CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, basın toplantısı düzenledi.
Öztrak’ın açıklamasından öne çıkanlar şu şekilde:
Ortada çok ciddi iddialar var. Aşıların saray sosyetesine ve AK Partililere bir süredir zaten yapıldığı söyleniyor. Milletvekilimiz bu iddiaları Sağlık Bakanı’na sordu. Bakan bu iddiaları net bir şekilde yalanlayamadı. Yuvarlak cevaplar verdi. Bu konu, yuvarlayarak geçiştirilecek bir konu değil. Hiç olmazsa aşıda partizanlık yapmayın. Bari aşıda yandaşlık olmasın. Torpil olmasın. Biz bunun da takipçisi olacağız.
Salgında tüm hükümetler vatandaşlarına yardım gönderdi. Saray ise vatandaşlarımıza İBAN numarası gönderdi. Millete beş maskeyi bile dağıtamadı. Devlete 40 yıl vergi veren esnaflarımıza salgında 40 gün bakamadı. Şu zor dönemde çiftçilerimizin tarlasına, traktörüne, ineklerine haciz koydular. Salgınla mücadele edeceklerine, verilerle mücadele ettiler. Canla başla çalışan CHP’li belediyelerle mücadele ettiler. Aşevlerinin parasına bile el koydular.
Beşiktaş’ta terör şehidi gencimizin babasına, bağlaya bağlaya 121 lira maaş bağladılar. Aradan geçen zamanda, bu aylık da ola ola, 192 lira 59 kuruş oldu. Kendilerine ise maaşlarının dışında, 18 bin liralık hakkı huzur takdir ettiler. Ama Cumhurbaşkanı Yardımcısı devlette kimin ne aldığından haberdar değil. Yetmedi dün de Tunus’a 5 milyon dolar hibe verdiler. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu? Sarayın beslemelerinin 47 milyon dolarlık Fransız jeti aldığı gün, Samsun’da 45 yaşında bir vatandaşımız, eline “iş, aş” yazarak yaşamına kıydı. Millet artık cinnet getiriyor. Salgında milletimizin payına acı reçete, el âleme, milyonlarca dolarlık çekler keşide… Hep diyoruz “bunlar el iyisi” diye… Milletin vergileriyle, duran, uçan, kaçan saraylarda oturup milletimizi unuttular. Tüm bu kibri, tüm bu şımarıklıkları milletimiz görüyor. Saray sosyetesinin ve beslemelerinin notlarını veriyor. Milleti unutanları evlerine göndermek için, sabırsızlıkla gün sayıyor. O gün geldiğinde de bunlara yerlerini gösterecek.
Salgında sadece vaka ve vefat istatistiklerine karartma uygulanmıyor. İşsizlik rakamlarına da karartma uygulanıyor. Dün Eylül dönemi iş gücü ve istihdam verileri açıklandı. Geçen yılın aynı dönemine göre 733 bin yurttaşımız işini kaybetmiş. Aynı dönemde “gerçek çalışanları” gösteren işbaşında olanların sayısı da 1 milyon 186 bin kişi düşmüş. Buna karşın, işsiz sayısı önceki yıla göre 550 bin kişi azalmış. Bu nasıl bir hokus pokustur ki millet işini yitirirken işsiz sayımız düşüyor? Çünkü; artık umudunu yitirip iş aramaktan vazgeçenleri TÜİK işsiz saymıyor. İşsizi işsiz saymayınca işsiz sayısı da 550 bin kişi azalıyor. Eylül’de iş aramadığı halde çalışmaya hazır olan, eksik, yetersiz ve mevsimlik çalışanlarla beraber gerçek işsiz sayımız ise 10 milyon 249 bin. Son bir yılda; gerçekten işsiz olan yurttaşlarımızın sayısındaki artış 2 milyon 266 bin kişi. Gerçek işsiz sayısı son altı aydır 10 milyonun üzerinde seyrediyor. Bir de istihdamda göründüğü halde “iş başında olmayan” 1 milyon 963 bin yurttaşımız var. Bunları da dâhil etsek işsiz sayısı 12,2 milyona ulaşıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın, Ulaştırma Bakanı ve 23 isim hakkında yolsuzluk dosyalarını mahkemeye taşıması haberlerine erişim engeli getirildi. Hukukta reform böyle mi yapılacak? Yolsuzluk dosyalarına erişim engeli getirilerek mi işler düzelecek? Biz onun için “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” diyoruz.
AK Parti Genel Başkanı partisinin İl Başkanları Toplantısında, CHP’ye yönelik nefret dilini en ağır şekilde kullanmaya devam etti. Ama yaptığı konuşmada; siftah yapamayan, “Bari ekmek verin” diyen esnaflarımız var mıydı? Hayır. Tarlasına, traktörüne, ineklerine hükümetin kredi kuruluşunun haciz koyduğu çiftçilerimiz var mıydı? Hayır.
12 milyonu aşkın işsizimizin ıstırabı var mıydı? Karın tokluğuna, yol parasına çalışırım diyen gençlerimiz var mıydı? Hayır. Salgınla ilgili istatistikleri saklaması sonucunda yaşamını kaybedenlerin ailelerine bir özür var mıydı? Hayır. Özelleştirilmedi deyip özelleştirdiğiniz Tank Palet Fabrikası’nda, 18 ayda üreteceğiz deyip de üretemediğiniz tankların hesabı var mıydı? Hayır.
Şu buhranda milletin elinden giden malın mülkün hesabı var mıydı? Hayır. Merkez Bankası’nın kasasından buharlaşan 128 milyar doların hesabı var mıydı? Hayır. Anlıyoruz sıkıntıdasınız… Masayı devirip hesap ödemeden kaçma niyetindesiniz. Yok öyle… Hesabı son kuruşuna kadar milletimize ödeyeceksiniz.”
Öztark, Erdoğan’ın Kılıçdaroğlu’na yönelik “Seni kim nerede ne zaman dinlemiş, yargıya anlat” açıklamasına ise şu yanıtı verdi:
“Bugün tüm muhalefet partilerinin neredeyse tamamında böyle bir endişe var. Onları bırakın milletimizin tamamında var. Bu ülkede telefonlar hukuksuz bir şekilde dinlenmedi mi? O telefon tapeleri üzerinden insanlar hapislere atılmaya kalkışılmadı mı? 17 yıldır devleti yöneten kişinin böyle bir rahatsızlığı gördüğü andan itibaren re’sen soruşturma açması lazım. Geçtiğimiz hafta telefon dinlemek ahlaksızlıktır diyen İçişleri Bakanı daha birkaç yıl önce dinlenmedi mi?”