MASAK, Yıldırım’ın oğullarına uygulanan off-shore’u, ‘gelirin yasadışı faaliyetlerden elde edildiğinin gizlenmesi’ olarak kabul ediyor
Bir Gün gazetesinden Nurcan Gökdemir’in yaptığı haberde Masak Raporlarına göre Binali Yıldırım’ın aile şirketlerinin Paradise Papers belgelerinde bulunması para aklama yöntemi olarak gösteriliyor.
Haber şöyle;
Başbakan Binali Yıldırım, oğullarının Malta’da kurulu şirketlerinin olmasını “Denizcilik şirketleri için normal işlem” olarak yorumlasa da Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu da (MASAK) off-shore bankacılık sistemini ‘para aklama’ yöntemleri arasında sayıyor.
MASAK’ın resmi internet sitesinde ‘Aklama Yöntemleri’ başlığı altında yer alan yazıda, aklamanın genel amacı, “Yasal olmayan faaliyetlerden elde edilen gelirlerin yasal olarak elde edilmiş gibi mali sisteme sokulması, bir başka deyişle bu gelirlerin yasadışı faaliyetlerden elde edildiğinin gizlenmesidir” olarak ifade ediliyor.
MASAK’ın yazısında, ‘off-shore’ yöntemiyle ilgili olarak da şu bilgiler yer alıyor: “Ülke dışından sağlanan fonların yine ülke dışında kullandırılmasını amaçlayan ve ülkede bankacılık sektörü için düzenlenmiş her türlü yasa ve yönetmeliklerin dışında kalan bir tür bankacılık, dıştan dışa bankacılık, bir tür serbest bölge bankacılığı olarak ifade edilebilir. Özel bir banka olmayıp, temel olarak diğer bankalar gibi mevduat toplamakta, kredi vermekte ve güvene dayalı işlemler yapmaktadır.”
‘İyi sır saklarlar’
Bu bankaları diğer bankalardan ayıran özelliklere ilişkin şu bilgiler veriliyor:
» Kıyı bankaları bulundukları ülkede geçerli olan para birimi dışındaki bir para birimiyle işlem yapar. Yerleşik olmayan kişiler ve kurumlarla işlem yapar.
» Genellikle yurtiçi finans piyasasının tabi olduğu yasaların sınırlamaların ve kontrollerin çoğundan muaftır. Çok sıkı biçimde sır saklama ilkesi uygulanır.
» Faiz oranlarının belirlenmesinde serbestlik söz konusudur. Dolaysız vergi olarak alınan gelir ve kurumlar vergisi kaldırılır veya çok düşük seviyelere çekilir.
Vergi cenneti olarak isimlendirilen bu ülkelerin “Gizlilik, politik istikrar, vergilendirmenin sıfır ya da sıfıra yakın olması, sermaye hareketlerinde tam serbesti, gelişmiş ülkelere yakınlık, telekomünikasyon, ulaşım olanaklarına sahip olması” gibi özellikleri nedeniyle müşterileri için cazip olduğu belirtiliyor.
Nasıl aklanıyor?
MASAK’a göre off-shore yöntemiyle suç gelirleri özetle şöyle aklanıyor: “Para aklama bu ülkelerde özellikle bankalar veya paravan şirketler aracılığı ile oluyor. Bankalar suçlular tarafından kurulabileceği gibi işbirlikçileri tarafından da kurulabilir. Merkezlerde kurulan bankalar ve paravan şirketlerin ortaklık yapıları hakkında bilgi edinilemiyor, dolayısıyla bunlar gerçek sahiplerinin bilinmediği şirketler. Çünkü bu ülkelerde sıkı bir sır saklama yükümlülüğü olup mahkeme kararı veya hükümet izni olmadan, bilgi verenlere ağır cezalar verilebiliyor.”
Ortaklar öğrenilemiyor
Yıldırım’ın oğullarında olduğu gibi paravan şirket kurarak gelir aklama yöntemine ilişkin yer alan bilgilerse şöyle:
“Bu şirketler herhangi bir ticaret veya imalat faaliyetinde bulunmayan ve genellikle sınır-ötesi merkezlerde kurulan şirketler.
Göstermelik şirketlerde de aklama amacı olmakla birlikte yasal bir faaliyet ve bir işyeri söz konusu. Oysa bu şirketler sadece kağıt üzerinde var ve bunların kurulmasındaki amaç, ayrıştırma aşamasında fon transferlerinin bu şirketler üzerinden geçirilmesi suretiyle inceleme ve denetim anında iz sürmeyi zorlaştırmak. Sır saklama yükümlülükleri dolayısıyla ortaklarının dahi öğrenilmesinin mümkün olmadığı bu şirketleri diğerlerinden ayırmak güç.”
Aklama işi yapanların bu tipten birçok şirkete sahip olabildiği ve izleri fazla karışık hale getirmek için fonları bir şirketten diğerine aktardıkları bildirildi.