Bilal Erdoğan, doktorasını tamamlamak üzere kaydını yeniden yaptırıp, Ekim ayında eğitim görmeye başladığı John Hopkins Üniversitesi’nin Bologna yerleşkesinde Corriere della Sera gazetesinin muhabiri Viviana Mazza’nın sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın, Rusya’nın ‘Erdoğan ailesi Suriye ve Irak’taki IŞİD bölgesinden yasadışı petrol kaçakçılığı yapıyor’ iddialarını yalanladığını aktaran haberde, “Rusya Savunma Bakanlığı geçtiğimiz hafta Erdoğan ailesinin yasadışı petrol ticareti yaptığına dair kanıtları olduğunu söylemiş, bu iddialar ise Türkiye tarafından yalanlanmıştı. Son olarak Bilal Erdoğan da konuyla ilgili açıklama yaparak iddiaları reddetti.” açıklaması yapılıyor.
Corriere della Sera gazetesine açıklama yapan Bilal Erdoğan, “Biz İstanbul’da ofisler inşaa ediyoruz. Akdeniz’de, Suriye ya da Irak’ta iş yapmıyoruz” diyerek, Rusya tarafından sorgulanan kendi iş ortaklıklarıyla ilgili açıklamalar yaptı.
“IŞİD İSLAM’I TEMSİL ETMİYOR”
Bilal Erdoğan, “IŞİD benim ülkem için büyük bir düşmandır, rezilliktir. Benim inandığım dini kötü göstermektedir. Onlar İslam’ı temsil etmiyor, ben de onları Müslüman olarak görmüyorum” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dört çocuğundan biri olan Bilal Erdoğan’ın nakliyat ve gemicilik işleriyle uğraştığı ve hem kendi şirketi bünyesinde, hem de ortak şirketleriyle beraber pek çok petrol tankerini kontrol altında tuttuğu biliniyor.
“KARGO GEMİSİ PETROL TAŞIMAK İÇİN KULLANILAMAZ”
Nakliyat şirketleri olduğunu yalanlayan Bilal Erdoğan, şirketin bir Rus müşterileri için ‘nehir tankları’ inşaa ettiklerini açıklayarak, abisi Burak Erdoğan’ın IŞİD tarafından kontrol edilen bölgelerden petrol aldığı iddialarını da reddetti. “Onun bir kargo gemisi var, ama petrol taşımak için kullanılamaz” şeklinde yanıt verdi.
KOÇ AİLESİNE SUÇLAMA
Bilal Erdoğan, “Türkiye Kürt petrolünü satıyor. Bilinçsizce IŞİD’in petrolünü de satıyor olamaz mı?” sorusuna ise şöyle yanıt verdi: “Türkiye Kürt petrolünü satıyor, bu doğru. Ancak Rusya’nın gösterdiği haritada Suriyeli Kürtler, IŞİD petrolünü Koç ailesinin sahibi olduğu Tüpraş rafinerisine ulaştırıyorlar gibi görünüyor. Koç ailesi, sadece belgelenmiş kaynaklardan petrol aldıklarını söylüyor. IŞİD’le çalışıp çalışmadıklarını onlara sorun, o rafineri hükümetin değil.”
“IŞİD’İN PETROLÜNÜ ESAD KULLANIYOR”
“IŞİD petrolünden çıkar sağlayan biri varsa o da Esad’tır, eğer IŞİD petrolünün izini sürersiniz karşınıza o çıkar” açıklamasını yapan Bilal Erdoğan, Türkiye’nin neden sınırını kapatmadığına ilişkin olarak, “Petrol trafiği, o bölgenin daima bir özelliği olmuştur, çünkü Türkiye’de Suriye’dekinden daha pahalı. Petrolün, katırlar ve küçük borularla geçmesine müsaade ediliyor. Ancak son 3 yılda Türkiye bu konuda daha sert oldu, çünkü IŞİD’in petrolle zengin olmasını istemiyoruz. 900 kilometrelik sınırımız var, Türkiye elinden gelenin en iyisini yapıyor, ama bu çok zor. Bir tampon bölge oluşturulması talebinde bulunmuştuk: böylece sınırın kontrol edilmesi ve göçmenlerin kabulü daha kolay olurdu. Ne yazık ki bu konuda bizi dinlemediler” diye konuştu.
Şam daha önce Esad’a düşman olan Türk hükümetini, IŞİD’li direnişçilerin Suriye’nin kuzeyinden kaçakçılıık yapılmasına göz yumduğu gerekçesiyle suçlamıştı.
YPG’ye bağlı Suriyeli Kürtlerin, ABD’nin önde gelen müttefikleri arasında yer aldığı hatırlatılan Bilal Erdoğan, “Burada büyük bir sorun var. Terörist bir grup, bir diğer terörist grupla mücadele etmen için sana yardım ediyorsa, sonra ne olacak? Bu terörist grubun, eski metotları terk edip, barışçıl aktivist bir gruba mı dönüşeceğini düşünüyorsun?” diye konuştu.
“RUSYA BİZİM PARTNERİMİZ”
Rusya’nın Suriye’de uçuşa yasak bölgeye de karşı olduğu hatırlatılan Bilal Erdoğan, “Kim bilir neden. Rusya ile Türkiye arasındaki düşmanlığın pozitif bir şey olduğunu düşündüğüm izlenimi vermek istemiyorum. Rusya’yla çok uzun zamandır yakınız ve bizim partnerimiz, bu sorunun çözülmesi gerektiğine inanıyorum, ama herkes kendi çıkarını dikkate alırsa bu çözüm getirmez. Diyalog kanallarını kapatırsanız hiçbir şey düzelmez. Rus jetinin düşürülmesiyle yaşananlar üzücü, ama gerçek sorunlara konsantre olmalıyız, yani IŞİD ve Suriye’nin geleceği” diye konuştu.
“NATO’NUN HABERİ OLURDU…”
Muhabirin, “Rusya Türkiye’yi açıkça suçladı, birçokları Türkiye’nin IŞİD’den çok Kürtlere karşı çok sert olduğunu düşünüyor” sözleri üzerine Bilal Erdoğan, şunları kaydetti: “Doktoramı uluslararası ilişkiler üzerine yapıyorum, ülkemin temsilcisi sıfatıyla değil, öğrenci kimliğimle konuşuyorum. İki hafta öncesine kadar Rusya ile iyi müttefiklerdik. Rusya IŞİD’e karşı bu kadar aktifse, neden bizi daha önce suçlamadılar? Şimdi birden bire Türkiye’yi IŞİD yanlısı olmakla suçluyorlar. Biz NATO ülkesiyiz, Türkiye IŞİD’e yardım etmiş olsaydı, NATO’nun bundan haberi olmayacağını düşünebilir misiniz? Bölgede yaptığımız her şey, partnerlerimiz ve müttefiklerimizle koordinasyon içinde oluyor. Oysa Rusya’nın ne yaptığını bilmiyoruz ve IŞİD’i vurmaya zorunlu değil gibi davranıyor.”
“HERKESİN KENDİ TERÖRİSTİ VAR”
Bilal Erdoğan, Kürtlerin güç kazanmasını istemediği için Türkiye’nin daha fazla şey yapmadığı iddialarına ise, “Büyük terörist gruplara karşı biz mücadele veriyoruz, sizin teröristler doğru, bizimkiler değil görüşü doğru değil. Bu nedenle teröre karşı savaşı kaybettik, çünkü herkesin kendi teröristi var. Türkiye, terörizmin sadece dini değil, aynı zamanda milliyetçi olduğunu da söylüyor. Son 20-30 yılda binlerce kişi öldü. Bu gruplarla yürütülen stratejiler, sefil bir şekilde iflas etti. Ne yazık ki Kürt siyasetçiler ve dağdaki milisler, silahları bırakacak ortak bir zemin bulamadılar” diye yanıt verdi.
“GÜLEN GRUBU BİZDEN FARKLIYDI”
Muhabirin, “Petrol bir yana, 2013 yılında İstanbul Savcılığınca, TÜRGEV Vakfı için rüşvet karşılığında uygun fiyata arazi almakla suçlandınız” sözleri üzerine Bilal Erdoğan, “Nihayetinde bu suçlamalara ilişkin atanan yeni savcıya ifade verdim. Bu yolsuzluk operasyonlarında kimse hapse girmedi. Gülen grubunun bir komplosu, bir darbe girişimiydi. Bizi suçlayanlara karşı dava açtık, 1,500 sayfalık bir soruşturma: ilk duruşması da Ocak ayında yapılacak” diye konuştu.
Muhabirin, “Bu çatışma öncesi, Gülen ve babanız, işbirliği yapan iki arkadaştı. Babanızın oy elde etmesinde Gülen’in yardımları oldu ve bunun karşılığında yargı ve emniyete kendi adamlarını yerleştirdi” ifadeleri üzerine Bilal Erdoğan, “Aynen. 1990′larda liseye devam ederken babam Refah Partisi’ne üyeydi ve İstanbul belediye başkanıydı. Siyasi İslam hareketinden geliyorduk ve doğal olarak bu insanları tanıyorduk. Onların metodu, yaklaşımları bizimkinden farklıydı. Refah Partisi daha tutucu ve kökeni, tarihi, kültürü ve geleneğiyle, Türkiye’nin daha tutucu ve barış içinde bir ülke olmasını istiyordu. Onlar ise, başka bir yüz göstermek, asla İslam dünyasının temsilcisi olarak görünmek istemiyorlardı. Onların yeterince şeffaf olmadığını düşünüyorduk. Sonra ustaca adalet ve polis sistemine sızdılar. İtalya’daki P2 gibi, ama bunu 100 ile çarpmak lazım” açıklamasını yaptı.
“İSVİÇRE’DE HESABIMIZI YOK”
“Wikileaks’e göre, ailenizin 2010 yılında İsviçre’de 8 hesabı vardı. Babanız buna ilişkin, düğününüzde size verilen hediyeler ve siz ve kardeşlerinizin eğitimi için bir işadamının yaptığı bağış yönünde açıklama yapmıştı” denilen Bilal Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu doğru değil. İsviçre’de hesabımız yok, babam bunları söylemedi. ABD büyükelçiliğindeki görevliler bazı kişilerle görüştüler, ama bunların temeli yok. Her şeyi karıştırıyorlar. Düğüne gelince; Türkiye’de düğünlerde geleneksel olarak gelinlere küçük bir altın hediye edilir ve gelinliğin yakasına iliştirilir. Ben ve kız kardeşlerimin yurt dışı eğitimleri için Türk yatırımcılarından eğitim bursu aldık.”
“ZENGİNLİĞİNİZ KAYNAĞI NE?”
Bilal Erdoğan, “Zenginliğinizin kaynağı nedir” sorusuna, “İki dayımın da ortak olduğu BMZ şirketinin dışında İstanbul’da 5 restoranım var” diye yanıt verdi. “2003′te düğününüze gelen Berlusconi tek devlet lideri miydi? O’nun, demokrasi adına geri adım attığı gerekçesiyle babanızı eleştirdiğini biliyor musunuz?” sorusu da yöneltilen Erdoğan, “Tek devlet lideri Berlusconi değildi, Arnavutluk Başbakanı da vardı. Kız kardeşimin düğününe ise Ürdün Kralı da katıldı. Berlusconi’nin bunu söylediğine inanmıyorum, babamı tanıyor. Bu gerçekse eğer, yazık. Açıkçası Türk siyasetini iyi okuyamayan bir yorum” şeklinde konuştu.
“GAZETECİLERİ TUTUKLAMAK YARGININ KONUSU”
“Yazdıkları nedeniyle Cumhuriyet gazetesinin gazetecilerini tutuklamak doğru mu?” diye sorulan Bilal Erdoğan, “Türk hükümetinin, IŞİD’e silah gönderdiğini yazdılar. Hangi ülkede böyle bir habere tolerans gösterilebileceğini bilmek isterim. Gazetecilerin tutuksuz yargılanmalarını tartışabiliriz, ama bunlar yargının karar vereceği teknik konulardır” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE DİKKATİM DAĞILIYOR”
Erdoğan, “Kimileri, İtalya’ya kaçtığınızı söylüyor. Ülkeniz saldırı altındayken burada bulunmanız garip değil mi?” yönündeki bir soruyu ise, “Ruslarla yaşanan olayları tahmin etmedim. Ülkemde olmak isterim, ama çok insani işim var ve Türkiye’de dikkatim dağılıyor. İki çocukla burada olmak kolay değil, ülkeye ve okullarına alışmaları gerek. Bütün bu suçlamalar zor kılsa da, burada konsantre olabiliyorum. Bu sabah Bologna’da bir avukatla görüştüm, çünkü Floransa’da birinin beni kara para akladığım için suçladığını gazeteden okudum” diye yanıtladı.
“KORUMALARIM OLMADAN BİR YERE GİDEMEM”
Bilal Erdoğan, “İtalyan’ın dışında Türk korumanız da mı var?” sorusuna da, “Her ikisi de var, çünkü İtalyanlardan talep ettiğimizde, bize belli derecede bir koruma sağladılar, ancak sonra Cumhurbaşkanlığı güvenlik servisi seviyeyi dengelemek istedi. Korumalar olmadan hiçbir yere gidemem. Eğitim için 2007′de buraya gelmeye başladığımdan beri bu ilk kez başıma geliyor”yanıtını verdi.
Kaynak: DHA – Reuters