Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım ve yönetici İlhan Ekşioğlu’nun yanı sıra Olgun Peker, Abdullah Başak, Ahmet Çelebi, Selim Kımıl hakim karşısına çıkıyor. Trabzonspor Kulübü ise davaya müdahil olarak katılıyor.
Özellikle,İbrahim Hacıosmanoğlu’nun Trabzon spor Başkanı olduktan sonra,şike yapıldığı iddia edilen sezonla ilgili şampiyonluğun kendilerine verilmesi ısrarı bu davayı ve tarafları uzlaşmaz bir noktaya getirdi.
Türk futbolunun içine sürüklendiği kaos,bir türlü sonuca bağlanamayan şike davasının yarattığı provakatif ortam,Fener bahçe Kulübüne silahlı saldırı olarak yansıdı.
Burada bir başka parantez açmakta fayda var,son günlerde ardı ardına yaşanan silahlı saldırılarla ülkeyi geren bir el,Araklı yolunda,şoförü hedef alarak,Fener Bahçe takım otobüsünün şarampole yuvarlanıp,tam bir katliam olmasını sağlama çabasına girmiş olabilir.
Dikkati çeken bir başka ayrıntı ise,Valinin taşmış açıklaması oldu.Uzun süre taş ısrarında bulunan Vali,pompalı tüfekmiş dedi.Vali, saldırıda terör bağlantısı olup olmadığının sorulması üzerine de, “Şu andaki bulgularla bunu söylemek çok doğru değil. Av tüfeği ile yerel bir saldırı olma ihtimali yüksek. Ama yine de bu tür ihtimalleri de gözden uzak tutmamak gerekiyor” diye konuştu.
‘Ligler ertelensin’
Fenerbahçe yönetimi bugün olağanüstü toplanıyor. Kulüp resmi internet sitesinden yaptığı açıklamayla, otobüse yapılan saldırı sonrası liglerin ertelenmesini talep etti. Açıklama özetle şöyle: “Bu üstü örtülecek basit bir taraftar olayı değil, Fenerbahçe’ye yönelik organize ve tasarlanmış silahlı saldırı ve suikast girişimidir. Fenerbahçe olarak düşüncemiz bu karanlık eylem aydınlatılana ve Fenerbahçe kamuoyu vicdanı tatmin edilene kadar liglerin ertelenmesinin kaçınılmaz olduğudur. Tüm Fenerbahçe camiasını itidale davet etmekle beraber, bu konuyla ilgili ayrıntılı ve kapsamlı karar ve açıklamalarımızı pazartesi günü (bugün) yapacağımız olağanüstü yönetim kurulu toplantı sonrası kamuoyuyla paylaşacağımızı deklare ederiz.”
Önemli toplantı
Fenerbahçe’ye yapılan silahlı saldırının ardından Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, TFF Başkanı Yıldırım Demirören ve Kulüpler Birliği Başkanı Göksel Gümüşdağ arasında yoğun bir telefon trafiği yaşandı ve radikal bir karar alındı. Buna göre ligdeki 18 kulübün oluşturduğu Kulüpler Birliği bugün İstanbul’da olağanüstü bir toplantı yaparak, artık silahlı saldırı boyutuna gelen fanatizme karşı alınacak önlemleri masaya yatıracak. İlk olarak saat 13.00’te Bakan Kılıç, Demirören ve Gümüşdağ’yla bir araya gelecek. Saat 14.00’te de Kulüpler Birliği toplantısı başlayacak.
Araçtan pompalı iddiası
Öte yandan, Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse Sürmene ilçe girişindeki viyadük üzerinde karşı yönden gelen bir araç içerisinden bir kişinin pompalı tüfekle ateş ettiğinin belirlendiği iddia edildi. Saldırı anının da Fenerbahçe otobüsünü takip eden polis aracında kayıtta bulunan polis kamerası tarafından görüntülendiği belirtildi. Araç plakası henüz belirlenemezken, olayın zanlılarının yakalanması için çalışmaların sürdüğü belirtildi.
‘Sorumlu AKP’dir’
CHP Trabzon Milletvekili 1. Sıra Adayı, Balyoz davası avukatlarından Haluk Pekşen, saldırının sorumlusu ve icracısı olarak AKP iktidarını gösterdi. Pekşen, ‘’Uzun zamandır toplumsal çatışmalar ve iç kalkışmalar bizzat siyasal iktidar tarafından tetiklendiği artık tüm halkımızca bilinen bir durumdur. AKP iktidarının hesap vermekten kaçınma arayışı giderek demokratik kuralların işletilmesinden de kaçınma çabasına dönüşmüştür’’ diyerek AKP iktidarını suçladı.
Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüsün şoförü Ufuk Kıran, tedavi gördüğü Karadeniz Teknik Üniversitesi Farabi Hastanesi’nde kendine geldi. Solunum cihazından çıkarılan ve bilinci açık olan Kıran, gözlerini açar açmaz kızını sordu. İki çocuk babası olan Kıran’ın ilk sözlerinin, “Kızım nerede? Kızımı göreyim” olduğu öğrenildi.
ŞİKE DAVASI BAŞLANGICI İLE İLGİLİ HAFIZA TAZELEMESİ YAPMAK İÇİN,OLAYIN EN BAŞINDAN İTİBAREN GELİNEN SÜREÇ…
3 Temmuz 2011 tarihinde yapılan operasyonla davanın duyulması ülkede tam bir şok etkisi yaratırken dönemin Türkiye Futbol Federasyonu başkanı Mehmet Ali Aydınlar, süreci yakından takip ettiklerini ve bu davanın sportif yargılamasını yapacaklarını açıkladı. 6 Temmuz 2011 tarihinde savcılıkla görüşen Mehmet Ali Aydınlar “Durum vahim gözüküyor.” açıklamasını yaptı.[6] Aynı günün akşamı İstanbul Emniyet Müdürlüğü soruşturmayla ilgili bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada 2010-11 sezonunda Spor Toto Süper Lig ve TFF 1.Lig’de oynanan toplam 19 maçta şike ve teşvik primi faaliyetlerinin gerçekleştirildiğinin tespit edildiği ve delillendirildiği bildirildi.[7]
Süreç ilerledikçe tutuklamalar arttı. Çok fazla sayıda spekülasyon yapılmakla birlikte, pek çok spor kulübü çeşitli açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe taraftarı, 10 Temmuz 2011 tarihinde Bağdat Caddesi’nde yaklaşık 400 bin kişiyle yürüyüş yaptı ve polisle karşı karşıya geldi.[8] TFF başkanı Mehmet Ali Aydınlar, 11 Temmuz 2011 tarihinde “Süper Lig, plandığı gibi 5 Ağustos’ta başlayacaktır.” açıklamasını yaptı.[9] Bu açıklamanın üzerine Galatasaray Spor Kulübü “Bu ateş üfleyerek sönmez, çözüm zamana yayılamaz” başlıklı sert bir açıklama yayınlayarak TFF’nin derhal karar alması gerektiğini açıkladı.[10] Ancak kulüplerin baskıları, UEFA ile temaslar, davanın ülkede yarattığı büyük sansasyon ve TFF’nin henüz bir karar alamaması sebebiyle Türkiye Futbol Federasyonu, 25 Temmuz 2011 tarihinde Süper Lig’in 9 Eylül 2011 tarihinde başlamasına ve Fenerbahçe ve Beşiktaş arasında oynanması gereken Süper Kupa maçının iptal edilmesine karar verdi.[11] Ülkede tam bir kaos hakimken Türk futbolunun içinde bulunduğu bu kaostan nasıl çıkacağı çok belirsizleşmişti.
15 Ağustos 2011 tarihinde TFF’nin şike davası ile ilgili ilk kararı şu şekildeydi:
“Soruşturmada şu an için gizlilik kararı olduğundan dolayı soruşturmayı yürüten savcı TFF’ye hiçbir belge ve bilgi vermemiştir. TFF hiçbir belge ve bilgi göremediğinden soruşturma başlatamamaktadır ve de savunma alamamaktadır. Savunma alınmadan ceza verilemez. Bu nedenle TFF dosyadaki gizlilik kararının kalkmasını bekleyecektir. Dosyadaki gizlilik kararı savcının iddianamesinin mahkemece kabulünden sonra kalkacağından TFF iddianamenin kabulünü bekleyecektir.”
TFF, iddianame kabul olduktan sonra adı geçen kişiler ile kulüplerden savunma alınacağını ve kendi disiplin yargılamasını yapacağını kamuoyuna açıkladı. Buna rağmen soruşturmada adı geçen belli başlı kişileri PFDK’ya sevk ettiğini de duyurdu.[12] Galatasaray ve Trabzonspor kulüpleri başta olmak üzere birkaç spor kulübü kararı protesto eden açıklamalar yaptılar.[13][14]
Bu sırada soruşturmanın tam merkezinde bulunan, hakkında çok büyük şike ve teşvik suçlaması bulunan, başkanı ve pek çok kıdemli yöneticisi tutuklu bulunan Fenerbahçe, 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına katılmak üzereydi. UEFA, 25 Ağustos 2011 tarihinde yapılacak bu kura çekimine Fenerbahçe’nin katılmasını istemiyordu. UEFA, 22 Ağustos 2011 tarihinde dönemin UEFA baş hukuk müşaviri Pierre Cornu’yu İstanbul’a göndererek süreç hakkında rapor istedi. Pierre Cornu, TFF yöneticileri ile yemek yedi, soruşturmayı yürüten savcı ile bir görüşme yaptı ve UEFA’ya bir rapor sundu. Bu raporda Fenerbahçe’nin kuvvetli suç şüphesine sahip olduğu, kulübün başkanının şike suçlamasıyla tutuklu olduğu ve Fenerbahçe’nin bu sezon UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılmasının mümkün olmayacağı yazmaktaydı. Bu rapor üzerine 23 Ağustos 2011 tarihinde UEFA, Fenerbahçe’nin turnuvadan çekilmesini, eğer kulüp bunu kabul etmezse TFF’nin kulübü şampiyonaya göndermemesini istediğini bir mektup ile TFF’ye iletti. Eğer bu iki yoldan birisi yapılmaz ve Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi kuralarına gönderilirse UEFA tarafından Türkiye Futbol Federasyonu hakkında soruşturma başlatılabileceği bilgisi mektupta belirtildi. TFF, durumu hemen Fenerbahçe’ye bildirmesine karşın, Fenerbahçe kuraya 2 gün kalmışken böylesine önemli bir konuda bu kadar kısıtlı sürede karar alamayacağını, TFF’nin 15 Ağustos 2011’deki kararlarına uygun davranacağını ve UEFA Şampiyonlar Ligi’ne katılacağını TFF’ye belirtti. TFF, bunun üzerine UEFA’nın açabileceği soruşturmayı göz önünde bulundururak UEFA’nın önerdiği 2. şıkkı yerine getirmiş ve Fenerbahçe’yi 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi gruplarına katılmaktan men etmiştir.[15]
Bu karar üzerine derhal toplanan UEFA Acil Durum Heyeti, (UEFA Başkanı ve 4 yönetim kurulu üyesinden oluşmaktadır) kura çekiminden çıkarılan Fenerbahçe yerine 2010-11 Spor Toto Süper Lig’ini 2. bitiren Trabzonspor’u 2011-12 UEFA Şampiyonlar Ligi grup kurasına dahil etti. Bir Türk takımının yerine turnuvaya bir Türk takımını alarak katılım parasının Türkiye’ye gitmesini istediklerini ve Türkiye’ye iyilik yaptıklarını belirten UEFA, bu hızlı ve cesur kararı için TFF’ye teşekkür ederken, TFF’nin yozlaşmaya ve şikeye karşı dik durduğunu savundu.[16]
Bu karar için önce TFF Tahkim Kurulu’na itirazda bulunan Fenerbahçe’nin itirazı reddedildi.[17] Daha sonra Uluslararası Spor Tahkim Mahkemesi’ne (CAS) bir başvuru yapan Fenerbahçe, turnuvaya yeniden katılma talebini iletti. Bu talep kuralar çekildiği, UEFA Şampiyonlar Ligi’nin kurallarına ve prestijine zarar vereceği gerekçesiyle CAS tarafından reddedildi.[18] Fenerbahçe bunun üzerine hem UEFA’ya hem de TFF’ye karşı CAS nezdinde 45 milyon euroluk bir tazminat davası açtı. 18 Haziran 2012 tarihinde görüleceği açıklanan bu dava, daha sonra Fenerbahçe’nin bu davadan feragat etmesiyle düştü.[19]
Öte yandan soruşturmayı yürüten savcı Mehmet Berk iddianamesini hazırladı ve mahkemeye sundu, 9 Aralık 2011 tarihinde Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kabul ettiği bu iddianameden sonra dava resmen başladı, gizlilik kararı da kalktı.[20] TFF, en kısa sürede adaletli, infial yaratmayacak, kamuoyu vicdanını tatmin eden ve uluslararası normlara uygun kararlar almak istediğini duyurdu.[21] Bu bağlamda TFF, konu ile ilgili 26 Ocak 2012 tarihinde bir kongre yapılmasına ve tüm genel kurul üyelerinin konuya dair görüşlerinin alınmasına karar verdi.[22] TFF, bu olağanüstü genel kurul kararı ve dosyanın akıbeti hakkında UEFA ile fikir alışverişinde bulunmak için randevu talep etti. 19 Ocak 2012 tarihinde dönemin TFF yetkilileri, başkan Mehmet Ali Aydınlar’ın da katıldığı bir toplantıda UEFA yetkilileri ile görüştü.[23]
26 Ocak 2012 tarihinde Türkiye Futbol Federasyonu olağanüstü genel kurulu yapıldı. Kongrede “Haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların değiştirilip değiştirilmemesi” şeklinde bir oylama yapıldı. Yapılan oylama sonucunda, haklarında şike ve teşvik primi iddiası bulunan kulüplere uygulanması muhtemel yaptırımların, bir kereye mahsus olarak değiştirilmesi kabul edilmedi.[24] Bu kongre sonrası istifa edeceğini ima eden bir konuşma yapan Mehmet Ali Aydınlar, çeşitli baskılar ve kulüplerin istekleri yüzünden kongreden birkaç gün sonra 2 TFF yöneticisi ile birlikte istifa etti.[25]
Bunun üzerine TFF tüzüğü gereği olağanüstü kongreye gidildi ve Beşiktaş JK başkanlığından istifa edip aday olan Yıldırım Demirören TFF Başkanı seçildi.[26] TFF kurullarını tamamen değiştiren Yıldırım Demirören, derhal soruşturmasını başlattı. Belgeler ve bilgiler TFF Etik Kurulu’na gönderildi, TFF Etik Kurulu mütalaasını sundu.
Türkiye Futbol Federasyonu, 30 Nisan 2012 tarihinde “Futbol Disiplin ve Müsabaka Talimatlarında” değişiklik yaptı.[27] TFF Yönetim Kurulu, Futbol Disiplin Talimatının “Müsabaka sonucunu etkileme” maddesinde çeşitli değişiklikler yaparken aynı zamanda “Yaptırımın Ertelenmesi” adlı bir maddeyi de yürürlüğe koydu. Ardından davada adı geçen tüm kişi ve kulüpleri PFDK’ya sevk ettiğini, UEFA’nın istediği şekilde dosyayı tamamen disiplin kuruluna gönderdiğini açıkladı. Bu kararlar kamuoyunda TFF karşıtı ciddi tepkilere yol açtı. Galatasaray Spor Kulübü, TFF yönetimini “Şikeyi örtbas etmek” sebebiyle istifaya davet etti.[28] Binlerce Galatasaray taraftarı Taksim’de protesto yürüyüşü yaptı.[29] Kararın açıklandığı günün akşamı eski futbolcu ve hakem Erman Toroğlu bir televizyon programında cacık yapmış ve “Türk futbolunun hali budur, bir cacık olmaz” diyerek TFF yönetimini protesto etmiştir.[30] Aynı eylemi Bursaspor taraftarları bir lig maçından önce stadyum önünde cacık dağıtarak gerçekleştirmiştir.[31]
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, 6 Mayıs 2012 tarihinde Süper Lig dosyası hakkındaki kararlarını açıkladı.[32] “Müsabaka Sonucunu Etkileme” suçlamasıyla sevk olunan 16 Süper Lig kulübüne hiçbir ceza vermeyen PFDK, aynı nedenle sevk edilen 55 kişiden 45’ini suçsuz buldu. 2’si futbolcu 10 kişiye ise hak mahrumiyetleri ve müsabakalardan men cezaları verdi. Ceza alan kişiler itiraz ettiler, dosya TFF Tahkim Kurulu’na taşındı.
TFF Tahkim Kurulu, 4 Haziran 2012 tarihinde dosyayı karara bağladı. 7 kişinin cezalarını onayan kurul, hak mahrumiyeti alan bir kişinin cezasını müsabakalardan men olarak düzeltti. Diğer cezaları ise belirli oranlarda azalttı.[33]
Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, 20 Haziran 2012 tarihinde de TFF 1.Lig dosyasıyla ilgili kararları açıkladı. PFDK, gene sevk olunan 1 kulübü akladı.[34] Sevk edilmiş 8 kişi arasından ceza alan 3 kişi vardı. Bu kişilerin itirazı sonucu TFF Tahkim Kurulu, 19 Temmuz 2012 tarihinde bu dosyayı da karara bağladı. Kurul, 1 kişinin cezasını kaldırdı, diğer 2 kişinin cezasını onadı.[35]
Böylece sonuç olarak 3 Temmuz 2011 tarihinde patlak veren şike skandalı ile ilgili Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yapılan sportif yargılamanın neticesinde verilen tüm sportif cezalar şu şekildedir:
Spor Toto Süper Lig kararları[değiştir | kaynağı değiştir]
Mehmet Şekip Mosturoğlu – 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
İlhan Yüksel Ekşioğlu —– 3 yıl hak mahrumiyeti
Cemil Turhan —————– 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
İbrahim Akın —————— 2 yıl müsabakalardan men (Cezası bitti)
Ahmet Çelebi —————– 2 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Ümit Karan ——————– 2 yıl müsabakalardan men (Cezası bitti)
Serdar Kulbilge ————- 3 maç müsabakalardan men* (Cezası bitti)
Cengiz Demirel ————– 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Yavuz Ağırgöl —————- 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)
Mehmet Şen —————— 1 yıl hak mahrumiyeti (Cezası bitti)