Döviz kurundaki dalgalanmayı “büyük güçlerin oyunu” olarak yorumlayan Bilal Erdoğan, “Allah’ın izniyle üstesinden geleceğiz” dedi.
Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, “Aslında şu anda yaşadığımız 15 Temmuz’un yanında çok küçük bir şey. Allah’ın izniyle bunun üstesinden bizim ülkemiz gelecektir. Çünkü ekonomik temelleri sağlam olan bir ülke Türkiye. Kim ne derse desin, şunun bunun ne dediğine bakmadan biz ülkemize güvenmek zorundayız. Biz büyüyen bir ülkeyiz. Ciddi krizleri atlatmayı başarmış ve bu krizlere karşı ciddi dayanıklılık kazanmış bir ülkeyiz” dedi.
UNESCO Geleneksel Sporlar ve Oyunlar 4. Müşterek Danışma Toplantısı İstanbul’da gerçekleşti.
‘ALLAH’IN İZNİYLE ÜSTESİNDEN GELECEĞİZ’
Ataşehir’de bir otelde düzenlenen toplantıdaki konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilal Erdoğan, bir gazetecinin sorusuna şu yanıtı verdi:
“Bizim özgüvenle hareket eden bir ülke olmamız, kendi kararlarını kendisi veren bir ülke olmamız tabii ki birilerini rahatsız ediyor. Dünyanın tek renkliliğe doğru gitmesi, bunun bir zorbalıkla zorlanması; kültürel alanda yaşadığımız budur aslında. Bir spor endüstrisinden, müzik, sinema endüstrisinden bahsediyoruz. Bunun bir uzantısı, ekonomik alanda da yani ekonomik olarak bir ülke güçlendiği zaman, kendi kararlarını dış ilişkilerde kendisi vermeye soyunduğu zaman dünyada, rekabet var, siyasi nüfuz alanlarını genişletmeye çalışan büyük güçler var. Bunların oyunları başladığı zaman da ister istemez kalkıyorlar sabotaj girişimleriyle neler yapıyorlar.
İşte 15 Temmuz’u yaşadık. Aslında şu anda yaşadığımız 15 Temmuz’un yanında çok küçük bir şey. Allah’ın izniyle bunun üstesinden bizim ülkemiz gelecektir. Çünkü ekonomik temelleri sağlam olan bir ülke Türkiye. Kim ne derse desin, şunun bunun ne dediğine bakmadan biz ülkemize güvenmek zorundayız. Biz büyüyen bir ülkeyiz. Genç nüfusu olan, insan sermayesi güçlü olan bir ülkeyiz. Ciddi krizleri atlatmayı başarmış ve bu krizlere karşı ciddi dayanıklılık kazanmış bir ülkeyiz. Benim bunlarla ilgili bir endişem yok ama biz millet olarak, Malazgirt’te bizi zafere taşıyan, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda bizi zafere taşıyan o şuur… ‘İşte rakip benden güçlüymüş, karşıdaki benden büyükmüş’ ezikliğiyle hareket etmek değil, ‘benim özgürlüğüm, benim inancım, benim birliğim hepsinden önemli’. Biz yeter ki bu kutsal ruhu yaşatalım. Bunu yaşatırsak, Allah’ın izniyle hem bölgemizde huzuru hakim kılabiliriz, hem de bu tür sabotaj girişimlerini, global zorbalıkların karşısında güçlü durmuş oluruz.”