Derine vur!
Vur birkez daha!
İtip kakala, parçala bu yüreği!
Bu eza da neyin nesi uçları körelmiş oklarla?
Neyi dikizliyorsun yine yorgun düşmedin mi insana verdiğin ezadan,
Eziyet etmekten haz alan tanrı şimşeği gözlerle?
Öldürmek değil istediğin, yalnızca zulüm, zulüm!
Maksadın ne – beni üzmek mi?
Sen, eziyet etmekten haz(zevk) alan meçhul tanrı…
Kim ısıtır beni bir daha, kim sever?
Gizlice sokuluyorsun, sürüne sürüne böylesi bir gece yarısında.
Nedir istediğin?
Oyuncu : (Kendi kendine konuşur.)
Tanrı her istediğimizi duyuyorsa bu kıskançlık ve ihtiras niye?
İnsanlığın yüz karası olacak senin bu düşünüşlerin…
(Güler )
Haha!
Gizlice sokuluyorsun, sürüne sürüne böylesi bir gece yarısında…
Nedir istediğin?
(Ses yükselir…)
Nedir istediğin?
–Ağlamaklı bir yakarıdan daha çok anlatımsal olmalı —
Konuş!
İtip kakıyorsun beni, sıkıp sıkıştırıyor.
Ha! yakınsın hemde çok!
Duyuyorsun soluğumu, kulak misafiri oluyorsun yüreğime…
(Seslenerek)
Sen ey kıskanç! Hal bu iken bende; bu kıskançlık niye?
(Sorgulatma ile)
Niye? Niye?…
Friedrich (Wilhelm) NİETZSCHE