CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, TBMM’de görüşülen 2018 bütçesinde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı kuruluşlardan Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK)’in bütçesi üzerine CHP Grubu adın konuştu.
AKP hükümetinin enerji politikalarını eleştiren Barış Karadeniz, tüm Dünya’nın temiz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yöneldiğini vurguladı. CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz’in konuşması şöyle:
Temiz enerji kaynaklarına yönelen bir dünya var. Nükleer lobilerinin yalanlarına kanmayın sevgili arkadaşlarım. Dünya, nükleer santrallerin atıklarıyla hâlen uğraşıyor, çözemedi; siz “Nükleer santral yapacağım.” diyorsunuz. Rica ediyorum, bırakın bu işleri. Ülkenin gerçek sorunlarına yönelin. Bu ülke ancak böyle kurtulur.
“ENERJİ POLİTİKALARINIZIN KOSKOCA BİR YALAN OLDUĞU ORTAYA ÇIKIYOR”
Japonya yapım bedelini 16 milyar dolar açıklarken siz 20 milyar dolardan bahsediyorsunuz. Bu durumda, enerji politikanızın koskoca bir yalan olduğu ortaya çıkıyor, tamamen ranta yönelik bir politika. İthal kömürlerle termik santraller yapmaya kalkıyorsunuz. Ülkemizin dört bir tarafını mahvediyorsunuz, Amasra gibi güzelim yerleri mahvediyorsunuz. Bir de yirmi yıl elektrik alım garantisi vererek nükleer santral yapmaya kalkıyorsunuz. Kimi kandırıyorsunuz? Birilerinin cebi dolsun, birileri zengin olsun diye ülkenin millî kaynaklarını yok etmeye hakkınız yok. “Her şeyi millî yaptık.” diyorsunuz ya, millî eğitim sistemini çökerttiniz, millî olan kaynakların üstüne çöktünüz, üstüne üstlük rüşveti de millî yaptınız.
“HER KANDIRILDIK DEDİĞİNİZDE FATURAYI VATANDAŞIMIZ ÖDEDİ”
AKP Genel Başkanı “İstanbul’a ihanet ettik.” diyor, peşine özür diliyor. FETÖ‘yü başımıza bela ettiniz, sonra “Kandırıldık.” dediniz. Habur Sınır Kapısı’ndan teröristleri davul zurnayla soktunuz, tekrar “Kandırıldık.” dediniz. Barzani’ye arka çıktınız, kandırıldınız. Kardeşiniz Esad’dı, sonra Esed oldu, şimdi gene Esad olma yolunda devam ediyor; burada da tebrik ederim. Siz de biliyorsunuz Suriye politikasının yanlış olduğunu. Bir sürü cana mal oldu; analar ağlıyor, yürekler sızlıyor. Daha doğmamış çocuğun bile hakkını yiyorsunuz. Aslında kandırılan siz değilsiniz, “Kandırıldık.” diye ülkenin masum vatandaşlarını kandırıyorsunuz. Her “Kandırıldık.” dediğinizde faturayı bu masum vatandaş ödüyor.
“YANDAŞLARI KALKINDIRDINIZ”
2002 yılında ülkenin başına geldiğinizde ülkeyi adaletle yöneteceğinizi iddia ettiniz, ülkeyi kalkındıracağınızı söylediniz. Adınızda “adalet” var ama ülkedeki adaleti mahvettiniz. “Kalkınma” dediniz, sadece yandaşları kalkındırdınız.
Biz dünyada büyük bir tarım ülkesiydik. Mısırı, buğdayı, pirinci, mercimeği, samanı, eti ithal eden bir ülke olduk. Üretim kaynaklarını da bu arada kuruttuk. Üreticiyi destekleyeceğinize ithalatı desteklediniz. “Türkiye’de tarım bitsin, vatandaş üç kuruşa muhtaç olsun, biz de üç kuruş verelim, mecbur edelim.” mantığı yanlış bir mantık. Saraylarda ülkenin sefasının sürülmesiyle olmaz bu işler.
Millî eğitim sistemini doğru hamlelerle bir yere getirebiliriz, inşa edebiliriz; ülkede birlik ve huzur sağlarsanız, şu OHAL’i de kaldırırsanız adaleti yeniden tesis etmek için adımlar da atabiliriz ama nükleer santral belasını başımıza bela ederseniz bunun geri dönüşü olmaz arkadaşlar. Biz Karadeniz’de Çernobilfelaketinin etkilerini hâlen yaşıyoruz. Bunun geri dönüşü yok. Yani burada “Kandırıldık.” deseniz de hiçbir şey ifade etmiyor.
Dünya nükleer atık sorunu yaşıyor. 2002 yılında bu ülkenin başına geldiğinizde her şey iyiydi, Çernobil faciasında bir bölge mahvolmuştu. Şimdi, iktidarınızda tüm ülkeye bir felaket yaşatıyorsunuz. Bu felaketi artık siz de kontrol edemiyorsunuz. Aynı nükleer santral atıklarının dünyada kontrol edilemediği gibi sizin de atıklarınız biri Pensilvanya’da, biri de New York’ta; kontrol dışı, kontrol de edemiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar) Ülke bedel öderken elde ettiğiniz kârlar da Man Adalarında. Millî servetlerimiz de saraya harcanıyor arkadaşlar. Bu ülkeyi mahvetmeye hiç hakkınız yok.
Gelelim güzel Sinop’umuza, Türkiye’mizin cennetine. Bizim derdimiz, eğitim, kültür ve turizm şehri olmak. Sizin derdinizi ben bir türlü anlayamadım. Plansız ve yanlış enerji ve yanlış yatırımlarınızla Sinop’u mahvetmek mi istiyorsunuz acaba? Cennetin ortasına bir gün termik santral yaptırmaya kalktınız Sayın Bakan. Birileri para kazansın diye şimdi Mavi Bayraklı denizlerimize balık çiftlikleri kurdurmaya çalışıyorsunuz. Bir sürü HES yaptınız, milletin cebindekini aldığınız gibi akarsularımızın can suyunu da aldınız. Şimdi, nükleer santral yapmaya kalkıyorsunuz. TAEK’in internet sitesine bugün baktım, gördüm ki “Nüfusu az olan yerlere nükleer santral yapmak doğru olur.” diyor. Bu ne demek? Sinop’u siz çoktan gözden çıkarmışsınız. Nereden temiz para kazanırız değil; bu ülkeyi nasıl kalkındırırız, onun hesabını yapın, bu bir kardeş tavsiyesi. Yaptığınız zararların faturalarını nasıl vatandaş ödüyorsa, bu vatandaş bu faturayı size ağır şekilde ödetir bir gün, hiç şüpheniz de olmasın.
Güzel Sinop’umuza bir gelin. Ben bu kürsüden bir gün bütün milletvekillerimizi Sinop’a davet etmiştim. Biz misafirperveriz. Ne kadar yanlış yaptığınızı, enerji politikalarınızı Sinop üzerinde nasıl yanlış uyguladığınızı göreceksiniz. Biz eğitim şehri olmak istiyoruz arkadaşlar. İlimizin okullarında bir sürü öğretmen açığı var, gelin, onlara bakın. Bir sürü öğrenci kalacak yurt bulamıyor. Başarılı fen lisemizin kontenjanını azalttınız. İlimizin üniversitesinde 64 ÖYP’li arkadaşımız daimî kadro için bekliyor. Sayın Rektör diyor ki: “Ben Sinop’u çok seviyorum.” Yani nasıl oluyor bu Sinop sevgisi, ben hayret ediyorum. Bu sevgi, bu ne aşk! Sayın Rektör -ona da sesleniyorum- ver kadroyu, ilimizi eğitimde kalkındıralım; ben de sizi eğitime attığınız bu temelle bir sefer de buradan alkışlayayım.
Sinop’umuzun, ülkemizin nükleer santrale ihtiyacı yok arkadaşlar; temiz, yenilenebilir enerji kaynaklarına ihtiyacımız var, bunun için mücadele etmemiz lazım. Bu AKP Hükûmetinin Sinop’a ne kastı var, çok merak ediyorum. Nerede insan sağlığına, doğaya zarar verecek bir yatırım varsa hemen adres Sinop.
Gelin, Sinop’tan başlayalım, yandaşa değil, vatandaşa hizmet etmeye. Nükleer santral için ve yanlış enerji politikaları için kullanılacak bugünkü Enerji Bakanlığının bütçesini kesinlikle oylamıyorum, Allah’ınızdan bulun diyorum.