New York JFK Havalimanı’nda 27 Mart’ta tutuklanan Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın kefaletle serbest bırakılıp, tutuksuz yargılanmak için mahkemeye sunduğu başvuruda önemli ayrıntılar göze çarpıyor.
Atilla’nın avukatlarının, hakim Richard Berman’a yaptıkları son başvuruda müvekkilleriyle cezaevinde yeterince görüşmemelerinin nedenleri arasında Sarraf’ın avukat görüşmeleri de gerekçe gösterildi.
“SARRAF GÖRÜŞÜYOR DİYE ENGELLENDİK” İDDİASI
Amerika’nın Sesi’nden Can Kamiloğlu’nun haberine göre; Atilla’nın, avukatları Victor J. Rocco, Thomas E. Thornhill ve Cathy Fleming aracılığıyla yaptığı yeni ve daha kapsamlı kefalet başvurusunun eklerinde yer alan belgelere göre, Sarraf’ın, avukatlarıyla görüşme yapması nedeniyle kendilerinin müvekkilleriyle görüştürülmediklerini iddia ettiler.
Atilla’nın avukatları, yaklaşık bir buçuk yıldır New York Güney Bölgesi Federal Mahkemesi’nde tutuklu olarak yargılanan İran asıllı Türk işadamı Rıza Sarraf ile aynı mahkemede yargılanan müvekkillerinin, aynı hapishanede bulundukları zamanlarda Sarraf’ın, avukatlarıyla görüşmesi olduğu için müvekkilleriyle görüşemediklerini iddia edip bu günleri tarihleriyle birlikte mahkemeye sundu.
“AYNI ŞEKİLDE DAVRANAMAZSINIZ”
Atilla’nın avukatları sundukları son kefalet başvurusunun birçok yerinde müvekkilleri hakkında yapılan suçlamaların Sarraf ile ilgili suçlamalarla kıyaslanmayacağını belirterek kefaletle serbest kalması gerektiğini savundular. Mahkemeye sunulan başvuruda, Sarraf’ın kefaletle serbest bırakılması için alınan ret kararındaki yorumun Atilla için yapılamayacağı vurgulandı. Atilla’nın avukatları müvekkillerinin iddianamede yer alan iki ve üçüncü maddelerden suçlandığını Sarraf’ın ise bir ve dördüncü maddelerden suçlandığını belirterek mahkemenin kefaletle alacağı kararında bunu da dikkate almasının gerekliliği savunuldu.
“SAVCILARIN NASIL EL ETTİKLERİ YETERİNCE AÇIK DEĞİL”
Avukatlar, müvekkilleri Atilla aleyhine Türk yetkililere dayandırılarak dava dosyasına konulan delillerin transkriptlerinin ise belirsizlik ve kafa karıştırıcı olduğunu öne sürdüler. 2013 yılında Türk kolluk güçleri tarafından elde edilen bu delillerin, Türkçe’den garip bir şekilde İngilizce’ye çevrildiğini iddia ettiler.
ABD savcılarının bu konuşmaların kayıtlarını veya transkriptlerini nasıl elde ettiklerinin ise yeterince açık olmadığını savundular. Söz konusu iddialarla ilgili, müvekkilleri Atilla’nın adının geçtiği on iki ayrı konuşmanın bulunduğunu, ancak savcılığın bunlardan sadece dördünün kayıtlarının karşılığı olan transkriptleri dosyaya koyduğunu ileri sürdüler.
Avukatlar, 5 Temmuz 2013’te Atilla ile Sarraf arasında yapıldığı iddia edilen iki görüşmenin kayıtlarına dair transkriptlerin de dosyada yer almadığını iddia ettiler.
Kaynak:Oda Tv