Mehmet Y. Yılmaz, hiçbir hakaret ifadesi bulunmayan yazılarında, Binali Yıldırım’ın İDO Genel Müdürlüğü’nden milletvekilliği, bakanlık, TBMM Başkanlığı ve Başbakanlığa uzanan çalışma hayatının kamuda geçtiği belirtilerek, kendisinin ve armatörlük de yapan çocuklarının servetlerindeki artışın kaynağını sordu.
3628 Sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzlukla Mücadele Kanunu uyarınca “servet beyanı” gerektiren Yıldırım’ın kamudaki görevlerinin hatırlatıldığı yazılar ve savcılığın talebi, iddianameye şöyle yansıdı:
1) 14/ 06/2019 tarihinde kaleme aldığı “Binali Bey, sırrını ver, oyumu al!” başlığı altında yayımlanan haberde “Binali Bey’in çocukların bugün 17 şirketi 28 gemisi, iki adet de süper yatı var… Binali Bey’e kızgınlığımın nedeni bencil bir kişi olması… O günden sonra milletvekili seçilene kadar hep kamuda çalıştı. Bir belediye yatırımı olan İDO’da genel müdürlük de yaptı. Sonra da milletvekili oldu, bakan oldu, başbakan oldu. Yani neresinden baksanız sermaye biriktirecek bir işte çalışmadı. Ancak herkesten farklı olarak bildiği bir şey vardı ki onu çocuklarına öğretti. Çocukların bugün 17 şirketi 28 gemisi, iki adet de süper yatı var. Binali Bey, bu işin sırrı nedir? Benim 28 gemide gözüm yok vallahi, bir “bonzai tekne” alabileceğim kadar sır verseniz işimi görür… Küçük tasarruflarınızı gemi alabilecek hale getirirken hangi faizsiz bankacılık işlemlerini yaptınız? Sukuk piyasasında gelecek var mı?”
2) 06/09/2019 tarihinde “Binali Bey’e “özgül ağırlığına uygun” görev önerim” başlığı altında yayımlanan haberde “Bakın Yıldırım ailesinin çocuklarına, maşallah her biri Harvard’da örnek olay olarak okutulacak kadar başarılılar. Geliri sınırlı bir memur ailesinin çocukları, bugün ülkenin sayılı armatörleri arasındalar. İnternette bakıyorum – Allah nazardan saklasın, yollarını açık etsin – gemileri dünya denizlerinde adeta fink atıyor. Bu çocukları kim yetiştirdi? Binali Bey ve eşi. Gerçi Binali Bey, bu işin sırrını kimseler ile paylaşmaya niyetli görünmüyor ama Reis emrederse, eminim akan sular duracaktır. Binali Bey için makam önerim şu: Genç Girişimciler Bakanlığı. Böylece sınırlı bütçelere sahip ailelerin çocuklarının da dünya gözüyle üç kuruş para görmelerinin yolunu açabiliriz…”
3) 24/07/2019 tarihinde “Haydi Binali Bey, Ak Gençlik de bekliyor!” başlıklı haberde; “Bir gemi almak için aile birikimleri nasıl kullanılır? Aile, o parayı memur maaşıyla biriktirmek için hangi “on altın kuralı” uygulamalıdır? Bir gemi sonra iki gemi nasıl yapılır? İki geminin dört gemiye, dördün 16’ya çıkması için atılması gereken kritik adım, hangi noktada atılmalıdır?”
4) 11/09/2019 tarihinde “Bence de Erdoğan, Binali Bey’i kıskanır” başlıklı yazısında “Erdoğan’ın büyük mahdumu ancak “gemicik” diye tanımlanabilen gemiler alabilirken, Binali Bey’in çocukları maşallah rakip ülkeleri kıskandıracak bir deniz filosunun sahibi oldular” şeklinde ifadelere yer verdiği,
Şüphelinin alınan ifadesinde özetle yukarıda belirtilen yazıları internet haber sitesinde kendisinin yazdığını, seçim öncesinde televizyon tartışmasında adaylardan biri olan Binali Yıldırım’ın; “Benim ve çocuklarımın serveti şeffaftır, benim ve çocuklarımın servetini herkes inceleyebilir” anlamındaki sözleri üzerine kamuoyunun merak ettiği bir soruyu sorduğunu, tamamen gazetecilik merakları ile sorulmuş bir soru oluğunu beyan ettiği,
Müşteki Binali Yıldırım’ın daha önce Bakanlık ve Başbakanlık yaptığı, halen de milletvekili olduğu, şüphelinin yukarıda belirtilen ve internet sitesinde yayınlanan haberlerinde kullandığı ifadelerin basın ve düşüne özgürlüğü sınırlarını aştığı ve hakaret boyutuna ulaştığı, şüphelinin söz konusu haber yazılarında, müşteki ve ailesinin servetinin haksız kazanca dayalı olduğunu ve yolsuzluk yaptığını ima ettiği, bu durumun müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte ve müştekiyi küçük düşürmeye yönelik olduğu,