Pakistanlı mülteci uzmanı Cavit Sıddıki, ülkesindeki terör olayları ve suçların önemli ölçüde yıllar önce kabul edilen mültecilerden kaynaklandığına dikkat çekerek Türkiye’ye tavsiyelerde bulundu. Sıddıki, mülteciler konusunda çok dikkatli ve sorumlu politikalar geliştirilmemesi halinde Türkiye’nin de istikrarsızlığa sürüklenerek “Pakistanlaşabileceği” uyarısında bulundu.
Pakistan’ın en çok satan ikinci gazetesi Nava-i Vakt’ın genel yayın editörlüğü görevini de yürüten Sıddıki, mülteci politikalarının çok ince elenip sık dokunarak geliştirilmesi gerektiğini vurguladı.
Siyasilerin mülteci sorununu her zaman seçim malzemesi olarak kullandığı uyarısında bulunan tecrübeli gazeteci, mültecilerin Türkiye’de kalıcı olmaması ve Birleşmiş Milletler’le daha aktif işbirliği yapılması gerektiğini kaydetti.
Sovyetler Birliği’nin 1979’da Afganistan’ı işgal etmesinden sonra milyonlarca mültecinin Pakistan’a geldiğini dile getiren Sıddıki, Pakistan’ın yaptığı hataları Türkiye’nin de tekrar etmemesi gerektiğini söyledi. İlk zamanlarda Pakistan dışından gelen yardımlarla mülteciler konusunda ekonomik sıkıntı çekilmediğini anlatan Sıddıki, ancak toplum düzeninin bozulduğunun yıllar sonra fark edildiğini dile getirdi.
EKONOMİK SIKINTI ÇEKİLMEDİ; ANCAK SOSYAL HAYAT ZEDELENDİ
Cihan Haber Ajansı’na konuşan Nava-i Vakt Gazetesi Genel Yayın Editörü Cavit Sıddıki, 1979’daki Afganistan işgalinden sonra Pakistan’a 4,5 milyon mültecinin gelmesinin o zamanlar halk tarafından memnuniyetle karşılandığını aktardı. Sıddıki ancak 11 Eylül’den sonra birçok terörist aktivitenin ülkeye gelen mülteciler tarafından organize edildiğinin tespit edilmesinden sonra kamuoyunun “Afganlıları, istikrar gelen ülkelerine geri gönderme” konusunda hemfikir olduğunu belirtti. Bu aşamada birçok sivil toplum örgütünün de mültecilerin geri dönüşü için gösteriler yaptığını kaydeden Sıddıki, halihazırda Pakistan’da 2 milyona yakın mültecinin kaldığını aktardı.
Avrupa’nın, sosyal hayatı ve asayişi bozmamak için mültecilere kapılarını kapattığını vurgulayan Sıddıki, Türkiye’nin de topraklarında Suriyelileri çok uzun süre ağırlamayı düşünmemesi gerektiğini savundu. Avrupa Birliği’nin Suriyeli mülteciler için Türkiye’ye 3 milyar Euro’luk kaynak aktarma kararına değinen Sıddıki, Pakistan’a da o zamanlar BM ve diğer İslam ülkelerinin büyük maddi yardımda bulunduğunu hatırlattı. Ancak ülkedeki mülteciler tarafından organize edilen suçlar ve terör faaliyetleri sebebiyle sosyal hayatın tehdit altına girdiğinin altını çizen Sıddıki, şimdilerde ise toplumda büyük huzursuzluk oluştuğunu kaydetti. Sıddıki, mültecilerin Pakistan’da sosyal hayatı zedelediğinin tam olarak farkına varılmasının ise 30 yıl sürdüğünü söyledi.
SUÇA MEYİLLİ MÜLTECİLER ÖZELLİKLE TAKİP EDİLMELİ
Sıddıki şöyle devam etti: “Avrupa ülkeleri güçlü ekonomiye sahip olmalarına rağmen Suriyeli mültecileri kabul etmiyorlar. Belli sayıda mülteciyi kabul ettiler, onları da ülkelere dağıttılar. Çünkü bir ülkenin tek başına işin içinden çıkamayacağını, mültecilerin topluma ve asayiş sistemine de zarar vereceğini biliyorlar. Bunlar, çok sayıda mülteciyi topraklarında barındırmayı göze alan Türkiye için bir ders niteliğinde olmalıdır.”
Türkiye’ye giriş yapan mültecilerin kayıt işlemlerinin sıkı takip edilmesi ve suça meyilli mültecilerin özellikle takip edilmesi gerektiğini hatırlatan Pakistanlı mülteci uzmanı, Türkiye’nin BM ile daha aktif çalışması gerektiğini vurguladı.
SUÇLARIN ÇOĞU MÜLTECİLERDEN KAYNAKLANIYOR
Sıddıki, mültecilerle birlikte Pakistan’ın değişen sosyal dokusu konusunda şu tespitleri dile getirdi: “Afgan mülteciler, Pakistan’a kendileri ile beraber silah ve uyuşturucu getirdiler ve Pakistan’a yeni bir atmosfer aşılamaya başladılar. Artık Pakistan’da birçok kesim, mültecilerin ülkemize sosyal hastalıklar getirdiğini ve çok sayıda suça karıştıklarına inanıyor. Güvenlik ve istihbarat birimlerimiz, son 30 yılda işlenen suçların çoğunun mültecilerden kaynaklandığını biliyor. Güvenlik güçlerimiz birçok mülteciyi suç işlediği için hapse attı. Mültecilerin kamplarının veya yerleşkesinin bulunduğu hangi şehirde bir suç işlense polis olayın altından mültecilerin çıktığını görüyor ve onlara odaklanıyordu.”
SİYASET, MÜLTECİLERİ DE RANT KAPISI OLARAK KULLANDI
Siyasilerin her zaman mültecileri “rant kapısı” olarak gördüğü uyarısında da bulunan Sıddıki, 1978’den 1988’e kadar ülkeyi yöneten eski Cumhurbaşkanı Ziya ül Hak’ın mültecileri popülaritesini artırmak için kullandığını ifade etti. Sıddıki, Pakistan’daki Cemaat-i İslami ve Cemaat-i Ulema-i İslam partilerinin de mültecileri siyasi avantaj ve oylarını yükseltmek için kullandığını vurguladı. Pakistanlı gazeteci, Türkiye’deki partilerin de mültecileri seçim malzemesi olarak kullandığını dile getirdi.