumhurbaşkanı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderilen kanunun aynen kabulünün, ancak Meclis “…üye tam sayısının salt çoğunluğu ile…” mümkün olabileceği öngörülmektedir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 93. maddesinde yapılması önerilen değişiklik kapsamında; ara verme veya tatil sırasında “…doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine…” toplanabilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin, bundan böyle yalnızca Cumhurbaşkanı tarafından toplantıya çağrılabileceği belirtilmektedir.
Anayasa değişiklik teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 98. maddesinde yapılması önerilen değişiklik uyarınca, maddenin “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin bilgi edinme ve denetim yolları” olan kenar başlığının Anayasa metninden çıkarılması öngörülmektedir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın “Başlıksız” 98. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, Türkiye Büyük Millet Meclisi bundan böyle ancak “…toplumu ilgilendiren bir konuda…” Genel Görüşme yapabilecektir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 101. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, ancak “…doğuştan Türk vatandaşı olanlar(ın)…” Cumhurbaşkanı seçilebileceği belirtilmektedir.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 104. maddesinin neredeyse tümüyle baştan yazılması önerilmekte ve Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinin neler olduğu sıralanmaktadır. Bu kapsamda, değiştirilmesi teklif edilen 104. maddenin 17. fıkrasında, teklif kapsamındaki en önemli değişiklik önerilerinden biri olan “Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi” düzenlenmektedir. Anılan düzenleme uyarınca, Cumhurbaşkanı’nın yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarabileceği öngörülmekte ve bu Kararnamelere ilişkin çeşitli esaslara yer verilmektedir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 105. maddesinin başlığıyla birlikte değiştirilmesi teklif edilmekte olup; maddenin Cumhurbaşkanı’nın cezai sorumluluğuna hasredilmesi önerilmektedir. Teklif uyarınca, Cumhurbaşkanı hakkında bir suç işlediği iddiasıyla soruşturma açılabilmesi ve Yüce Divan yargılamasının yolunun açılabilmesi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin çok yüksek nitelikli çoğunluk kararlarıyla (üye tamsayısının salt çoğunluğunun teklifi ve üye tamsayısının üçte ikisinin kabul oyu) mümkün olabilmektedir. Bu yöntem, Cumhurbaşkanı’nın görev süresi tamamlandıktan sonra, bu süre içinde işlediği iddia edilen suçlar bakımından da aynı şekilde uygulanmaya devam edecektir.
Anayasa değişikliği teklifinin bu maddesiyle Anayasa’nın 106. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, Cumhurbaşkanı’nın “…seçildikten sonra bir veya daha fazla Cumhurbaşkanı yardımcısı atayabil(eceği)” öngörülmektedir. İlaveten, Cumhurbaşkanlığı makamının herhangi bir nedenle boşalması halinde veya Cumhurbaşkanı’nın hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde de, “…Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanlığına vekâlet eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır” hükmü getirilmektedir.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 4. maddesiyle, Anayasa’nın 77. maddesinin değiştirilmesi öngörülmekte ve bundan böyle Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Cumhurbaşkanlığı seçiminin beş yılda bir ve “…aynı günde…” yapılması öngörülmektedir.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 13. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 12.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa’nın 119. maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca, olağanüstü hal ilân yetkisi “Cumhurbaşkanı Başkanlığı’ndaki Bakanlar Kurulu”ndan alınarak, Cumhurbaşkanı’na bırakılmaktadır.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 19/D. maddesiyle, Anayasa’nın 146. maddesinde düzenlenen Anayasa Mahkemesi’nin üye sayısının, “Askerî Yargıtay” ve “Askerî Yüksek İdare Mahkemesi”nin kaldırılması ve buralardan Anayasa Mahkemesi’ne üye seçimine son verilmesi neticesinde, 17’den 15’e indirilmesi önerilmektedir.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 17. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 14.madde olarak kabul edilmiştir) Anayasa’nın 159. maddesinde düzenlenen “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu”nun adındaki “…Yüksek…” kelimesinin madde başlığından çıkarılması önerilmektedir. Bu düzenlemeye paralel olarak, Anayasa’nın farklı yerlerinde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na yapılan tüm atıfların da bu yeni isimlendirmeye uygun olarak düzeltilmesi öngörülmektedir.
DEĞİŞİKLİK: Anayasa değişikliği teklifinin 6. maddesiyle (Anayasa Komisyonu’nda 5.madde olarak kabul edilmiştir), Anayasa’nın 87. maddesinin değiştirilmesi teklif edilmekte ve “…Bakanlar Kurulunu ve Bakanları denetlemek…” görev ve yetkisinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin görev ve yetkileri arasından çıkarılması öngörülmektedir.
Yukarıda ki maddelerden de anlaşılacağı gibi toplumun ihtiyaçlarını karşılamak noktasında bir ana yasa değişikliği yerine yönetenin elini güçlendiren bir değişiklik çokta cazip gelmiyor.
Topluma terör,işsizlik,ekonomik kriz gibi sıkıntıların bitmesi için tek adamda yetkinin toplanması gereği propagandası cazip gelmiyor.14 senedir ülkeyi tek başına yönetirken ve her yetki elinizdeyken neden yapamadınız sorusu vatandaşla evet kampanyası yapanlar arasında yer yer kavga boyutunda tartışmalara sebep oluyor.
ANTALYA SEÇMEN PROFİLİ ETKİSİ
Antalya belki de ağırlıklı siyasi görüşü mecliste yer almayan tek şehir.
Antalya’nın seçmen profili merkez sağ ve Demokrat Parti kimlikli bir kitle,yani Konya’da AKP’ye oy verenlerle Antalya’da oy verenleri aynı göremezsiniz.
Örneğin bu kitle kimi zaman AKP’yi,kimi zaman CHP’yi Antalya’da birinci parti çıkarır.Antalya seçmenini Cumhuriyetin kazanımlarına sahip çıkan,çağdaş,demokrat bir kitle olarak nitelemek doğrudur.Bu seçmen kitlesi denizine de girer,alkolde kullanır yerine göre ibadetini de yapar,yani bağnaz bir anlayışı yoktur.
16 Nisan referandumunda Türkiye’de sonuç belki de küçük farklarla ortaya çıkacakken,Antalya’da Hayır oylarının önde olduğu aşikar.